Ben de sizin gibiydim 5 Şubat'ta…
İki göz de olsa, başımı sokacak bir evim, elini tutacak bir eşim, gidecek bir işim vardı…
Zordu belki hayat, ama buna dayanacak takatim, direnecek azmim vardı…
Ne zaman yıkılacak olsam, evlatlarım beni ayakta tutardı…
Ben de sizin gibiydim 5 Şubat’ta…
Sobanın üstünde de olsa kaynayan bir aşım, sudan dertlerde bağrıma basacağım bir taşım vardı…
Bugün ne taş kaldı taş üstünde, ne baş kaldı göğsüme yaslanacak…
---------------
Benim de sizden farkım yoktu 5 şubatta…
Hep meşguldüm, çok işim vardı hiçbir zaman yetişmeyen…
Tencerede kaynayan aşım vardı saatlerce pişmeyen…
Ve benim de hayallerim vardı, isteklerime yetişmeyen…
Bugün ne hayalim var dertlerin ortasında, ne hayallerimi bana hatırlatacak kimsem…
-------
Evimin kapısı, kapının anahtarı vardı…
Bir de çocuğumun ayakkabıları vardı hiç giyilmeyen…
Eşim vardı, arkamdaydı dağ gibi, kendisi hiç bilmeden…
Arkadaşlarım vardı güldüğüm, ağladığım…
Babam vardı babam, varken varlığını bilmediğim…
Anam vardı, ağlarken gözyaşını silmediğim…
____
Küslüklerim vardı benim de sizin gibi 5 Şubat’ta, kırılmışlıklarım ve dinmeyecek sandığım öfkem…
Dert ettiklerim vardı, esas derdin bu olduğunu bilmeden…
Kayıplarım vardı farketmediğim, gittiğinde asla geri gelmeyen…
Ben de sizin gibiydim 5 Şubat’ta…
Ben de sizden biriydim acının gerçek yüzünü görmeyen…
---------
Daha çok az bir zaman önce olanı dert ederdim, olmayanın kıymetini bilmeden…
Daha çok az bir zaman önce, dertlenirdim dert olmayacak şeyler için…
Bugün bilmem kaç Şubat…
Benden size tavsiye, yaşarken sevdiklerinizin kıymetini, kaybetmeden elinizdekilerin değerini bilin…