“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.” Sözü Halk arasında meşhur kelâmdır.
Son yaşadığımız seçim sonrasında açıklanan Cumhurbaşkanlığı kabinesi açıklandığında üç aşağı beş yukarı perşembenin gelişi belli oluştu.
Devletin gücünün İstihbarattan geldiği tartışılmaz ancak bekası için Aile yapısı-Adalet-Sağlık-Eğitim devlet eli ile toplumun mili değerlerine uygun ve sosyal adalet temelli olarak sağlanmalıdır.
Hükümetlerin/yürütmenin asli görevi devletin bu işleyişini ayakta tutabilme için başta ekonomi olmak üzere reel politikalar üretmektir.
Bizim geleneğimizde aile yapısı ve buna bağlı olarak yaşlı-dul-yetim başta olmak üzere garip gurabaya sahip çıkılması devletin olmazsa olmazıdır.
Bu açıdan bakıldığında bu bakımdan bir başarısızlık söz onuşudur ve yeni atanan Aile ve Sosyal politikalar bakanının bu konuda devrim niteliğinde politikalara hayata geçireceği kanısı oluşmamıştır.
Sağlık devletin vatandaşına ücretsiz hizmet vereceği alanlardan birisidir ancak o beş yılda sanki sağlık hizmetleri özel sektöre devredilmiş gör0ntüsü varken mevcut bakan çok başarılı görülerek göreve devam ettirilmiştir.
Eğitim ise sağlıktan daha kötü durumdadır.
Eğitim sistemi fetö örgütünün elinden kurtarılırken oluşan boşluk devlet tarafından doldurulamadığı ve hatalı politikalar ile direnç noktası oluşturulmaya çalışılması sistemin özel sektörün eline geçmesine ve eğitimin paralı hale dönüşmesine sebep olmuş geniş bir kesim için fırsat eşitliği hakkı ortadan kalkmıştır.
Adalet sistemi Eğitim ve Sağlık ile ayni şekilde içler acısı haldedir ve çok acil şekilde toplumsal dinamiklere cevap verecek duruma getirilmek için reformize edilmelidir.
Ancak yıllardır inatla uygulanan ekonomik politikalardan çark ederek imf uygulamalarına dönüş görüntüsü veren politikalar ile Aile yapısı-Adalet-Sağlık-Eğitim konularında vatandaşın derdine derman politikalar üretilemeyeceği bir gerçektir.
Bizim gördüğümüz çarşamba budur ve gelecek perşembeyi çok iyi olacak halde göstermemektedir.