Dondurmanın Tarihi: Geçmişte Soylular Onu Ele Geçirmişti!..

Geçmişte soylular onu ele geçirmişti, bu yüzden onu halktan sakladılar ve bu hala Arap toplumlarımızda sınıf ayrımcılığının bir işareti

Sosyal medyada bazen bir icat olarak adlandırıldı ve bazı çağdaş Batılı yazarlar bunu büyük bir icat olarak tanımladılar.

Ancak dondurma Arap dünyasına ait popüler bir yiyecek ve lüksü ve zenginliği ifade eden yiyecekler listesinde yer aldı.

Bu yüzden yabancı ismi bugüne kadar popüler bir şekilde dolaşmaya devam etti.

Dondurma, Batı kültürü adına tescilli bir buluş. Batı kültürü, dondurmanın bulunması da dahil olmak üzere bazı yiyeceklerin oluşum aşamaları boyunca, iki geleneksel dünyanın, yani zengin adamla fakir adamın dünyası arasında karışmayı engelleyen doğal bir bariyer koydu.

Bu durum yüzlerce yıl devam etti. Eski ve Yeni Dünyadaki bazı zengin insanlar (18'inci yüzyıla kadar) bu buluşu gizli ve lüks bir yemek olarak sakladılar.

Dondurma, yüzyıllar boyunca medeniyetler arasında, bazı kralların ve soyluların, çağdaşları olan elitlerden ve ayrıca genel halktan kasıtlı olarak gizlediği elit bir tarif olarak aktarıldı.

Donmuş lezzetin başlangıcı

Dondurma, antik dünyadan başlayarak, Avrupa'ya ve oradan da dünyanın her yerine ulaşmadan önce Yunan ve Çin'de popülerdi.

Ancak antik dünyada bu buluşun karşı karşıya olduğu en büyük zorluk, o dönemde bilimin ve insanın fiziksel olarak geri olmasıydı.

Çünkü sütün ve dondurmaya parlaklığını veren diğer tatların ve malzemelerin dondurulmasının aksine, doğada suyun dondurulması kolay ve olan bir şeydi.

Buna yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle ve sıradan mutfak gereçleriyle hazırlanan bu leziz yaz yiyeceğinin meşhur pürüzsüz ve ipeksi dokusunu elde etmenin zorluğu da eklenir.

İnsanoğlu, dondurmanın sıradan malzemelerini dondurmaya dönüştürebilmek için uzun zamana, ayrıca bilime ve makineye de ihtiyaç duydu.

Şekli, dokusu ve tadıyla özellikle kadınların ve çocukların daha çok ilgisini çekiyor.

Dondurma ve bilim

Dondurma, yakın zamana kadar belirgin bir dokusu olmayan, soğutulmuş meyve suları gibiydi ve birçok deney ve araştırmadan sonra insanlar, sütün donmasının yalnızca iki derecede (0,53 - 0,65°C) gerçekleştiğini öğrendi; bu, suyun donma noktasından çok daha düşük bir donma noktası.

Ancak kadim insanlar, en ünlüsü su ve süt karışımına tuz ekleyip daha sonra ilkel yöntemlerle dondurmak olan popüler tariflerle çözüme ulaşmışlardı.

Milattan sonra 153 yılında ev yapımı dondurmanın en ünlü tarifleri Ellis tarifi olarak bilinen tariflerdi.

O, tarihçiler Robin ve Caroline Weir'in bahsettiği, aristokrasiden olduğu anlaşılan Avrupalı kadın.

O, tarife şöyle yazdı:

Buz kaplarını sade veya tatlı dilediğiniz kremayla ve meyveyle doldurun, bu kapları çok sıkı kapatıp güneş ve ışığın ulaşamayacağı bir bodruma koyun, dört saat içinde donacaktır.

Malzemelerin dondurulması tek engel değildi. İpeksi doku ve iştah açıcı kıvam ile renklendirme de sorun oluyordu. Bunların hepsi insanın çok geç dönemlere kadar elde edemediği faktörlerdi.

