Rusya ile Ukrayna paralı askerlerden oluşmuş özel orduları nasıl kurdular?
Birkaç gün önce Karadeniz'deki Rusya gemilerine saldıran Ukrayna hücumbotları insansız Rus deniz araçları tarafından imha edildi.
Bu münasebetle Rusya ile Ukrayna'nın paralı askerlerden oluşmuş özel orduları nasıl kurduklarına değineceğiz.
Gazprom, Rusya'nın en büyük şirketi ve dünyanın en fazla doğalgaz çıkaran kuruluşu. 2011 yılında 513 milyar metreküp doğalgaz üretimi gerçekleştiren şirket, 44,6 milyar dolar kâr etti.
Avrupa ülkelerinde pazar payı yüzde 27. 2021 verilerine göre şirketin net kârı 2 trilyon doları aştı. Bu da onu dünyanın birinci doğalgaz şirketi yapıyor.
Gazprom, 1995 yılında kurulmuş olup Rusya'nın üçüncü büyük petrol üreticisi. Gazprombank ise Rusya merkezli bir banka. 1991 yılında kurulmuş olup varlık bakımından Rusya'nın üçüncü büyük bankası.
Vikipedi ansiklopedisinden alınan bu genel bilgilere hemen her yerde rastlamak mümkün.
Benim açımdan yeni olan Gazprom şirketi bünyesinde bir milis ordusunun kurulduğuna dair Batı kaynaklı bazı raporlar oldu.
The Time'ın bu husustaki haberi, El Cezire Arapça bültenin 12 Şubat 2023 tarihli sitesinde de yayımlandı. (1)
Batı medyasındaki haber-yorumlarda, Wagner grubu ile Gazprom milisleri arasında ciddi gerginliklerin olduğu ileri sürülüyor.
BBC Arapça bülteninde yayımlanıp İngilizceye çevrilen raporlara bakılırsa şimdilerde Ukrayna'daki ciddi çatışmalara katılan ve son olarak Bahmut (70 bin kişinin yaşadığı tuz madeni kasabası Bakhmut) bölgesinin alınmasında önemli rol oynayan özel paralı milislerden oluşan Wagner grubuna benzer birkaç paramiliter (ordu benzeri) grup daha bulunuyor. (2)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakınlığıyla bilinen Wagner grubunun kurucu başkanı oligark (iş insanı) Yevgeny Prigozhin (Yevgeni Prigojin) de, geçen nisan ayı sonunda Ukrayna'da çatışan üç farklı paralı profesyonel paramiliter gruptan bahsetmişti: Stream, Tortaş, Flayim.
BBC Radyosu, Rusya'nın resmi haber ajansında savaş muhabiri olarak çalışan Aleksandr Siminof ile Telegram hesabı üzerinden irtibat kurup söyleşti.
Söyleşinin akışı içinde Yevgeny Prigozhin'in yukarıdaki açıklamasının doğruluk derecesini de sordu.
Siminof aşağıdaki cevabı verdi:
Onlar (şirketler ve iş adamları) özel paralı ordularını kurarak ne kadar güzel bir iş yaptıklarını göstermek istiyorlar. Ancak ellerinde savaş uçağı, top ve elektronik savaş aletleri bulunmuyor. Mesela İHA ve SİHA'ları yoktur. Acil ve olağanüstü durumlara anında müdahale edebilecek kurtarma ekiplerinden mahrumlar.
Problemin bir yanı budur. Diğer yanında ise daha büyük bir sorun var: Çatışma süreçlerinde bu paralı birimlere doğru biçimde kumanda edilemediğinden, taktiksel açıdan işi başaracak komutanlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Siminof'un, "Bahmut mıntıkasında konuşlandırılmış Wagner grubunun cephede ilerlediği bir sırada yakınındaki mevzilere Gazprom şirketine ait özel paralı askerlerinin niçin ve nasıl gönderildiği" yolundaki soruya verdiği yanıt ise şöyle:
Onlar acemiler, askeri eğitimleri ve lojistik destekleri zayıftır.
