Sahipsiz, sokak veya başıboş ifadeleriyle tarif edilmeleri dahi tartışma konusu. Onlardan korkup kaçarken ölen ya da yaralanan çocuklar nedeniyle tartışma hararetlendi. Kimileri zehirlenmeleri, kimileri de bakımevlerine alınarak yaşatılmalarını istiyor
"Mesela ben şöyle bir tweet atıyorum; "Mahra Pınar, Ruken ya da Eren Koşer'in yaşadığı son yaşanmasın. Başka bir çocuk daha ölmesin. Sokaklarda başıboş köpek olmaz! Onlar gelip diyor ki; "Tarikatlarda tacize, tecavüze uğrayan çocuklara da böyle sahip çıktın mı Sevilay! Pis FETÖ'cü! Senin derdin çocuk filan değil. Senin derdin sokaktaki dilsiz canları katlettirmek! Niye böyle diyor peki? Çünkü onlara göre "can" çocuk olmuyor. Can, sokaktaki başıboş, sahipsiz köpekler."
Bu isyan cümlelerinin sahibi Habertürk yazarı Sevilay Yılman.
22 Ağustos tarihli "Tamam 'Havrita' kapandı! Peki sorun bitti mi?" başlıklı sahipsiz köpek sorununa dair yazısında Yılmaz, şu soruları sorarak probleme çözüm bulunması gerektiğini ifade etti:
"Bu ülke başıboş köpeğe mi hasret? Ve bu ülkede köpek ya da kedi zehirlemeleri ilk kez mi yaşanıyor? Başıboş köpekler gizli saklı bir yerlerde mi yaşıyor? Ve ancak hasbelkader karşılaşan vatandaş Havrita'ya kayıt düşünce, zehirlemek için de apartta bekleyen bazıları maden bulmuş gibi keyifle gidip işlerini mi bitiriyor? Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu Allah'ım?"
Yılman, başta çocuklar olmak üzere engelliler, yaşlılar için büyük bir tehdit haline dönüştüğüne işaret ettiği konuda bir yol gösterilmesini istiyor.
Bu konuda Sevilay Yılman yalnız değil. Ancak onunla aksi görüşte olanların sayısı da az değil.
9 Haziran 2021 tarihinde yapılan değişiklikle kabul edilen "Hayvanları Koruma Kanunu" 14 Temmuz 2021'de Resmi Gazete'ye yayımlanarak yürürlüğü girdi.
Bu yasa yürürlüğü geçmeden önce hayvan sahibi olanlar, hayvanlarını en yakın bakımevine bırakabilmeleri için bir süre tanındı. Hayvan sahipliği ise belli şartlara bağlandı.
Hayvanların sokağa terki halinde 30 bin Türk lirası idari para cezası verileceği kanunda açık şekilde belirtildi. Süre aşanların büyük bölümünün hayvanlarını sokaklara bıraktıkları ifade edildi.
Özellikle ıssız ve ormanlık alanlara bırakılan köpeklerin daha sonra yiyecek sıkıntısı nedeniyle sokaklarda yaşamaya başlamaları nedeniyle zaman zaman çocuk ve yaşlı insanların korkarak kaçmaları sebebiyle ölümlere yol açıkları olaylar yaşandı.
Bu nedenle bir kısım insan Yılman gibi düşünüp "başıboş", "sokak" veya "sahipsiz" diye tarif edilen köpeklerden kaynaklı soruna çözüm bulunmasını talep ediyor.
Cenk Eren gibi hayvanseverler ise sokaklara terk edilmiş hayvanların modern bakımevlerinde yaşayabilecek alanlara kavuşturulmasını istiyor.
Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, "Hayvan Koruma Kanunu" kapsamında teslim edilen hayvanları kabul etmek zorundadır.
Ancak yerel yönetimlerin ne yeteri miktarda bakımevleri ne de gerektiği gibi hayvanlar beslenip barındırıldıkları söylenebilir.
Bundan dolayı sokaklarda yaşamak zorunda bırakılan hayvanlar, çok ağır bir yaşam mücadelesi veriyor.
Hayvanlar, çoğu zaman aç-susuz kalıyor, hastalanıyor, bakımları yapılamıyor.
Kimileri onların toplatılmasını, hatta zehirlenmesini istiyor, dahası, bazı insanlar bunu bizzat gerçekleştiriyor.
Halbuki Hayvan Hakları Bildirgesi onların yaşam hakkı ve şartları konusunda net ifadeler içeriyor:
Toplum içinde ve onunla iç içe yaşayan bütün hayvanlar, uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
Hayvan hakları savunucuları, karşımızdakinin de bir "can" olduğunun unutulmayarak, onların yaşam hakkına saygılı olunmasını, vicdanlı ve yasalara uygun davranılmasını istiyor.
Hayvan mezarlıkları: Belediye hizmetleri yetersiz, özeller 2 bin 500 liradan başlıyor, Diyanet İşleri ise "dinimizde yeri yok" diyor
Ancak "çeteleşmiş" görüntü veren bazı büyük ve saldırgan köpeklerin neden olduğu olaylar bile tartışma konusu oluyor. Bir kesimin ifade edilmesine bile tepki gösterdiği "başıboş" olarak nitelenen bu hayvanlar yüzünden ölen ya da yaralanan kişilerin varlığı, toplumda korkuyu körüklerken, tepkilerin büyümesine neden oluyor.
Sokaktaki hayvanların durumunu ve yapılması gerekenleri, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Av. Gülsaniye Ekmekçi ve Hayvan Yaşamına Katkı ve Koruma Derneği (HAYKADER) Başkanı Arzu Erdoğral ile konuştuk.
Bazı kesimlerin, 'yeryüzünde yaşam hakkı yalnızca insanlarınmış' gibi davrandığı gerekçesiyle tepki gösteren isimler, kimsenin ölmesini ya da yaralanmasını istemediklerini belirtti ancak sorunun çözümünün hayvanların toplatılması veya öldürmesinden geçmediğinin de altını çizdi.
"Belediyeler işini tam anlamıyla yapmıyor"
Ekmekçi ve Erdoğral'a göre yaşananların nedeni, sorumluluk alması gereken kesimlerin gerekeni yapmaması.
Bu kesimlerin başında da yerel yönetimler geliyor. Hayvan hakları savunucularına göre kısırlaştırma yeterli değil. Rehabilitasyon hizmetleri de öyle...
Canlıların, kendilerine yaşam alanı bırakılmayan bir ortamda mücadele ettiğini ancak belediyelerin işini tam anlamıyla yapmadığını ileri süren Ekmekçi ve Erdoğral'a göre sorunun çözümü, sosyal medya üzerinden bazı hesapların yürüttüğü gibi hayvanların toplatılması ya da öldürülmesi değil.
Hayvan hakları savunucularına göre sorumlular işlerini olması gerektiği gibi yapsa, zaten tüm bu sorunlar yaşanmayacak.