Ancak ABD'nin New Jersey kentinden Nancy Johnson'ın 1843'te dondurmanın kendine özgü ipeksi dokusunu sağlayan manuel bir kolu olan bir soğutucuyu icat etmesinden sonra bunları yapmak mümkün oldu. Bugün, bu tatlıların evlerde ve dükkanlarda satıldığı biliniyor.

Sosyal hayatta dondurma

Hani Ramzi’nin 2002 yapımı "Mehami Hula" isimli filminde Mısırlı oyuncu Ola Ghanem, evlenmek istediği avukatın babasına hitaben şöyle dedi:

Hadi Başkan, oğlunuz dondurmayı ekmeğe batıracak.

Bu, muhafazakar kırsal kökenli bir avukatın moda alanında çalışan medeni bir kadınla evlenme arzusunu anlatan bir metafordu.

Bu sahne, o tarihe kadar dondurmanın, modern çağda toplumdaki sınıflar arasındaki yemek kültürü farklılığını açıkça ifade eden bir Batı sembolünden başka bir şey olmadığını gösteriyor.

Ayrıca bu yaşam kültürü sadece Mısır kırsalında değil her yerde bu şekilde. Dondurma çoğu zaman pek çok insanın alıp tadını çıkaramadığı bir lüks olarak kabul ediliyor.

Çünkü o, dokusu ve kırsal aile sofrasını doyurucu bir kahvaltı veya öğle yemeği olarak zenginleştirmeye yeterli olacak yumurta, süt, bal, meyveler ve diğer ürünler gibi basit içeriğine rağmen tıpkı bisküviler gibi ekmeğin ve geleneksel Arap yemeklerinin yerini alamaz.

Yarım bardak dondurma yaklaşık 140 kalori, 7 gram yağ ve 14 gram nişasta veya şeker içerir. Bununla birlikte, "dondurma" kültürü, sınıflar arasında, zengin ile fakir arasında ayrım yapılmasını engelleyen basit bir pembe engel olarak kaldı.

Hatta bu yemeğin erkeklerden ziyade kadınlara ve çocuklara daha uygun olduğu bilindiğinden, zaman zaman erkekler, kadınlar ve çocuklar arasında sosyal sınırlar bile koymuştu.

Aralık ayında dondurma

Bu daha çok Amr Diab'ın yapımcılığını üstlendiği ve Khairy Beshara'nın yönettiği 1992 yapımı "Ice Cream in Gleam/Glim" adlı başka bir Mısır filminde gösterildi.

"Aralık Ayında Dondurma" adlı şarkının yer aldığı müzikal, Cinderella'nın hikayesine benzer bir hikaye üzerinden dondurmanın bu sınıfsal anlamını vurguluyordu.

Kahraman (şarkıcı Saif), Glim’in sert kışında bile dondurma yiyen kıza aşık olur.

Büyük İskender'den, Roma'nın kaprisli Kralı Nero'ya, 17'nci yüzyılda İngiltere Kralı Charles'tan, Çin'in antik dünyadaki şöhreti Tang Hanedanı'na ve çağımızın pek çok ünlüsüne kadar hepsi bu buluşa kapılmış durumda.

Yunan hekim ve bilim adamı Hipokrat, dondurmanın, uykusuzluk, mide sorunları, bağışıklık zayıflığı ve iştahsızlık gibi birçok hastalığa neden olduğunu söylemişti.

Modern bilim, Yunan doktorun teorisinin geçerli olduğunu kanıtladı. Ardından internette dolaşan çeşitli kaynaklardan gelen birçok çalışma ve bilimsel araştırma, aşırı dondurma tüketimine karşı uyarıda bulunan bilgileri ve diğer birçok gerçeği ifade etti.

Çünkü dondurma insanın hayati ritmini değiştiriyor ve bazı sağlıklı erkeklerde, özellikle de uyku kalitesi söz konusu olduğunda, vücut ısısını yükseltiyor.

Independent Arabia