BBC'nin değerlendirmesinden yola çıkarsak, Wagner kurucusu Prigozhin'in Gazprom grubunun askeri birimine yönelik rahatsızlığı ve öfkesi, bahsedilen paralı asker ordusu ile diğer üç grubun varlığından haberdar olmamıza yaradı.
Başkan Stanislav Bauman, Arkanjelsk (Arkhangelsk) bölgesinde eskiden başbakanlığa bağlı içişlerinde sorumluluk alan emekli bir albay ve politikacıdır.
Duyumlara göre; Rusya Başbakanı Mihail Vladimiroviç Mişustin bu yılın başında Gazprom şirketinin yan kolu olan Gazprom Neft firmasına, "Gazprom Neft Özel Güvenlik Birimi" ismiyle kurulan birimin sorumluluğunu emekli albay ve şirketin emniyet müdürü Stanislav Bauman'a verdi.
Ona Omsk şehrinde yeni bir paramiliter (yarı askeri) grup kurma talimatı verdi.
O sırada "Personel Merkezi" adıyla Omsk şehrinde yeni ortak müteşebbis bir şirket daha kuruldu.
Personel Merkezi, ülkenin kuzeyindeki Saint Petersburg şehrinde kayıtlı bir güvenlik şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Yöneticisi ise Sergeyi Tutşelin olup, kendisi Rusya Federasyonu Omsk bölgesi Güvenlik Dairesi başkan yardımcısı idi.
İngiltere yayın kuruluşu BBC'nin sözünü ettiği ilgili raporda, Gazprom ordusu kurulmasının perde arkasındaki hikâye şöyle devam ediyor:
Personel Merkezi şirketinin özel güvenlik birimi oluşturmasındaki maksat, Gazprom firmasının tesislerini korumak olarak açıklanmış. Ancak Ukrayna istihbaratına bakılırsa, bu bilinen bir güvenlik grubu değil, tamamen özel paralı bir ordu birimi olup Wagner grubu model alınarak kurulmuştur.
Resmi olarak Gazprom ile Stream paramiliter grubu arasındaki bağlantı henüz tespit edilmiş değildir. Olayın ortaya çıkışı Wagner Paralı Ordusu Başkanı Prigozhin ile yapılan söyleşinin muhtevasına dayandırılmaktadır. Ek olarak sosyal medyadaki paylaşımlar, böyle bir ordunun varlığına işaret etmektedir.
23 Nisan 2023'te Stream Grubu, Telegram kanalıyla çekimi yapılan bir video yoluyla Putin'e mesaj iletmişti. Gönderen kişi bu gruba komuta eden Yevgeni Lenin ismiyle videoda görüntü veriyordu. Yanında maskeli ve kamuflaj üniforması giymiş askerler vardı. Oradaki anlatıma göre Stream Grubu, Gazprom'a bağlı emniyet bölümü birimleri tarafından kurulmuştu.
Bu güvenlik birimi, aynı zamanda Stream ve diğer paramiliter bölükleri nisan ayından beri Bahmut'ta çatışmak üzere göndermektedir. Görevleri Wagner özel ordusunun yan-arka cephelerini korumaktır.
Putin'e gönderilen videolu bir mesajda söz konusu Stream Grubu paralı askerleri, şikâyet ve taleplerini şöyle dile getiriyorlar:
'Bize sevk edilen askeri ve lojistik destek yetersizdir. Komutanlarımız ise sorumsuzca davranmaktalar. Bu nedenle 17 Nisan'da çatışma cephesinden geri çekilmek zorunda kaldık. Komutanımız, güvenli bölgeye çıkışımızı keyfi biçimde yasaklamış, oraya gidecek olanları öldürmekle tehdit etmiştir. Ayrıca biz Ukrayna'da Rusya Savunma Bakanlığı yetkililerinin komutası altında çalışmak üzere sözleşmiştik. Hâlbuki şirketin askeri-idari bölümü olan Redut'un (askeri tahkim ve takviye karargâhı) gözetimi altında görev yapıyoruz.'
