Türk Dili ve Edebiyatı okuyan herkesin çok iyi bildiği ama mümkünse çok konuşmadığı bir hadise/iddia var: Türk edebiyatının en büyük şairlerinden Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'in annesi Ayşe Celile Hanım'a olan körkütük aşkı.
Evvela şunu demem gerekir, üzerimde büyük emekleri olan Türk edebiyatının çok değerli akademisyenleri Prof. Dr. Muharrem Dayanç ve Mehmet Çelik gibi hocalarım bu yazıyı okuduklarında muhtemelen karşılaştıkları yerde bana hayli celalleneceklerdir, bazen sabahları bulan "Kendi Gök Kubbemiz" fasıllarından sonra bunu mu yazmaya layık buldun evlat, diye.
Medar-ı maişet…
Doktora derslerimizde, Prof. Dr. Secaattin Tural dönüp bize "Şairlerin insanlarını gösterin" derdi.
Sözgelimi, yeşil kabanlı çatık kaşlı arkadaşları Nazım Hikmet'in insanları; sakallı ve çok ciddi arkadaşları Necip Fazıl'ın insanları diye kategorize ederdik.
Yüzünden her an emaneten taşıdığı alaycılık ile sahip olduğu boşluğu içinize fazlasıyla dolduracak arkadaşlar için Orhan Veli'nin insanları derdik.
Bir de Behçet Necatigil'in insanları vardı. Onları, ellerinde bir market ya da pazar poşetiyle görürdük. Telaşlı ve geçim derdi ile hızlı hızlı koşuştururlardı.
Muhakkak ki kendimi şu aralar Necatigil'in insanlarına yakın bulmuş olacağım ki Yahya Kemal'in o eşsiz hayal alemi yerine bu konuyu tercih ediyorum.
Bu sebep-i teliften sonra meselemize dönecek olursak…
Nazım Hikmet, Yahya Kemal'e düşman mıydı?
Çoğu kişi hadiseyi anlatırken Nazım Hikmet'in Yahya Kemal'e düşmanlık güttüğünü iddia eder.
Hatta Mehmet Kaplan, Nazım'ın komünizm ideolojisine temayül etmesindeki gerekçelerden birisi olarak Yahya Kemal'e olan düşmanlığını ima eder.
Oysa Nazım'ın bir mektubunda büyük şairin ölümüyle ilgili şu sözleri sarf ettiğini biliyoruz:
Canım karıcığım. Dün gece radyoda dinledim: Yahya Kemal ölmüş. Büyük şair. Hocalarımdandı da hem de çok şey öğrendiğim hocalardan. 73 yaşındaymış. Bir hayli zaman uyuyamadım. Yahya Kemal gençliğimdi biraz da. Büyük şair, usta. Telgraf çekeyim dedim… Kime? Ne tuhaf şey ne garip hâldeyim, Yahya Kemal'in ölümünden duyduğum acıyı, halkıma bildirmek için telgraf çekecek adresim yok. İşte böyle. Hava bu sabah açtı. Günlük güneşlik. Senaryoya başlayacağım. Kafam bomboş, yüreğim keder dolu ağzına kadar, böyle bir ruh hâliyle senaryo yazmağa başlamak nasıl olacak bilmiyorum, ama başkaca çarem de yok, çalışmak lâzım, yaşamak için değil, unutmak için, dalıp dalıp gitmemek için, düşünmemek için kötü kötü. İşte böyle gülüm. Kusura bakma, senden uzaklık, sensizlik başta, muhacirlik, hattâ benimkisi gibi kardeş evinde de olsa, sevdiğim, inandığım bir dünyada da olsa, yazdımdı ya, ölümden beter. İşte böyle, ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.
Rahmet Yolları Kesti'nin Fıransızcasını aldım.
Hasretle.
Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in yukarıdaki mektupta da belirttiği gibi hocasıydı. Nazım, ilk şiir derslerini Yahya Kemal'den almıştı.
Bu özel dersler vesilesiyle Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesi Ayşe Celile ile yakınlaşmıştı.
İddialar o ki, güzelliği dillere destan Celile Hanım, Yahya Kemal'i de etkilemeyi başarmıştı.
