Şebnem Korur Fincancı’nın 2006’da ‘işkence raporu’ hazırladığı Adnan Oktar Suç Örgütü üyesi Hasan Basri Güner, 2010’da da mahkemeye sahte belge sundu. Adli Tıp Kurumu, 2011’de hazırladığı belgede, Güner için hazırlanan 2010’daki raporun sahte olduğunu saptadı.
Adnan Oktar Suç Örgütü’nün firari yöneticisi Hasan Basri Güner’le ilgili dava sürecinde sahte rapor hazırlandığı görüldü. Adli Tıp’ın hazırladığı ve sahte rapor tespitinin yapıldığı belge ortaya çıktı. Belgede, 2010’da Güner hakkında Kasımpaşa Deniz Hastanesinde hazırlandığı ileri sürülen belgenin, hastanenin baştabipliği tarafından hazırlanmadığı belirtildi.
Örgüte yönelik 1999’da başlatılan operasyon 2011’e kadar sürdü. 2006’da Fincancı’nın “işkence raporları”nın ardından Yargıtay’da bozulan dava 2007’de yeniden başladı. Dava, 2010’da Yargıtay’da bir kez daha bozuldu. Örgüt, bozma kararının öncesinde mahkemeyi etkilemek için yine sahte belge sundu. 140journos’un “Adnan” belgeseliyle yeniden gündeme gelen Örgütün üst düzey yöneticilerinden Hasan Basri Güner, 2006’da Şebnem Korur Fincancı’ya giderek “işkence raporu” almıştı.
2007’de başlayan dava sürecinde Güner, bu sefer de Kasımpaşa Deniz Hastanesinden aldığını belirttiği bir raporla mahkemeyi etkilemeye çalıştı. Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik davada sanık olan Güner, firari durumda ve hakkında yakalama kararı bulunuyor.
‘BAŞTABİPLİK TARAFINDAN HAZIRLANMADI’
Aydınlık gazetesinden Kaan Arslan’ın haberine göre, Adli Tıp, 2010’da Güner için verildiği ileri sürülen raporun sahte olduğunu belgeledi. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu, 25 Mart 2011’de hazırladığı raporda şu saptamalara yer verdi:
“Kasımpaşa Asker Hastanesi Baştabipliği’nin Tbp. Kd. Alb. Özer Altınyuva (Baştabip) imzalı raporunda 4.3.2010 tarihli, 8100-235-10 tarihli, 7. Ağır Ceza Mahkemesine hitaplı, Baştabip imzalı yazısında, sonuç olarak, yukarıda açıklanan bilgiler ışığında Hasan Basri Güner hakkındaki raporun, Kasımpaşa Asker Hastanesi Baştabipliği tarafından hazırlanmadığı kanaatine varıldığı…”
FİNCANCI ‘İŞKENCE YAPILDI’ DEMİŞTİ
Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı’yken örgüt üyeleri Hasan Basri Güner, Kartal İş, Turgut Aksu, Korkut Yasa, Timur Ayan’ın durumuyla ilgili de 10 Mayıs 2006’da bir rapor hazırladı. Raporda, 1999’daki operasyonda gözaltına alınan Adnan Oktar ve 55 örgüt üyesi hakkında 14 Kasım 1999’da Bakırköy Devlet Hastanesi’ndeki muayenelerinde herhangi bir darp cebir izine rastlanmadığı belirtildi.
Raporda, aynı tarihte Şirin Erdilek’in 14 Kasım 1999’da Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayenesinde de darp cebir izine rastlanmadığı ifade edildi. Gözaltına alınan isimlerin 15 Kasım 1999’da Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayenelerinde de darp cebir izine rastlanmadığı kaydedildi. Aynı isimlerin 1 gün sonra, 16 Kasım 1999’da Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayenelerinde de darp cebir izine rastlanmadığı belirtildi.
Fincancı imzalı belgede, 6 yıl sonra muayene ettiği Hasan Basri Güner’in 1999’daki muayenelerinin eksik olduğu, “darp cebir izine rastlanmadı” ifadelerinin bilimsel nitelik taşımadığı ileri sürüldü. Öte yandan Fincancı 2005, 2006 ve 2007 yıllarında örgüt üyeleri Tarkan Yavaş, Kartal İş, Halil Hilmi Müftüoğlu ve Altuğ Müştak Berker hakkında da “işkence raporu” hazırlamıştı.
ESKİ ÜYESİ İTİRAF ETTİ
Adnan Oktar Suç Örgütü’nün eski üyesi B.A., 2018’de savcılığa giderek “işkence” yalanını anlattı. B.A., Oktar’ın talimatıyla dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’a kumpas kurulduğunu itiraf etti. 2014’te örgütten ayrılan B.A. ve 7 itirafçı da benzer beyanlarda bulunduktan sonra Saçan, hakkındaki işkence suçlamalarından beraat etmişti.