ABD'nin resesyona gireceği korkusu küresel piyasalarda satışlara yol açıyor. Hisse senetleri hızla düşerken tahvillerde zayıflama görüldü. Bu sırada Japon yeni ise güçlendi.
Küresel piyasalar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisinde yaşanan resesyon endişesiyle ürkütücü bir Pazartesi gününe "merhaba" dedi.
Dünyanın en büyük ekonomilerinden ABD'de yaşanan resesyon, yatırımcıları "risk almaktan kaçınma dalgasına" sürükledi.
Geçtiğimiz hafta Asya piyasaları kötü kapanırken, Japonya'nın Nikkei 225 Endeksi yüzde 12,4 düşüşle Aralık 2023'ten bu yana en düşük seviye olan 31.458 puandan kapanış yaptı.
Avrupa hisse senedi piyasaları ise pazartesi günü keskin bir düşüşle açıldı. Orta Avrupa saatiyle sabah 09:30'da Euro STOXX 50 endeksi yüzde 2,8 düşerek ocak ayından bu yana en düşük seviyesine ulaşarak üst üste üçüncü düşüş gününe doğru başlangıç yaptı.
İtalya'nın FTSE Mib endeksi yüzde 3,5'lik düşüşle Mart 2023'ten bu yana en kötü tek günlük düşüşünü yaşadı. Bu arada Almanya'nın DAX, Fransa'nın CAC 40 ve İspanya'nın Ibex 35 borsaları da yüzde 2,5 düşüş ile güne başladı.
En ağır darbeyi ise bankacılık hisseleri aldı. Hollanda merkezli ING Grup'un hisseleri yüzde 6,8 düşerken, onu yüzde 5 düşen Fransız şirketi Societe Generale takip etti.
Alman bankası Deutsche Bank hisselerinde yaşanan yüzde 4,4 düşüş, İtalyan UniCredit ve Intesa Sanpaolo şirketlerinin hisselerinde ise yüzde 4 oranında yaşandı.
Euro bölgesinin en büyük mevduata sahip bankalarından olan Fransa merkezli BNP Paribas'daki düşüş yüzde 3,9 yaşanırken, İspanyol Banco Santander'de ise yüzde 3,5 olarak gerçekleşti.
Tahvil piyasasında, getiriler Alman getiri eğrisi boyunca geriledi ve 2 yıllık getiri 6 baz puan düşüşle Mart 2023'ten bu yana en düşük seviyesi olan yüzde 2,29'a geriledi. Bund getirisi 3 baz puan düşüşle yüzde 2,14'e gerileyerek güvenli liman varlıklarına yönelik artan talebi yansıttı.
Danimarka merkezli Danske Bank'ın döviz ve faiz stratejisti Mohamad Al-Saraf, "Şu anda piyasadaki hissiyat, enflasyondaki düşüş hikayesinden ziyade ekonomilerdeki zayıf büyümenin kârlı olmadığını ve düşük rakamların artık risk açısından 'pozitif olarak yorumlanmadığını' gösteriyor," diye yazdı.
Ekonomik kriz dönemlerinde, yatırım davranışı açısından düşük ekonomik veriler bir alım fırsatı (risk-pozitif) doğurabiliyorken, mevcut durumda yatırımcıların bu düşük rakamların risklerini pozitif olarak yorumlamadığı görülüyor.
Euro, dolar karşısında, dolardaki genel zayıflığın etkisiyle 1,0950 seviyesine yükselerek Mart 2024'ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Japon para birimi yen (JPY), Temmuz ayında yenin on yılın en düşük seviyelerine gerilemesine neden olan "carry trade" (düşük masraflı bir varlık alıp, yüksek getirili bir varlık olarak ödünç verilmesi) sorunundan kurtulmakla birlikte ABD doları karşısında beş gün üst üste değer kazandı.
Dolar, pazartesi günü JPY'e karşı yüzde 2,4'ün üzerinde değer kaybederek 2022 sonlarından bu yana en kötü seansını yaşadı.
ABD ekonomisine neler oluyor?
Son ABD verileri, temmuz ayında imalat faaliyetlerindeki beklenenden daha kötü bir daralma olduğunu ortaya koydu.
İstihdam raporunda ise endişe verici soğuma belirtileri görüldü.
ABD ekonomisinde temmuz ayında 114.000 yeni tarım dışı istihdam yaratılarak 150.000'lik artış beklentilerinin altında kaldı. İlk beklentide 179.000 olan istihdam artış rakamı, aşağı yönlü revize edilerek 150.000 artış olarak açıklanmıştı.
