Avrupa’da Kara Kış Kapıda!

Gazeteci Yusuf Özkan, CRI Türk’te Tuğçe Akkaş’ın hazırlayıp sunduğu “Dünya Postası” programına konuk oldu ve Avrupa gündeminden bazı başlıkları aktardı.

Özkan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Avrupa’nın gündemindeki enerji krizi ve kışın ne olacak sorusu konuşulmaya devam ediyor. Son günlerde en çok konuşulan konulardan biri odun fiyatları çünkü uzun yıllardır Avrupa vatandaşlarının, özellikle de Batı Avrupa’nın, gündeminden çıkmış bir konuydu. Ukrayna’nın işgalinin ardından giderek artan enerji krizi ile birlikte odun, yeniden Avrupalıların hayatına girmeye başladı. Şu anda Hollanda, Belçika, Almanya ve Fransa başta olmak üzere birçok ülkede insanlar yeniden odun sopası ve şömineler ile ısınmanın yolunu arıyorlar çünkü sonbahardan sonra ne olacağını kestirmek güç.

“FİYATLAR İKİ KATINA ÇIKTI”

Kış öncesi yoğun bir tedarik başladı. Şu anda birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinde odun fiyatlarının ocak ayına göre en az iki kat arttığı belirtiliyor. Fiyatlar 6 ay boyunca sabitlenmişti ancak son günlerde bu sabitleme kaldırıldı ve şu anda birçok ülkede bu artışın daha da fazla olduğu belirtiliyor. Artan fiyatlarla birlikte bu konuda dolandırıcılar ortaya çıktı. Özellikle internette ucuz odun satışına ilişkin çok sayıda site ve reklam bulunuyor. Bu nedenle de çok sayıda tüketicinin bu dolandırıcılara kanıp mağdur olduğu ve en az 600 ile 2 bin Euro arasında kayıp yaşadıkları haberleri geliyor. Avrupa vatandaşlarını sonbahara doğru zorlu bir süreç bekliyor.

BELÇİKA BAŞBAKANINDAN “KIŞ” UYARISI

Belçika Başbakanı Alexander De Croo, geçen hafta bu konuda iş insanları ile yaptığı bir toplantıda ’5 ila 10 yıl kışlar zorlu geçecek’ ifadesini kullandı. Diğer Avrupa ülkelerinde de özellikle ekonomistlerin ve sosyal medyanın gündeminde bu konu var. Politikacıların bazıları fazla kötümser değil, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde normale dönebileceklerini söylüyorlar ancak ekonomistler ve bilim insanları bu kadar iyimser değil. Uluslararası ekonomi profesörü Filip Abraham, ekonomik bir durgunluğa gittiklerini ve iklim, enerji, değişen jeopolitik durum ışığında ekonominin yıllarca yapısal bir değişiklik içerisinde olacağını vurguluyor ve bütün AB ülkelerinin bundan etkilenebileceğini belirtiyor. Uzmanlara göre, bu geri dönüşün ne kadar süreceği konusunda tahmin yapmak mümkün değil çünkü Ukrayna’daki savaşın ne zaman sona ereceği ve Avrupa’nın özellikle enerjiye bağlı ekonomik sıkıntılardan kurtulup tam kapasite ile çalışmaya ne zaman başlayabileceği soruları hala yanıtlanmamış durumda. Bu nedenle de önümüzdeki en az 5 yılın, Avrupa için oldukça zorlu bir ekonomik süreç olacağı vurgulanıyor.

“AVRUPA’DA KURAKLIK TEHDİDİ GEÇMEDİ”

Avrupa’nın neredeyse yarısı kuraklık altında ve yüzde 17’si alarm seviyesine ulaştı. Bu ülkelerin başında İngiltere, Fransa ve Almanya geliyor. Diğer AB ülkeleri içinde de benzer sıkıntılar yaşanıyor. Mayıs ayından itibaren yetersiz yağış ve sıcak hava dalgaları nedeniyle Avrupa’daki nehirlerde su seviyeleri ciddi anlamda düştü. Bu da hidroelektrik üretimini ve diğer santrallerin soğutma sistemlerini olumsuz şekilde etkiledi. Yine Avrupa içerisinde su yolu taşımacılığında ciddi bir azalma meydana geldi. Tarım alanlarında da sıkıntılar yaşanıyor. Kuraklık en çok mısır, soya fasulyesi ve ayçiçeği gibi yaz mahsullerini etkiledi ve yeraltı suyunun çekilmesi bitki örtüsünün büyük ölçüde zarar görmesine neden oldu. Bu yeraltı sularının çekilmesinden en çok etkilenenler İngiltere, Almanya ve Fransa ancak kuraklığın bu yıl en çok vurduğu ülkelerin başında İtalya, Macaristan ve Romanya geliyor. Özellikle tarım alanında ciddi sorunlar var. 10 Ağustos’tan sonra yaşanan bazı şiddetli yağışlar bir anlamda olsa umut verse de, meteoroloji uzmanları Avrupa içerisinde kuraklık tehdidinin halen geçmediğini ve sonbaharın da oldukça sıcak geçeceğini belirtiyor.

