Üstün zekâlı olma kavramı son derece tartışmalı. Bir yanda nörobilimciler ve nöropsikologlar sadece ortalamanın üzerinde bir IQ'ya (intelligence quotient - zekâ katsayısı) sahip olan çocukların üstün zekâlı olarak görülebileceğini söylerken diğer yanda pedagoglar ya da spor hocaları üstün zekâlı ya da yetenekli olma kavramının birçok alanda beceri ve yetenek gösteren çocukları da kapsaması ve çok daha geniş tutulması gerektiği görüşünde.
Yine de IQ testine giren ve 97'nin üzerinde bir sonuç alan çocukların üstün zekâlı olarak kabul edilmesi yönünde genel bir uzlaşı var.
Sao Paulo'da yaşayan altı yaşındaki Theo Costa Ribeiro bu çocuklardan biri. Theo ilk kelimelerini altı aylıkken söylemiş, 18 aylıkken cümleler kurmaya başlamış ve anaokuluna verilmiş.
Theo'nun babası Igor Ribeiro, ''Bir kelime gördüğünde bize her bir harfin ne olduğunu tek tek sorardı. Soru sorup dururdu. Hiçbiri de aptalca sorular değildi'' diyor.
Ribeiro'nun ailesi çocuğu hiçbir şeye zorlamamış ama merakını da teşvik etmiş.
Pandemi döneminde akranları daha alfabeyi öğrenirken, üç yaşındaki Theo okumayı, yazmayı ve hesap yapmayı biliyormuş.
Temmuz 2021'de okul yönetimi Theo'nun ailesiyle görüşmek istemiş ve çocuğun akranlarına göre çok yüksek bir performans gösterdiğini söyleyip IQ testi yapmalarını tavsiye etmiş.
Ribeiro ''Ardından biz de bir nöropsikoloğa gittik, IQ testi yaptırdık, EQ (emotional quotient - duygu katsayısı) testi yaptırdık. Testler sonucunda bize verdikleri raporda Theo'nun seviyesinin üstün zekâlı olmanın da ötesinde olduğu yazıyordu. Çok şaşırmıştık,'' diyor ve gülerek ekliyor:
''Peki tamam, dedik, ama biz bu çocuğu ne yapacağız şimdi?''
Altı yaşında bir delikanlı
Nöropsikolog beş yaşındaki Theo'nun gerek entelektüel gerekse duygusal olarak 14-15 yaş seviyelerinde olduğu sonucuna varmış.
Ama bu Theo'nun çocukluğunu yaşamadığı anlamına gelmiyor.
Theo her zaman dışa dönük, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seven, okuldaki derslerinden keyif alan ve dinozorlara meraklı bir çocuk olmuş.
Theo'nun babası, ''Bazen dinozorlarıyla oynamayı, çizgi film izlemeyi seven altı yaşındaki bir çocuk oluyor. Bazen de garip bir ergen 'modülüne' giriyor ve bir bakıyorsunuz ki felsefik bir tartışmanın içindesiniz'' diye konuşuyor:
''Daha şimdiden insanların nasıl ürediğini, genetik kodu falan anlatmamız gerekti. Theo bir çocuk ve bir ergenin karışımı gibi.''
Theo okula gitmesinin yanı sıra futbol ve müzik dersleri de alıyor.
Babası Riberio, '' Eksik olan şey hükümetin bu konuda hiçbir inisiyatifi olmaması. Sanki eğitim bakanlığı ve yetkililer Theo gibi çocuklara ilerlemesinler diye kasten ket vuruyor gibiler,'' diyor.
BBC, Brezilya Eğitim Bakanlığı'yla da görüşme talebinde bulundu ancak henüz olumlu bir yanıt alamadı.
Nicolle'ün öyküsü
Sekiz yaşındaki Nicolle Peixoto ilk kelimesini altı aylıkken söylemiş: Baba.
Annesi Jessica, ''Bir yaşındayken ona bebekler alıyordum ama Nicolle hep kalem kâğıtla oynamak istiyordu'' diyor.
Nicolle iki yaşındayken gittiği kreşteki öğretmenleri onun akranlarından ayrılan farklı bir çocuk olduğunu söylemişler.
