Üniversiteye giriş sınavı olarak adlandırılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), geçtiğimiz hafta sonu yapıldı. 2021 yılında YKS'ye başvuran aday sayısı 2 milyon 607 bin 903 kişiydi. Bu yıl başvuranların sayısı yüzde 24,30 oranında ve 635 bin 522 kişi artarak 3 milyon 243 bin 425 kişi oldu.
Son birkaç yıldır "orta yaşlı" sayılabilecek kişilerin de üniversite sınavına ilgisi artıyor. Hatta sınav günü çekilen görüntülere bakıldığında ve sınava giren görevlilerin aktardığı gözlemlere göre bu yıl artış hayli büyük.
578 BİN 163 ADAY 30 İLE 88 YAŞ ARASINDA
Independent Türkçe’ye konuşan Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay’ın verdiği rakamlar da bunu doğruluyor.
Özbay’ın ÖSYM verilerine dayandırdığı bilgiye göre bu yıl sınava başvuran 3 milyon 243 bin 425 kişi arasında 30-88 yaş aralığında olanların sayısı 578 bin 163 oldu."Üniversite sınavları umut tacirliği haline getirildi"
Artık orta ve ileri yaşlı denebilecek kesimlerin neden bu kadar sınava rağbet ettiğini Kadem Özbay’a sorduk.
Özbay, başvuru sayısındaki rekor artışın temel sebebinin YKS’de baraj puanlarının kaldırılması olduğunu söyledi. ,
“Ancak barajın düşürülmesi, eğitimde sorunları çözmeye değil gizlemeye alışmış bir zihniyetin ürünüdür” diyen Eğitim-İş Sendikası Başkanı şöyle devam etti:
Başvuruları ayrıntılı incelediğimizde, halihazırda bir yükseköğretim programına yerleşmiş ya da mezun olmuş yüzbinlerce adayın yeniden sınava girmesi, öğrencilerin okuduğu ya da mezun olduğu bölümden memnun olmadığını, dolayısıyla üniversite sınavlarının ve üniversite öğreniminin artık umut tacirliği haline getirildiğini göstermektedir.
"İNSANLARIN NASUL UMUTSUZ OLDUKLARINI GÖSTERMESİ AÇISINDAN ÇARPICI"
Özbay, sınava girenlerin önemli bir kısmının 30 yaş üstünde olmasına dair yaptığı ikinci değerlendirmede ise şu tespitlerde bulundu:
Bu durum ülkede yaşanan derin ekonomik kriz nedeniyle insanların nasıl umutsuz ve karamsar olduklarını göstermesi açısından çarpıcıdır.
İş bulma kaygısı, kıdem alma vb. sebeplerle birçok kişi, kendilerine iş imkanı açacak alandan ilgisi/yeteneği olsun olmasın üniversite diploması almak istemektedir.
İnsanlar üniversite eğitimini, daha iyi bir iş imkanı elde etmek ve böylece yaşamlarını garanti altına almak için umut kapısı olarak görmektedir.
Gelecek kaygısı, üniversite eğitimi ve istihdam arasında bir ilişki kurulmasına neden olmuştur.
"BULUNDUĞUM OKULUN YÜZDE 70'İ 25 VE 30 YAŞ ÜSTÜYDÜ"
Halen aktif olarak öğretmenlik yapan eğitim uzmanı Özgür Bozdoğan da üniversite sınavının yapıldığı hem cumartesi hem pazar günü görev yaptığını kaydederek, “Bulunduğum okullar Ankara'nın, Çankaya'nın merkezindeki okullardı. Görev yaptığım okullarda sınava girenlerin belki yüzde 70’ine yakını 25, 30 yaş üstü insanlardı” dedi.
