Soralım bakalım ne anlatacak…
- Seni bu kadar rahat, sakin ve kendin ile barışık olmanın sebebi nedir?
Hayatım boyu yürüdüğüm yolda okuyup öğrendiklerim ile iki önemli gerçeği idrak ettim…
Onları idrak edişimle birlikte zihnimde yerleşik tüm kabullerimin yıkıldığını, hafıza kayıtlarımın iflas ettiğini, yargılarımın ve anlamlandırmalarımın çöktüğünü fark ettim...
Ondan sonrasında ulaştığım bilinç seviyesinde bu gördüğün rahat, sakin ve kendim ile barışık olmanın önü açıldı kendiliğinden…
- İdrak ettiğin o iki önemli gerçek nedir?
Onlar hakkında idrakim seviyesince kavrayabildiğim bilgileri verebilirim seve seve...
Ama bilinmeli ki önemli olan bir bilgiyi birisinden almak, onu olduğu gibi kabul etmek değil.
Önemli olan o bilgiyi okumak-öğrenmek-idrak etmek ve bu sayede Hakikat yolunda gerçeğe kavuşmaktır…
Hakikat; Hakikatin Bilgisine sahip olmak değildir…
Hakikat; Farkında olunan gerçeklerin deneyimlenmesi ile yürünecek yolun hedefidir…
Ulaşılması gereken menzildir…
Gerçek; Görecelidir-değişkendir…
Gerçek; Çok boyutlu açılardan değerlendirilmesi, sindirilmesi, deneyimlerle yoğrulması bir olgudur...
- Eğer sen bu zorluklara rağmen “Olsun, yine de her şeyin ilk adımı bilgi almak, aldığın bilgiyi okumak, okuduğunu öğrenmek ve öğrendiğini idrak ise o iki önemli gerçeği söyle bana.” Diye talep ediyorsan…
- O zaman bize düşen anlatmaktır…
Şimdi anlatacaklarımızı can kulağı ile dinle öyleyse…
Birinci Gerçek;
"Hayat denilen yaşamın Zerre Kadar Anlamı Yok"
Yani hayatın içinde senin yaşamınla bir kedi, bir ağaç, bir kuş, bir binanın yaşamı arasında bir nokta kadar fark yok...
- İkinci Gerçek;
"İnsan, Kendisini tanıyamamış ve bu nedenle tanımlayamamış, yaratılanların en mükemmeli olduğu halde bu mükemmeliyetinin farkında olmayan bu nedenle kendini “İnsan olmanın dayanılmaz hafifliği” ne mahkum etmiş acınası bir Mahluk"
Kendisini tanıyamamış ve bu nedenle tanımlayamamış insandan her şey beklenir...
İnsanın Mükemmelliği Akıl-zeka işletimine ve tercih yeteneğine sahip olmasından kaynaklanır…
Bu nedenle iyi-kötü, güzel-çirkin arasında her an her şeyi yapabilir insan…
Bu nedenle en sevdiğimiz, en güvendiğimiz, kadim dostum dediğimiz diye tanımlayarak hayat boyu yaşamımıza ortak ettiğimiz insanlara yüklediğimiz tüm anlamlar (mübarek-kutlu olanlar da dahil) sadece temennimizden ibarettir...
- Bunları kabul edebilir misin?
Yoksa bir yaratılış gayemiz var, hayatın zerre kadar anlamı yok diyemezsin. Kadim Bilgelikten Dinlere, Bilimselden Ezoterizm’e kadar insan önemli deniyor ve ona bir değer yükleniyor diyerek Hayatın anlamı olduğunda ısrar edip olmasa yaşayamayız diyerek itiraz mı edersin…
- Bu kadar rahat, sakin ve kendin ile barışık olmanın sebebi nedir? Sordun anlattım…
Ama işin “püf noktasını” sormadın onu da ben sormadan söyleyeyim…
Bu kadar rahat, sakin ve kendin ile barışık olmak için kendi yaşamında hayata anlamı sen yükleyeceksin ve yaşamın gayesinin İnsan olduğunun farkındalığı ile oluşturacağın bilinç sayesinde kendini İnsan olmanın dayanılmaz hafifliğinden kurtaracaksın…