2021'de Nicolle yedi yaşındayken Rio de Janeiro'da bir okula gitmeye başlamış ve orada okul yönetimi ailesine Nicolle'ü IQ testine sokmaları tavsiyesinde bulunmuş.
Nicolle halen ilkokul üçüncü sınıfa gidiyor. Ancak ailesi IQ testinin ardından verilen raporun öngördüğü şekilde Nicolle'ün sınıf atlayacağını söylüyor.
Nicolle şimdiden doktor olma hayalleri kuruyor, ama asıl tutkusu matematik.
Annesi, ''Bir gün kiliseye ayine gitmiştik. Yanındaki arkadaşının elinde altıncı sınıf matematik dersi kitabı vardı. Kız OKEK (ortak katların en küçüğü) hesapları yapıyordu, Nicolle de izliyordu. Eve döndüğünde her şeyi tek tek kendisi hesap etti ve doğru sonuca ulaştı,'' diyor.
Nicolle altı yaşındayken babasına piyanonun nasıl çalındığını sormuş ve babası da temel bazı bilgiler vermiş.
Nicolle ardından piyanonun başına oturmuş ve bir şarkıyı kendi kendine çalmaya başlamış.
Nicolle başkalarıyla ilişki kurma konusunda da zorlanmıyor, hatta tam tersine.
Annesi, ''Ne yapıyor bilmiyorum ama çok kolay arkadaşlıklar kuruyor ve çevresine hızla uyum sağlayabiliyor'' diyor.
Üstün zekâ belirtileri
Öncekikle her ne kadar iyi bir ön haberci olarak kabul edilse de bir çocuğun erken olgunlaşması üstün zekâlı olduğu anlamına gelmiyor.
Bu ancak çocuğun entelektüel kapasitesini ölçmeyi amaçlayan IQ testi dahil bir dizi testten sonra ancak tespit edilebiliyor.
Ölçüm psikologlar, nöropsikologla, pedagoglar gibi uzmanlar tarafından yapılıyor.
Yine de bir çocuğun üstün zekâlı olduğuna işaret edebilecek bazı karakteristik özellikler de var:
Keskin bir merak
Yaşının ötesinde bir kelime haznesi
Öğrenmede kolaylık ve yüksek entelektüel potansiyel
Çabuk muhakeme
Liderlik, kendine güven
Muhteşem bir hafıza
Yaratıcılık
Fikirlere adapte olma ya da değiştirme yeteneği
Bilgili gözlemler
Hedefe ulaşmada kararlılık.
Üstün zekâlı olduğu tespit edilemeyen çocuklar okula ilgilerini kaybedebiliyor ve davranış sorunları sergileyebiliyorlar.
Nörobilimci Dr. Fabiano de Abreu, ''Yeterince stimüle edilemedikleri için okulda iyi notlar alamayan çok fazla üstün zekâlı çocuk var. Bazen tekrara dayalı öğretim metodları ya da sınıf yapırısı bu gibi çocukları rahatsız ediyor ve yeteneklerini ilerletemiyorlar'' diyor.
Birçok ülke gibi Brezilya'da da üstün zekâlı çocukların resmen kategorize edildiği bir sistem bulunmuyor.
Çoğunlukla bu çocukların yetenekleri aileleri, okuldaki öğretmenleri ya da arkadaşları tarafından fark ediliyor.
Dolayısıyla üstün zekâlı çocuk sayısının resmi verilerin çok daha üzerinde olduğu sanılıyor.
Sanat, spor, akademik derece: Hepsi üstün zekâyla bağlantılı mı?
Brezilya Üstün Zekâ Konseyi'ne göre bu tür insanlar iki gruba ayrılıyor. Birincisi iyi notlar alan ve bilimsel verileri öğrenmekte çok başarılı olan "akademik" grup. Diğer grubun ismi ise "yaratıcı ve/veya üretken".
Psikolog Priscila Zaia, ''Birinin üstün zekâlı kabul edilebilmesi için duygusal ve sosyal açılardan da bazı özellikleri sergiliyor olması gerek. Bu tür insanlar çok daha hassas ve empatik olurlar, adalet duyguları çok yüksektir, çok gözlemcidirler ve ayrıntılara dikkat ederler'' diyor ve ekliyor:
''Ayrıca entelektüel alanın dışında müzik, spor, sanat ya da dansta da görülen yetenekler olabilir.''