Online dizi ve film platformu Paramount'da yayınlanan Curfew isimli dizinin temelinde bu kışkırtıcı soru yer alıyor.
Distopik bir gelecekte geçen dizide, tüm erkekler, Kadın Güvenliği Yasası kapsamında akşam 19:00 ve sabah 07:00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağına uymakla yükümlü tutuluyor. Erkek nüfusun hareketleri 7/24 takılmak zorunda olan bilekliklerle takip ediliyor.
Tüm bunların amacı kadınlara yönelik şiddeti önemli ölçüde azaltmak.
Ancak sokağa çıkma yasağı saatlerinde bir kadının öldürülmesiyle, dizide, önlemlerin etkinliği tartışılmaya başlanıyor.
Jayne Cowie'nin After Dark adlı romanından uyarlanan dizinin ana karakteri, Alexandra Burke tarafından canlandırılan bir öğretmen olan Helen.
Burke, "Bazen sadece bir kadın olmaktan dolayı çok fazla korku hissediyorsunuz" diyerek canlandırdığı karakterle özdeşleştiğini söylüyor.
Dizinin konusunun, bir tartışma başlatacağına inandığını söyleyen Burke, “Gerçekten her erkeği aynı kefeye koyamazsınız, her erkek kadınlar için bir tehlike oluşturmuyor ve bu yüzden, bu konu dizi için harika bir konsept” diyor.
Curfew isimli dizi, yüzeysel nitelikte önlemlerin, cinsiyete dayalı şiddetin karmaşık yapısını gerçekten çözüp çözemeyeceğini de ele alıyor.
Dizide Pamela Green isimli polis memurunu oynayan Sarah Parish, kadın cinayetini çözmeye kararlı bir karakteri canlandırıyor.
Ancak bu cinayet soruşturmasında da, yalnızca erkeklerin şiddet uygulayabileceği fikrine karşı çıkan bazı meslektaşlarının şüpheciliğiyle baş başa kalıyor.
Dizinin yapımcısı Nathalie Peter-Contesse, dizinin yaratım sürecinde şu soruların yer aldığını anlatıyor:
“Kadınların sürekli arkalarına bakma zorunluluğu olmadığı bir dünya neye benzerdi? Gece geç saatlerde sokakta olmalarında bir problem olmayan bir dünya nasıl olurdu?
Nathalie Peter-Contesse, gerçek dünyada “kadınlar için adı konulmamış bir sokağa çıkma yasağı olduğunu” söylüyor ve devam ediyor:
“Gece yarısından sonra tek başımıza dışarı çıkarsak ve başımıza bir şey gelirse, insanlar ‘O saatte ne yapıyordu ki?’ der. Bu, toplumun başına bela olan ve çözüleceğine dair hiçbir işaret olmayan bir sorun.”
Yapımcı kadın, “Erkeklerin, eşlerini ve kızlarını korumak için kendi özgürlüklerinden ödün vermeyene kadar istekli olduklarını görmek de ilginç” diyerek dizinin atmosferine gönderme yapıyor.
Kadına şiddetle ilgili tartışmalar, dünya çapında kritik bir başlık olmaya devam ediyor.
İngiltere’de hafızalara yerleşen Sarah Everard cinayetinin ardından Lordlar Kamarası’ndan Barones Jenny Jones, erkekler için saat 18:00'da sokağa çıkma yasağı önerisini dile getirmişti.
Jenny Jones’un "kadınların hayatını çok daha güvenli hale getireceği ve ayrımcılığı azaltacağını" savunduğu düşüncesi ülkede tartışıldı.
Jones, daha sonra bu fikrin, gerçekçilikten çok sembolik bir anlamı olduğunu söyledi.
Bazıları bu öneriyi aşırı olarak reddederken, bazıları da tartışmayı, ‘kadınların güvenlikleri için ne gibi önlemler almak zorunda kaldıklarını’ göstermenin bir yolu olarak gördü.
İngiltere ve Galler’de 2022 - 2023 yılları arasında kadına yönelik bir milyondan fazla suç kaydedildiği açıklandı. İşlenen tüm suçların toplam yüzde 20’sine karşılık gelen bu veri sonrası "ulusal acil durum" ilan edildi.
Yeni iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti, on yıl içinde kadınlara karşı şiddeti yarıya indirme hedefini açıkladı. Bunun, eğitim ve hesap verilebilirlik önlemleri üzerinden sağlanabileceği savunuluyor.
İsviçre ve İspanya gibi ülkelerde, Curfew dizisinde de yer alan, bileklik tipi izleme cihazları, aile içi şiddet suçluları üzerinde kullanıldı. 2021'de Londra'da da bir pilot uygulama hayata geçirildi.