Celile Hanım'ın güzelliğini, oğlu Nazım'dan okuyalım:
Adalet,
Sana annemi anlatayım. Anam gençliğinde güzel bir kadındı. Fakat oğlu diye söylemiyorum, objektif olarak konuşuyorum anamın güzelliği sıcak değil, soğuk bir güzellikti. Bunda belki gözlerinin birbirinden çok uzak olmasının dahli vardır. Sonra anamın güzelliği XIX. asır güzelliğidir. Zaten anamda, ondokuzuncu asır Fransız burjuva zevki hakimdir. Ressamlığı da öyledir. Evinin perdeleri ve bibloları da öyleydi. Yani güzelliğinde ve zevkinde düz ve soğuk hatların göze çarpmasına rağmen bilhassa renk bakımından müthiş bir rokokoluk vardır. Düşün ki babam anamı, anamla kabili kıyas olamayacak kadar entipüften kadınlarla aldattı. Bu kadınların bir kısmını tanıdım. Bunlar güzel değil fakat sıcaktılar. Annem cesur kadındı gençliğinde. Ben cesur olmayı biraz da ondan öğrendim. Anam ömrünün sonuna kadar biraz delişmen bir çocuk olarak kalacaktır.
Yahya Kemal, Celile Hanım'ı ilk kez Çamlıca Bektaşi Dergâhı'nda tanımıştı.
Şairin, Celile Hanım'a vurulduğu dedikoduları başlayınca rivayet o ki Nazım Hikmet, Yahya Kemal'in paltosuna bir not bıraktığı ve "Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz" dediği söylenir.
Yahya Kemal, Celile Hanım için intihara kalkıştı mı?
Yahya Kemal'in Celile Hanım'a olan aşkı uğruna intihara kalkıştı iddiasını dile getiren kişi Nazım Hikmet'in Harbiye yıllarından okul arkadaşı Necip Fazıl Kısakürek'tir.
Necip Fazıl'ın iddiası o ki Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesine olan aşkı uğruna intihara teşebbüs etti. Buyurun kendisinden okuyalım:
O (Yahya Kemal), derslerini bitirince mektebin kayıkhane kısmında bekleyen bir çifte futaya atlar ve karşıya Büyükada'ya geçer.
Nazım Hikmet'in annesi Büyükada'da oturuyor ve halkın kemiksiz dili bu ya Yahya Kemal ona sevdalı.
Birkaç erse gelmedi. Mektepte bir uğultu:
-İntihara kalkışmış!
Bekledik geldi. Beti benzi uçuk…
-Ne istiyorsunuz?
-Müsaade ederseniz bir dilekte bulunacağım.
-Neymiş o dilek.
-Teessür beyanı…
-Ne teessürü efendi?
-İşittiğimize göre intihara teşebbüs etmişsiniz. Teessür beyan eder, sağlık dilerim.
Masasına çöktü, önüne kâğıt-kalem aldı ve 'silk-i celil-i askeri' hareketi ile uyuşmaz tavrımdan dolayı beni rapor etti.
-İsminiz?
- Necip Fazıl.
-Nümeronuz kaj?
Doğrusu Necip Fazıl'dan beklenmeyecek bir şey değil. Nazım Hikmet'le ilgili çalışmaları bulunan Mehmet Fuat (Nazım Hikmet'in üvey oğlu), bu hadiseyi biraz daha abartır.
Öyle ki Nazım'ın Yahya Kemal'i tehdit ettiğini iddia eder:
Hem Bahriye Mektebi'nde tarih hocası hem de evlerine gelip giden bir aile dostu olan ünlü şaire Nazım Hikmet büyük bir hayranlık duyar, yazdıklarını gösterip eleştirilerini alırdı. Aslında Yahya Kemal Celile Hanım'a aşıktı. Önceleri çok açıkça görünmeyen, dedikodular şeklinde kalan bu aşk, Celile Hanım eşinden ayrıldıktan sonra büsbütün alevlenmişti. Yahya Kemal'in bazı şiirlerine ilham veren bu büyük aşk ise 1916'dan 1919'a kadar sürmüştü. Şairin sevgisine karşılık bulamadığı için zehir içip intihara kalkışması söylentileri de vardı. Şairin Vüsal, Telakki, Erenköy'de Bahar, Eski Mektup gibi şiirlerini Celile Hanım için yazdığı bilinirdi. Dedikoduları duyunca çok öfkelenen Nazım'ın dövmek için kendisini aradığını öğrenen Yahya Kemal, söylenenlere göre evini değiştirmiş ve yeni adresini de uzun süre en yakınlarından bile gizlemişti.