Aynı videoda, cephedeki çatışmalar sırasında yaralanmış olanlara da yer verilmiş. Aleksandr Takaşinko isimli bir paralı asker, şunları anlatıyor:
'Diydavot Bölümünün komutası altında bulunuyoruz. Gazprom şirketinin iki ayrı paralı askeri grubu daha bulunuyor: Tortaş (Turtaş) ve Flayim (ya da Torch, Flow, Flame). Her ikisi de Savunma Bakanlığı bünyesinde faaliyetteler. Gazprom, Ukrayna'daki savaşın başından itibaren paralı asker grupları oluşturmak üzere harekete geçti. Rusya'nın dört bir yanından özel güvenlik biriminde istihdam edilmek üzere adam topladı. Bunlar, Trigolay kampında (Rusya'nın elektronik savaş biriminin merkezi sayılan güneydeki Tambov mıntıkasında) eğitildiler. (3)
Aleksandr Takaşinko'nun gerçek kimliğini araştıran BBC, onun 1996 doğumlu olduğunu ve Orenburg yöresindeki Gazprom Madencilik bölümünde istihdam edildiğini öğrenebilmiş.
Ancak güvenlik bölümünün sakıncalı ve hassas olması nedeniyle onun faaliyetini gösteren medya hesabına ulaşamamış.
BBC, Takaşinko'nun ailesine ulaşıp söyleşmek istemiş ama talebi kabul görmemiş.
Özel paralı birimin sembolü, Volga Bölgesi Özel Güvenlik Birimi olarak belirlenmiş. Bu kokartları üniformaları üzerinde taşıyorlar. Normalde bu, şirketin iç güvenlik birimine işaret etmektedir.
Rusça yayınlanan Novaya Gazeta'nın haberine göre şirket, daha önceleri Suriye iç savaşı sürecinde "Stroitransgaz" tesislerini korumak gayesiyle bölgeye gidip güvenlik hizmeti sağlamıştı.
İlaveten mühendislik ve inşaat faaliyeti yürüten şirketin başka işlerini de yapmıştı.
O sıralarda Wagner grubu cephede bizzat savaşa ve saldırıya katılırken, milyarder işadamı Gennady Timişenko'ya bağlı olan Stroitransgaz'ın özel güvenlik birimleri ise cephedeki kapsamlı çatışmalara pek katılmayıp, daha çok cephe gerisinin güvenliğini sağlıyorlardı.
ABD'nin Avrupa'daki sesi RadioFreeEurope (Hür Avrupa Radyosu) sitesinde Mark Krutov ve Sergei Dobrynin imzalı ve (RFE/RL's idel. Realities) referanslı iddiaya bakılırsa bu gruplardan başka Moran Security Group (Moran Güvenlik Grubu), Slavonic Corps (Slavonik Birlikleri), ENOT Corps (ENOT Birlikleri) gibi paralı birimler de bulunuyor.
New America Foundation (Yeni Amerika Vakfı) kuruluşunun 2019 tarihli raporuna göre; geçmiş yıllarda gemilerin yollarını kesip baskın yapan deniz korsanlarına karşı tedbir amaçlı kurulan bu tür birimlerin tarihi 1990'lara kadar uzanıyor.
Rusya'nın en yaygın kamu şirketi Sovcomflot da aynı maksatla Moran birimler
Slavonic Corps Bilikleri ilk kez 2013 yılında Hong Kong'da ortaya çıktı. Moran Grubu'nun iki ileri geleni sayılan Vadim Gusev ile Yevgeny Sidorov, Slavonic Birlikleri savaşçılarını Şam yönetiminin talebi üzerine Suriye'ye gönderdiler.
