Yastayız….
Onbinlerce canımızı kaybettiğimiz için…
Çığlıklar karşısında çaresiz kaldığımız, ana babasını kaybeden çocuklarımızın soran bakışlarına cevap veremediğimiz için…
Anaların feryatları, çocukların hıçkırıkları karşısında elimiz kolumuz bağlı olduğu için yastayız…
Çok üzgünüz….
İçerde ve dışarda onca dertle, problemle uğraşırken canevimizden vurulduğumuz ve acze düştüğümüz için, çok üzgünüz…
Yanıyoruz…
Ülkemizin ve milletimizin bu şoku ve kayıpları, atlatmak ve telafi etmek için kaybedeceği yıllara…
Yıllarca kapanmayacağını bildiğimiz yaralarımıza,
‘Orada Kimse Yok mu’ çığlıklarını duyduğumuzda, kendi kendimize ‘var mı acaba?’ dediğimize yanıyoruz…
Suçluyuz…
Deprem felaketi bağıra bağıra, uyara uyara geldiği halde kulaklarımızı tıkadığımız, umursamadığımız ve önlem almadığımız, hatta suça ve suçluya göz yumduğumuz için suçluyuz…
Kızgınız…
Rant için oy veren vatandaşlık bilincine sahip olmayan vatandaşa…
Daha fazla para kazanmak için malzemeden çalan müteahhit bozuntularına…
Evinin üstüne İki tuğlayla bir kat daha çıkıp bunu kar sanan tatlı su kurnazlarına…
Ortalıkta binlerce ölüm, yüzbinlerce yara varken birbirlerine halen bağırıp çağırarak, ‘sen-ben’ kavgası yapanlara , yaptığı veya yaparmış gibi yaptığı yardımları gözümüze sokanlara kızgınız…
Ama biliyoruz…
Tarihi hem mucizelerle hem de talihsizliklerle dolu olan bu ulus, tekrar yaralarını elbirliğiyle saracak.
Yeniden bir ve beraber olup silkinip doğrulacak…
Yaralar gidecek, ama yerleri kalacak…
Ve mutlaka bir şekilde ayağa kalkacak…
Ve o zaman bu ülkenin insanları hep bir ağızdan bağıracak:
‘Suçlu! Ayağa kalk!’