Doğrusu bu da dayanaksız bir iddia.
Yahya Kemal, sonraları Celile Hanım'a olan aşkını şu sözlerle dile getirecekti:
1916 yılından 1919 yılına kadar bir kadına deli gibi âşık oldum. Bu kadın yazın adada otururdum. Ben de orada idim. Deli divane olmuştum. Sonbahar'da Nişantaşı'ndaki evini düzenlemek için İstanbul'a inerdim. 1916 Sonbaharı'nda yine İstanbul'a iniyordu. Ben müthiş mustariptim. Artık vapur giderken iskeleden mendil sallamalar, ağlamalar…O gidinceye kadar Ada dopdolu idi…Gider gitmez benim için boşalıverirdi…
Son olarak Vâlâ Nureddin, Yahya Kemal'in yakın dostlarından, o da Yahya Kemal'in hiç evlenmemesini bu hadiseye bağlayanlardan:
Söz Celile Hanım ile Nazım'dan açılınca, Yahya Kemal lafı değiştirir, sorulara cevap vermezdi. Şunu da belirteyim ki, Celile Hanım ikinci defa evlenmiş ama Yahya Kemal ömrünün sonuna kadar evlenmemişti. Nazım'ın dilinden Yahya Kemal adını birçok defa işitsem de annesiyle ilgili sohbetlerine şahit olmadım. Ama bir olayı bizim evde de anlattığını çok iyi hatırlıyorum.
Velhasılıkelam, edebiyat tahsilinde öğrenci halimizle konuşmaktan büyük zevk aldığımız dedikoduların başında gelirdi Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'in annesine olan aşkı.
Bu mesele ile alakalı Necip Fazıl'dan Mehmet Kaplan'a birçok isim bahsetmişse de herkes üzerine bir şeyler koyarak anlatagelmiştir.
Hatta Nazım'ın komünistliğini bile bu hadiseye bağlayan kelli felli edebiyat tarihçilerimiz mevcut.
Son olarak Vâlâ Nureddin, Yahya Kemal'in yakın dostlarından, o da Yahya Kemal'in hiç evlenmemesini bu hadiseye bağlayanlardan:
Söz Celile Hanım ile Nazım'dan açılınca, Yahya Kemal lafı değiştirir, sorulara cevap vermezdi. Şunu da belirteyim ki, Celile Hanım ikinci defa evlenmiş ama Yahya Kemal ömrünün sonuna kadar evlenmemişti. Nazım'ın dilinden Yahya Kemal adını birçok defa işitsem de annesiyle ilgili sohbetlerine şahit olmadım. Ama bir olayı bizim evde de anlattığını çok iyi hatırlıyorum.
Velhasılıkelam, edebiyat tahsilinde öğrenci halimizle konuşmaktan büyük zevk aldığımız dedikoduların başında gelirdi Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'in annesine olan aşkı.
Bu mesele ile alakalı Necip Fazıl'dan Mehmet Kaplan'a birçok isim bahsetmişse de herkes üzerine bir şeyler koyarak anlatagelmiştir.
Hatta Nazım'ın komünistliğini bile bu hadiseye bağlayan kelli felli edebiyat tarihçilerimiz mevcut.
Son olarak Vâlâ Nureddin, Yahya Kemal'in yakın dostlarından, o da Yahya Kemal'in hiç evlenmemesini bu hadiseye bağlayanlardan:
Söz Celile Hanım ile Nazım'dan açılınca, Yahya Kemal lafı değiştirir, sorulara cevap vermezdi. Şunu da belirteyim ki, Celile Hanım ikinci defa evlenmiş ama Yahya Kemal ömrünün sonuna kadar evlenmemişti. Nazım'ın dilinden Yahya Kemal adını birçok defa işitsem de annesiyle ilgili sohbetlerine şahit olmadım. Ama bir olayı bizim evde de anlattığını çok iyi hatırlıyorum.
Velhasılıkelam, edebiyat tahsilinde öğrenci halimizle konuşmaktan büyük zevk aldığımız dedikoduların başında gelirdi Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'in annesine olan aşkı.
Bu mesele ile alakalı Necip Fazıl'dan Mehmet Kaplan'a birçok isim bahsetmişse de herkes üzerine bir şeyler koyarak anlatagelmiştir.
Hatta Nazım'ın komünistliğini bile bu hadiseye bağlayan kelli felli edebiyat tarihçilerimiz mevcut.
Independent Türkçe