Orada, IŞİD dâhil İslamcı silahlı örgütlerin tehditleri ve saldırılarına maruz kaldılar. Suriye petrol kuyularının Cihatçıların eline düşmesiyle birlikte çok sayıda Slavonic savaşçısı yaralandı. Bunun üzerine Gusev ile Sidorov Rusya'ya geri döndüler.
ENOT Birlikleri ise 2014 yılında Rusya'nın Kırım'ı alması sürecinde ortaya çıktı. Rus milliyetçisi aktivist Igor Manguşev tarafından kurulan ENOT, Kırım'ın alınmasında yaşamsal bir rol oynadı. (5)
Savaş nedeniyle Ukrayna da bilhassa Arap ülkelerinden ve büyük ihtimalle şimdiler de serseri mayın gibi dolaşan cihatçılardan özel paralı askeri birimler kurmak için duyurular yapabiliyor.
Örneğin ünlü Fransız politikacı François Asselineau, Ukrayna'nın Kuzey Afrika ile Ortadoğu'daki Arapları paralı asker olarak almak için (Adzuna adlı) elektronik ortamda bir duyuru yaptığını ortaya çıkardı.
Buna göre; alınacak asker başına 23 bin Avro ödenecek ve Avrupa vatandaşlığı verilecekmiş. Dileyen adı geçen Fransız politikacının adzuna isimli bloğundaki şu Fransızca bilgiyi okuyabilir.
Not: Gerek BBC gerekse Amerikan Hür Avrupa Radyosu'nun Gazprom şirketi hakkında sundukları bilgilerin önemli bir kısmı, Wagner Grubu'nun kuruluş ve faaliyet hikâyesi ile mekân ve zaman bakımından da benzerlik göstermektedir.
Bilgilerin önemli bir bölümünün ABD ve Avrupa istihbarat teşkilatlarının yardımıyla derlendiği sanılmaktadır.
İlaveten Ukrayna istihbaratının verdiği bilgiler de zaten gizlenmeden referans olarak alınmaktadır.
Bu durum, yukarıda kaleme alınan değerlendirmelere bilimsel kuşkuyla yaklaşılmasını hatırlayıp, alternatif kaynaklara da bakmamızı gerektirmektedir.
Putin Erdoğan'ı niçin destekliyor?
Durumu biraz olsun anlamak için Rusya, ABD, Batılı ülkelerin seçimle ilgili son açıklamalarını hatırlatmakta yarar var:
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sürecine müdahale amacıyla dolaşıma sokulan montaj, kumpas, Deepfake içerik ve kasetlerin arkasında Rusya'nın bulunduğunu iddia etmişti. (6)
Bir gün sonra Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Bu açıklamaların gerekçelerini bilmiyoruz. Bu tür ifadeleri şiddetle reddediyoruz. Herhangi bir müdahale konuşmasının olmadığını resmi olarak ifade edebiliriz. Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'na böyle bir bilgi veren var ise, onlar yalancıdır" diye karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu ise ertesi günkü Twitter hesabında, "Elimde kanıtlarım olmasaydı, böyle bir açıklama yapmazdım" cevabını verdi.
Her durumda Kılıçdaroğlu'nun bu sert uyarısı, kamuoyunda şöyle değerlendirildi:
Batılı ülkelere mesaj veriyor fakat kullandığı dil diplomatik değil. Bu uyarıyı başka bir üslupla ve farklı kanallarla yapabilirdi.
ABD Başkanı Joe Biden'in birkaç yıl önceki konuşmasında, "Erdoğan'ı otokrat olarak niteleyen ve muhalefetin desteklenmesi gereğini" vurgulayan sözlerini Cumhur İttifakı'nın sanki yeniymiş gibi kamuoyuna sunması üzerine ABD Ulusal Güvenlik Kurulu sözcüsü John Kirby, "Kimin hükümet olacağına Türk halkı karar verecek" şeklinde bir açıklama yaptı.
