2019'da antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar nedeniyle dünya genelinde bir milyondan fazla kişi hayatını kaybetti
Antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlar hızla artmaya devam ederken, bilim insanları antimikrobiyal ilaç alternatifi arayışlarında balın doğal iyileştirici özelliklerini inceliyor.
Tıp dergisi Lancet'e göre 2019'da dünya çapında 1,2 milyondan fazla kişi antibiyotiğe dirençli bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybetti.
Bakterilerin antibiyotiklere karşı artan direnci, "antibiyotik öncesi döneme" geri dönme tehlikesi yaratarak küresel sağlığı ve güvenliği muazzam derecede tehdit ediyor.
Cardiff Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden Profesör Les Baillie şöyle dedi:
Evrim geçirmiş, neredeyse tüm antibiyotiklere dirençli bakteriler görüyoruz ve elde hiçbir şeyin kalmayacağı bir aşamaya yaklaşıyoruz.
BBC'ye konuşan profesör, üniversitenin bal üzerine yaptığı araştırmanın geleneksel ilaçlara geri dönme çabası olduğunu ve "atalarımızdan bir şeyler öğrenip öğrenemeyeceğimizi görmek için" yürütüldüğünü de sözlerine ekledi.
Antibiyotik içeren bal, yüzyıllardır bazı hastalıklarla savaşmak ve yaraları tedavi etmek için doğal bir ilaç olarak kullanılıyor.
Cardiff Üniversitesi'ne göre bal, "düşük pH, hidrojen peroksit, arılardan gelen peptitler ve yüksek şeker içeriği gibi bir dizi faktör sebebiyle iyileştirici özelliklere" sahip.
Bal ayrıca mikrobiyal enfeksiyonların tedavisine yönelik ilaçların geliştirilmesinde zengin bir kurşun kaynağı sunan antimikrobiyal fitokimyasallar içeriyor.
Cardiff Üniversitesi'nden bilim insanları, bu antimikrobiyal bileşikleri bulmaya ve izole etmeye çalışıyor.
Bunu da balı bir "ilaç keşfetme aracı" olarak kullanarak, arıların antibiyotik içeren bir bitkiye gidip gitmediğine bakarak yapıyorlar. Bilim insanları bitkiyi keşfettikten sonra bileşiklerini inceleyebilir.
Dr. Jennifer Hawkins, "Planımız arıları özel dedektifler olarak çalıştırıp onları ülkedeki her çiçekli bitkiyle görüşmeye göndermekti" dedi.
Her ziyarette, bazıları antibakteriyel olabilecek fitokimyasallar içeren nektar ve bitkinin DNA parmak izini taşıyan polen şeklinde biyolojik bir materyal topluyorlar.
Üniversite, Yeni Zelanda'dan Manuka balının faydalarını referans olarak gösterdi.
Bu bal türü, arıların güçlü antibakteriyel özelliklere sahip bir bileşik üreten bir bitki olan Manuka çalısından (Leptospermum scoparium) beslenmesiyle üretiliyor.
Profesör Baillie'ye göre bilim insanları araştırmalarında "bakteri ve virüsleri öldürme" potansiyeline sahip olduğundan, karahindibanın bileşiklerini de yakından analiz etti.