Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Ciddi travmalar yaşayan depremzedelerle hatalı iletişim onları daha da mutsuz edebilir. Dolayısıyla bu konuda çok hassas davranılmalı ve özellikle güvende oldukları hissettirilmeli” dedi.
Depremi yaşayan kişilerle diyalog kurarken dikkatli davranmak gerekiyor. Zira onları teselli etmeye çalışırken bazı söz ya da davranış biçimleri istemeden de olsa acılarını derinleştirebilir. “Hepimiz çok üzgünüz ve depremzedelere yardım etmek istiyoruz. Fakat bunu yaparken hassas davranmalıyız” diyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, özellikle afet bölgesindeki gönüllülerin depremzedelerle iletişim kurarken dikkat etmeleri gereken noktaları şöyle sıraladı…
Deprem korkusu nelere yol açar?
Deprem, birçok insanda endişeye sebep olur. İnsanların sevdikleri, ailesi ve yakın çevresinin de içinde olduğu felaket senaryoları korku ve endişeyi daha fazla tetikler. Depremin etkileri, yüksek sese karşı aşırı hassasiyet, her an deprem oluyormuş hissi veya beklentisi, yoğun korku, uyku bozuklukları ve yeme düzeninde bozulmalar şeklinde ortaya çıkabilir. Deprem korkusu yaşayan kişi genellikle depremin kendisinden değil, doğuracağı sonuçlardan endişe eder.
Ne zaman uzman desteği gerekir?
Afette enkaz altından kurtarılmış ya da kayıp yaşayan kişi bu yıkıcı olayın etkisiyle bir süre sağlıklı düşünemeyebilir, kendini anlatırken duygularını ifade ederken zorlanabilir, günlük yaşamına geri dönmesi zaman alabilir. Bu sırada çevresindekilerin desteği, söyledikleri, kişinin iyileşmesine katkı sağlar. Hemen eski yaşantısına dönmelerini beklemek ve hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok yanlıştır. Yaşadıkları şok ve çaresizlikle birlikte olaylar hakkında doğru yorumlar yapamayabilirler. Bu nedenle onları rahatlatmak adına geçici çözümler üretmek yerine kalıcı ve yaşamlarını kolaylaştırıcı gerçekçi fikirlerle destek sağlanmalıdır. Özellikle enkaz altından çıkmış veya yakınını kaybetmiş kişiler için durum çok daha zordur. Travma yaşayan kişi adaptasyon evresinde ve travmayla başa çıkma konusunda zorluk yaşıyorsa uzman desteği şarttır. Afet sonrası psikolojik destek sağlamaya gönüllü uzmanlar, iletişim bilgilerini mümkün olduğunca fazla kişiyle paylaşmaya çalışmalıdır.
Çocuklara nasıl yaklaşılmalı?
Depremzede çocukların yaşadıkları olayı tam anlamıyla anlamaları zaman alacaktır. Dolayısıyla onlara karşı sabırlı ve şefkatli bir tutumda olunmalı. Onlarla konuştuktan sonra anlamadığını veya sizi dinlemediğini düşünmeniz normaldir. Konuşmanızın sonunda sizden duymak istedikleri şey güvende olup olmadıklarını öğrenmektir. Ailesini kaybeden çocuklar ise ebeveynlerinin nerede olduğunu, ne zaman geleceğini ve korktuklarını söyleyeceklerdir. Israrlı, şiddetli ağlamaları, öfkeleri, korkuları ve yoğun kaygıları olabilir. Mümkün olduğunca güvende olduklarını, tehlikenin devam etmediğini ve onları bırakmayacağınızı anlatın. Ailelerini kaybeden çocukların, yakınları, akrabaları ve tanıdık kişilerin yanında bulunmaları kendilerini güvende hissetmelerini sağlar.
Çocuklar sıklıkla ‘neden?', ‘niye?' gibi sorular sorabilir. Konu çocuğa olabildiğince basit, net ve açık bir şekilde anlatılmalıdır. Konuyu gerekmedikçe detaylandırmamaya özen gösterilmelidir. Özellikle depremzede çocukların yanında acıma, suçlama, ölüm, yaralanma gibi konuların gündemde tutulmamasına özen gösterilmelidir. Tıpkı ölüm ve diğer doğal afetlerde olduğu gibi depremle ilgili açıklama yaparken çocuğun gelişimsel özellikleri ve yaşı mutlaka dikkate alınmalıdır.
İŞTE TAVSİYELER
– Onlara her zaman şefkatle yaklaşın.
– Kendi öykü ve duygularını aktarmak istediklerinde onları sakince dinleyin. Yaşadıklarını anlatmalarını istemeyin, özellikle de kişisel detayları sormayın.
– Onlarla konuşurken “Her şey iyi olacak”, “hayat devam ediyor” veya “en azından sen hayattasın” gibi cümleler kurmayın. Teselli etmeye çabalamayın, mümkün olduğunca onları dinlemeye çalışın.
– Kendilerini güvende hissetmelerini sağlayın, onlara yanlış bilgi aktarmadığınızdan emin olun.
– Kişilere ‘şunu hissedeceksin', ‘şunu yap' gibi ne yapacağını dikte etmeyin.
– İyi hissetmeleri ve cesaretli olmaları için onları zorlamayın.
– Mümkünse aileleriyle birlikte olmalarını sağlayın.