Açıklamanın özü şuydu: "Başkan Biden, kim kazanırsa onu destekleyecek!" (7)
Resmi yalanlamalara rağmen tutum açıktır:
Putin, İran, Azerbaycan, Körfez'deki Arap ülkeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri Başkanları ve Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Erdoğan'ın kazanması için hareket halindeler. ABD ile Batılı ülkeler ise genelde muhalefetin kazanmasını tercih ediyorlar.
Putin-Erdoğan ilişkisi noktasında, Independent Türkçe internet gazetesinde yayımlanan "Türkiye seçimlerinin gölgesinde kalan Cidde Zirvesi'nin politik şifreleri" başlıklı ve 22 Mayıs 2023 tarihli yazımda Rusya Devlet Başkanı'nın Erdoğan'ın kazanması için uğraştığını yazmıştım:
Moskova yönetimi, birinci turda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriyeli mevkidaşı Esad'ı, Cidde Zirvesi sonrasında buluşturmak için gayret ediyor; resmi kurumları ve Rusya medyasını seferber ederek, her münasebette bilhassa Erdoğan'ın söz ve etkinliklerinden bahsetmesi gerektiğini belirtiyor...
Rusya'nın esas amacı, Erdoğan-Esad buluşmasını gerçekleştirmektir. Böylece Erdoğan hakkında 'krizleri iyi yöneten zor zamanların adamı' algısını yaratmak istiyor Putin.
Kremlin yönetiminin konuya ilişkin ilgisi, görüşü ve politikasını, Rusya'nın resmi medyasının etkin isimlerinden siyasi yorumcu Aleksandr Nazarov'un "Türkiye, ya Erdoğan'ın yolundan gidecek yahut başarısızlığa mahkûm olacaktır" başlıklı makalesinden anlıyoruz.
Yazı, 16 Mayıs tarihli ROTOLINE (Rusya Today) sitesinin Arapça bülteninde yayınlandı. Özetleyelim:
Türkiye gelişmekte olan başarılı bir ülkedir. Ancak başta enerji kaynakları olmak üzere hammadde ve doğal servetler yönünden yoksul sayılır. Bu yüzden Türkiye'nin ekonomik gelişmesi birinci derecede dış politikadaki etkenlere, ikinci olarak çok açık vermiş olan dış ticaretinin hacmine bağlıdır. Bu yüzden her iki etken de birçok yönden Türkiye'nin dış politikasının sınırlarını çizmektedir. Çünkü ülkenin garantili ve ucuz enerji kaynaklarına ihtiyacı hayli büyüktür.
Fiyat artışlarını önlemek ve enerji kaynaklarına ulaşmakta zorluk çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu zorluğu askeri-siyasi gücünü, enerji kaynaklarını elde etme politikasıyla takas etmek için kullanmaktadır. Aslında kendisi çoğu zaman çatışma çıkarıp teşvik ettikten sonra dönüp çatışan taraflara yardım etmesiyle biliniyor.
Risk ve tehlikeleri barındıran böyle bir gelişmiş siyaseti yönetmek üst seviyede politik bir maharet ister. Başkan Erdoğan bu hususta ustalaşmış olup, her açık ve gedik bulduğunda oraya sızarak fırsat kollamaktadır. Dolayısıyla gayet karmaşık ittifaklara dayalı devasa bir sistem kurmuş olup; verdiği tavizlere karşılık kendi lehine tavizler elde etmektedir. Her çiçekten bir katre özsu alan arılar gibidir.
Bunları Erdoğan'ı desteklemek için söylemiyorum; tersine, güçlü bir hasmı takdir babından belirtiyorum.