"TYT'de (Temel Yeterlilik Sınavı) barajın kaldırılmış olması bu sene daha fazla gene mezun adayın girmesine neden oldu" diyen Bozdoğdan, "Esasında ülkenin sosyolojisi, yaşanan ekonomik sıkıntı, sorun doğrudan YKS sınavına yansımış oldu. Umutsuzluk ve arayış içerisinde olan insanlar hiçbir şey yapamadıklarına 'Bari bir sınava gireyim de hani belki bir şey tuttururum' umuduyla sınava girdiler" değerlendirmesini yaptı.
İŞ DEĞİŞTİRMEK İSTEYENLERİ TERCİHİ İKİ YILLIK
Bozdoğan, orta yaşlı adayların barajın da kaldırılmasıyla birlikte özellikle meslek yüksek okulu türünden iki yıllıkları çok daha fazla tercih edeceklerini düşündüğünü kaydetti.
“Özellikle iş değiştirmek isteyen ya da daha fazla gelir elde etmek isteyenler açısından ciddi bir süreç oldu bu dönem" diyen Özgür Bozdoğan, "Bir tarafta halen ataması yapılamayan öğretmenlerin sayısı 700 bine ulaştı. Üniversite mezunu genç işsizlerin sayısı çok fazla. Ama başka da hiçbir seçenek olmadığı için insanlar bu sene bu sınavlara yönelmiş durumda" ifadelerini kullandı.
Eğitim uzmanı Prof. Dr. Erhan Erkut da Özbay ve Bozdoğan gibi, 30 yaş üstündekilerin başvurularında büyük artışın ekonomik krizle bağlantılı olduğunu söyledi.
"Ekonomi depresyona girdiği zaman insanlar okula geri dönerler" diyen Erkut şu değerlendirmeleri paylaştı:
Çünkü adam çalışamıyor. İşi gücü yok. O süreçte hazırlanmaya çalışıyor. Amerika'da da böyle. Amerika ne zaman resesyona (ekonomik durgunluk) girse yüksek lisans başvuruları uçar gider. İnsanlar kendilerini yeniden eğitmek için bir fırsat olarak görürler resesyonu. Türkiye’de ciddi bir ekonomik depresyon var şu an.
Erkut da başvurulardaki artışın ikinci nedeninin barajın kaldırılması olduğu belirterek, “Nasıl olsa biz de artık bir yere gireriz diye normal şartlar altında ancak iki üç soru yapabilecek insanlar da sınava girdiler” dedi.
"BAŞVURANLAR HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAYACAK"
Ancak Erkut’a göre yeni bir meslek edinme umuduyla üniversite sınavına başvuran 30 yaş üstündekilerin çoğu hayal kırıklığına uğrayacak.
Erhan Erkut bunun gerekçesini, “Üniversitelerin kendilerini yeni bir meslekle buluşturacağını düşünerek giderlerse, üniversitelerin kendileri aslında mesleğe hazırlamadığını öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğrayacaklar” dedi.
Üniversiteler yetkinlik geliştirme konusunda çok geride olduğunu söyleyen Erkut, "İş dünyasından da çok kopuklar. Yani tıp, dişçilik, hukuk, mühendislik gibi alanlar dışında üniversitelerin iş dünyasına insan yetiştirme falan gibi bir kaygısı pek mantık yok” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Erkut da bu kişilerin daha çok iki yıllık üniversitelere yöneleceklerini kaydederek, “Dört yıllıklarda zaten boşluklar çok fazla değildi. İki yıllıklarda da ne öğrenecekler bilmiyorum” dedi.
Sınava başvurup giren 30 yaş üstündekilerin büyük bir kısmının tercih yapmayacağını söyleyen Erhan Erkut, "Yapsalar bile kayıt yaptırmayacaklarını, yaptırsalar dahi üniversiteyi bitirmeden bırakacaklarını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Erkut, “Üniversiteyi bitirmek o kadar kolay bir şey değil. Kendini bir adamışlık gerekiyor. Zaman ayırmak gerekiyor” ifadesini kullandı.