Endişe verici bir şekilde, işsizlik oranı yüzde 4,1'den yüzde 4,3'e yükselerek Ekim 2021'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Teknoloji devlerinden gelen üç aylık sonuçların karışık olması, ABD hisse senedi piyasasının yaklaşık yüzde 75'ini kapsayan S&P 500 endeksinin üst üste üçüncü haftasını da ekside kapatmasına neden oldu.
Özellikle ABD'li iş insanı Warren Buffett, Apple'daki hisselerinin neredeyse yarısını, 50 milyar dolar (1,6 trilyon TL) değerinde hisse satarak kendi şirketi Berkshire'ın nakit varlıklarını 277 milyar dolar (9.2 trilyon TL) gibi rekor bir seviyeye çıkardı.
Beklenenden daha düşük ekonomik veriler ve önde gelen finans kuruluşlarınındaki gerileme, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimlerine ilişkin ihtimalleri artırması, başta güvenli liman olarak görünen ABD Hazine tahvillerine olan yönelimi artırdı.
Faiz oranı vadeli işlemlerinden elde edilen piyasa tahmini olasılıkları da yatırımcıları hayal kırıklığına sürükledi. Piyasa beklentilerine göre eylül ve kasım aylarında 50 baz, aralık ayında ise 25 baz puanlık bir indirimi bekleniyor.
Geçtiğimiz hafta Federal Rezerv, eylül ayında faiz indirimine gidilebileceğini ima etse de Fed Başkanı Jerome Powell 50 baz puanlık bir indirim fikrini reddetti.
Tüm gözler ABD'nin Tedarik Yönetim Enstitüsü'nün (ISM) pazartesi açıklayacağı Satın Alma Yöneticileri Endeksi'ne çevrildi.
Bu endekse göre imalat sektöründeki daralmanın hizmet sektörüne yayılıp yayılmadığını ve potansiyel olarak devam eden bir durgunluğa işaret edip etmediği değerlendirilecek.
Ancak ekonomistler ağırlıklı olarak genel endeksin 48,8'den 51'e yükselmesini bekliyor.
Japon yeni yükseliyor, dolar düşüyor: Analistler ne düşünüyor?
Küresel piyasalardaki satışların yoğunlaştığı bu dönemde en çok kazananlar, faiz oranı piyasasındaki önemli hareketleri yansıtan tahviller ve Japon yeni oldu.
ING'nin Küresel Piyasalar Başkanı Chris Turner, düşük ABD faizleri, daha stratejik Japon döviz müdahalesi ve Japonya Merkez Bankası'nın geçen haftaki faiz artırımının USD/JPY'deki düşüşe katkıda bulunduğunu yazdı.
Intesa Sanpaolo'da piyasa stratejisti olan Luca Cigognini, "Dolardaki bu zayıflık ivmesinin kısa vadede, en azından bugün beklenen temmuz ayı ABD S&P PMI ve ISM Endeksi verilerine kadar devam edebileceğine inanıyoruz" diye yazdı.
Cigognini'ye göre Japon yeni bu ortamda güçlü kalmaya devam ediyor, ancak piyasa oldukça inişli çıkışlı kalabilir.
Aynı hareket EUR/JPY'de de görüldü ve cuma gününü 160,00 civarında kapattıktan sonra bugüne 155,80'den başladı ve tersine dönüş pek olası görünmüyor.
Bir ABD yatırım bankası olan Goldman Sachs, ABD'nin 12 aylık resesyon ihtimalini 10 puan artırarak yüzde 25'e yükseltti. Ancak ekonomist Jan Hatzius, verilerin genel olarak sağlamlığına ve büyük finansal dengesizliklerin olmamasına atıfta bulunarak resesyon riskini düşük görmeye devam ediyor.
Hatzius ayrıca, Fed Başkan Powell'ın, Fed'in fon faizini 525 baz puan indirebileceğine ve gerekirse ekonomiyi hızlı bir şekilde destekleyebileceğine yaptığı vurgunun altını çizdi.
Danimarka merkezli Danske Bank ise önümüzdeki 12 ay boyunca çok fazla Fed faiz indiriminin fiyatlandırıldığı düşüncesinden dolayı, yılın ikinci yarısı için EUR/USD üzerinde aşağı yönlü bir görünüm ifade etti.
Fed indirimlerinin yeniden fiyatlandırılmasını aşırı bulan banka, zayıflama işaretlerine rağmen ABD ekonomisinin çöküşün eşiğinde olmadığına dikkat çekiyor.
Banka, "EUR/USD'nin önümüzdeki 6 ila 12 ay içinde 1,05/1,03 seviyelerine doğru istikrarlı bir şekilde gerilemesini bekliyoruz" diye bildirdi.