Mevcut ortam ve şartlarda gerçekleştirdiği icraatlarına rağmen Erdoğan'ın başarısı, olumsuz ekonomik gidişatta bile uçurumun kenarında kalabilmesindedir. En büyük tehlikesi ise gidişatın yönünü değiştirmesi olacaktır ki, bu da ekonomik krizin çifte darbe almasıyla yaşanabilir…
Rusya'nın yardımıyla Türkiye tahıl ve doğalgaz dağıtım merkezi haline gelmiştir. Rusya'dan ilave petrol akışı da sağlanıyor. Aracılar vasıtasıyla Türkiye üzerinden çeşitli pazarlara aktarılan büyük miktardaki mallar, Rusya'ya yönelik yasak duvarlarını aşarak tüketicisinin eline geçebiliyor. Ek olarak Rusya ve Çin pazarlarında revaçta olan farklı ürünlerin satışı ile buna benzer ticari işlemler sayesinde, ülkedeki ekonominin çökmesi önlenmektedir.
Ancak bu tür alışveriş yöntemleri batılı ülkeler açısından makbul sayılmıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin geri adım atıp Batı'da benimsenip makul karşılanan yöntemleri yeniden tercih etmesi, Rusya nazarında tam bir intihar olur…
Türkiye, Arap devletleri ve bilhassa Basra Körfezi'ndeki yönetimlere arasını düzeltip yönelmiştir. Çünkü bu ülkeler ABD ile arasına mesafe koyup Rusya ile Çin'e yönünü çevirdiler, Şam yönetimiyle normalleşme sürecini başlattılar ve Rusya ile de petrol fiyatlarını koruyabilmek için işbirliği yaptılar. Böylece ABD ile Rusya arasında fiilen başlamış olan üçüncü dünya savaşının sınırlarını da belirlemiş oldular.
Türkiye'de Millet İttifakı adayının kazanması halinde, Körfez'deki Arap ülkelerinin şu anda bulunduğu blokun çıkarına aykırı bir tutum alacaktır. Bu ise (petro-dolar zengini-F.B.) Arap ülkelerinin mali yardımlarını/yatırımlarını etkileyecektir.
Kaldı ki mevcut durumda ABD ile Avrupa Birliği ülkeleri, ekonomik bakımdan iflasın eşiğindeler. Kendi ekonomilerinin ve mali pozisyonlarını gözden geçirmekteler. Bu haliyle onların Türkiye'ye yardımları sınırlı kalacaktır…
Naçizane görüşüm şudur ki; eğer muhalefet kazanırsa, Türkiye ekonomik bakımından iflas eden bir ülkeyi yönetecektir. Bu yüzden Türkiye, Erdoğan'ın başarılı olduğu yolu izlemeye mahkûmdur. İster Erdoğan isterse muhalif aday (Kılıçdaroğlu-F.B.) olsun, aksi yoldan giden herkes başarısızlığa mahkûmdur... 8
Aynı makaleden alıntı yapan Lübnanlı gazeteci, yazar ve siyasi yorumcu Toni Fransis ise şöyle bir değerlendirme yapıyor:
Türkiye'deki seçimi anlayabilmek için (Rus yazar Aleksandr Nazarov'un) ekonomik ağırlıklı analizi yetmiyor. Rusya, jeopolitik nedenlerle Türkiye ile mevcut ilişkilerinin şimdiki gibi kalması ve sürmesinden yanadır. 2016 yılından bu yana Erdoğan, Putin ile Libya, Suriye ve Kafkasya'da ortak çalışmaktadır. Ukrayna'daki savaştan ötürü de her ikisi arasında özel bir ilişki gelişti.
Geçtiğimiz hafta (seçim sonrasında) CNN kanalına konuşan Erdoğan, 'Biz, Rusya'ya yaptırım dayatma konumunda değiliz. Batılı ülkelerin ambargolarını uygulama yükümlülüğümüz de yok. Putin ile özel ilişki geliştirmemiş olsaydık, tahıl ihracatının yolu açılmazdı' dedi... Dolayısıyla Rusya'nın Erdoğan'ı desteklediğini görmek için ayrıca bir kanıt gerekmiyor.