“PARİS İKLİM ZİRVESİ ŞARTLARNA UYULMUYOR”

Fransa, AB tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan bir ülke konumunda. Dolayısıyla, kuraklık ile birlikte tarımsal faaliyetler ciddi anlamda etkilendi ve Fransız uzmanlar, önümüzdeki kış boyunca ciddi bir gıda sıkıntısı olacağına dair uyarılar yapıyorlar. Bunun yanı sıra, içme suyu da kurak geçen dönemde ciddi bir sıkıntı oluşturdu. En a 100’den fazla belediyenin musluk suyu kesildi. Bu nedenle birçok belediye günde 7-8 sefer yapan tankerlerle köy ve kasabalardaki sakinlere içme suyu tedarik etmeye çalıştı ancak şu anda bütün bu çalışmalara rağmen Fransız meteoroloji yetkililerinin araştırmalarına göre, henüz ufukta bir normalleşme görünmüyor. Bu konuda hükümete de yoğun tepkiler var. Muhalefet partileri ve birçok belediye, Macron hükümetinin bu konuda kendi sorumluluklarını yerine getiremediğini ve Paris’te yapılan İklim Zirvesi şartlarına uymadığını vurguluyorlar çünkü kuraklık konusunda yeteri kadar altyapı çalışması yapılmadığına inanıyorlar ve bu nedenle de hükümetten bir an önce daha farklı önemler almasını istiyorlar. Macron hükümeti, birçok konuda su kısıtlaması getirdi. Özellikle içme suyunu gereksiz kullananlara ağır para cezaları getirildi ancak hala golf sahalarında ya da büyük şirketlerin yönettiği yerlerde su kullanımı yoğun bir şekilde devam ediyor. Fransız hükümeti, özellikle su borularının değiştirilmesi konusuna yoğunlaşmış durumda. Hükümete göre, kötü borular nedeniyle her yıl 18 milyon Fransız’a yetecek miktarda su heba ediliyor. Hükümet, bunun önüne geçildiği takdirde kıtlığı ve susuzluğu bir parça da olsa önleyebileceğini düşünüyor.

“İSPANYOLLAR DAHA UZUN YAŞIYOR”

İspanya’da, erkeklerin ortalama yaşam süresi 80 yıl 3 ay, kadınlarda ise 85 yıl 6 ay. Bu, dünya ortalamasının yüzde 10 üzerinde. İspanya medyası, insanların İspanya’da neden daha uzun süre yaşadıklarını araştırdı. Bu durum, beslenme alışkanlığı ve yaşam biçimi ile açıklanıyor. Aynı zamanda İspanya’da havanın iyi olması, insan yaşamanın uzun olmasının en önemli nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Birçok Akdeniz ülkesinde olduğu gibi İspanya’da da insanlar gece yarılarına kadar sokakta yaşıyorlar, sosyalleşiyorlar. Uzmanlar, bu sosyalleşmenin insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. İngiltere ve diğer kuzey ülkelerindeki gibi kapalı bir hava olmadığı için insanlar yılın büyük bölümünü dışarıda geçiriyorlar. Açık havada dolaşmanın da sağlığı çok ciddi katkısı olduğunu belirtiyorlar. Bunun yanında taze ürünler, zeytinyağı, balık, bakliyat ve kırmızı şaraptan oluşan Akdeniz diyetinin de sağlıklı yaşam için çok önemli olduğu bir yer tuttuğu belirtiliyor. Bunlarla beraber Siestanın da yaşama olumlu yansıdığı vurgulanıyor. İspanyol uzmanlar, öğlen saatinde yapılan birkaç saatlik uykunun, insan ömrünün uzaması açısından önemli bir etken olduğunu belirtiyor.”

CRI TÜRK