Bu arada Rus gazetesi EurAsia Daily, Kılıçdaroğlu'nun kazanması, "Rusya, İran ve Azerbaycan için her türlü tehlike demektir" diye yazdı. Gazete, yorumunu Kılıçdaroğlu'nun Amerikan Wall Street Journal gazetesine verdiği şu demecine dayandırdı: 'Kazandığımızda, Rusya'nın Türkiye'deki yatırımlarını korumakla birlikte batılı ülkelerin Moskova yönetimine uyguladığı ambargo kurallarına da uyacağız. Çünkü NATO üyesi olan Türkiye'nin alınan kararlara uyacağını Putin de iyi biliyor.'
Demek ki Batı'nın Türkiye ile sıkı ilişkiler kurup sağlamlaştırması Rusya ve İran'ın işine gelmiyor. Ancak cumhurbaşkanı kim olursa olsun Azerbaycan ile İran arasında yaşanan gerginliğin tırmanması sürecinde Türkiye, bu işe duyarsız kalmayacaktır.
İranlı yazar Ali Bikrali, İran'ın bu husustaki endişesine katılmıyor; şöyle ki:
'Erdoğan'ın İran karşıtı tehlikeli husumeti eskiye dayanmaktadır. O, dinsel (mezhepsel) uyarılarda bulunmakla Arap (Körfez) ülkelerinin İran ile işbirliği yapmasından hoşnut kalmadığını göstermiştir. Erdoğan, İran'ın bölgeden uzaklaştırılmasına yönelik adımlar da atmıştır. Bu nedenlerden ötürü, İran'ın yararı açısından Kılıçdaroğlu'nun kazanması Erdoğan'ın kalmasından daha iyidir…'
İranlı yorumcu yukarıdaki sözleriyle bir yandan Rusya'nın mutlak Erdoğan yanlısı tezine karşı fikir yürütürken, diğer yandan Erdoğan'ın Osmanlıcı-İhvancı eğilimindense Türkiye Cumhuriyeti değerlerini benimseyen Kılıçdaroğlu'ndan yana tutum alıyor… 9
Bu bahiste alıntıladığımız kaynaklardaki değerlendirmelere bakarak, Türkiye'deki seçimin sadece iç politika değil; jeopolitik eksenli dış politika meselesi olduğunu ve yerli etkenler kadar dış etkenlerin de sonuç üzerinde tesiri olabileceğini anlıyoruz.
Kaynakça:
1. https://www.aljazeera.net/politics/2023/2/12/.
2. https://www.independentarabia.com/node/453661/
3. https://www.rferl.org/a/russia-other-mercenary-companies-ukraine/32424520.html, 23 Mayıs 2023. https://www.rferl.org/a/russia-wagner-prigozhin-failure/32425650.html, 24 Mayıs 2023.
4. https://www.newamerica.org/international-security/reports/decoding-wagner-group-analyzing-role-private-military-security-contractors-russian-proxy-warfare/tracing-wagners-roots/.
5. https://www.csis.org/blogs/post-soviet-post/band-brothers-wagner-group-and-russian-state, 21 Eylül 2020. https://www.rferl.org/a/russia-other-mercenary-companies-ukraine/32424520.html.
6. https://tr.euronews.com/2023/05/11/kemal-kilicdarogludan-rusyaya-acik-uyari-deep-fake-icerikler-ve-kasetlerin-arkasinda siz-varsınız, 11 Mayıs 2023.
7. https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/politico-biden-kim-kazanirsa-onu-destekleyecek-2082258, 17 Mayıs 2023.
8. https://arabic.rt.com/press/1461159.
9. https://www.independentarabia.com/node/453866/, 17 Mayıs 2023.
Independent Türkçe