YKS'ye giren milyonlarca öğrencinin 209 üniversitenin sayısız bölümünü tercih etmesi için sayılı günleri kaldı. Uzmanlar, doğru tercih için uyarıda bulundu
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) giren milyonlarca öğrenciden biri de Amed Direk.
Direk kara kara düşünüyor ve tercih yapamıyor, çünkü istediği İngilizce bölümüne puanı yetmiyor.
Direk'in hayali İngilizce bir bölüm bitirip yurtdışına gitmek.
Bu yüzden hazırlanıp seneye tekrar YKS sınavına girmek istiyor.
Aslında Amed Direk'in ağabeyinin durumu da benzerlik taşıyor.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle üniversiteyi ikinci sınıftan terk eden ağabey, turizm bölgelerinde İngilizce öğrenmek için restoran ve otellerde çalışıyor.
Hayali İngilizcesini ilerletip yurtdışında üniversite veya uluslararası bir şirkette çalışmak.
Aslında Direk kardeşler bu konuda yalnız değil, benzer durumda olan yüzbinlerce belki milyonlarca insan var.
Hangi bölümler daha çok ilgi görüyor?
3 milyonu aşkın gencin yarıştığı sınavı geçenler güzel bir bölüm hayatlarını kurtarmayı planlıyor.
Ancak işler o kadar da kolay olmuyor. Zira revaçta olan bölümler yüksek puan gerektiriyor.
Aynı bölümü özelde okumanın ise maliyeti çok yüksek.
Son dönemlerde tıp, psikoloji, havacılık yöntemleri, bilgisayar ve yazılım mühendisliği, hukuk, gastronomi ve mutfak sanatları, uluslararası ticaret ve finans, yapay zeka mühendisliği ve ilahiyat gibi bölümlere ilgi daha fazla.
Bunların yanı sıra üniversitenin herhangi bir İngilizce bölümünü bitirip yurtdışına çıkmayı hedefleyenler de azımsanmayacak sayıda.
Hangi bölümleri okuyan öğrencilerin gelecek endişesi olmayacak?
Üniversiteyi bitiren gençleri nasıl bir yaşam bekliyor?
Konu hakkında eğitimciler ne düşünüyor, önerileri neler?
"İş garantisi diyebileceğimiz bir bölüm kalmadı"
Independent Türkçe'ye konuşan Genç Kariyer Akademi kurucusu ve eğitimci yazar Nur Erdem Özeren, üniversite mezuniyeti sonrası garanti bir mesleğin kalmadığını söyledi.
Özeren'e göre her ne kadar bugün yazılım garanti meslek gibi görülse de mezuniyetten birkaç sene sonra yazılımcılara da ihtiyaç kalmayacak, çünkü yapay zeka bunu da yapacak.
Birkaç yıl önce hukuk fakültesinin de garanti meslek olarak görüldüğünü ancak zaman geçtikçe mezunlarının çoğalması yavaş yavaş işsizliği yaşamaya başladıklarını kaydeden Özeren, "Dolayısıyla iş garantisi kesin diyebileceğimiz bir bölüm artık yok. Hem Türkiye'de hem de dünyada böyledir. Önemli olan beceridir. Eskiden bilgiye sahip olmak, bir bölümden mezun olmak bunu sağlarken bugün çok zor hale geldi" dedi.
"Öğrenciler yurtdışına kapak atmanın yollarını arıyor"
"Diploma artık bir karton parçasından ibaret, önemli ve kıymetli olan pratiktir. Bugün bu noktaya geldik" diyen Özeren, devamında şunları kaydetti:
Yurtdışına gitmek isteyen öğrencilerin sayısı arttı ama bu tamamen İngilizce bölümlerle ilgili bir şey değil. Öğrenciler bir şekilde yurtdışına kapak atmanın yollarını arıyor. Bu konudaki talep arttı. Türkiye'de özellikle vakıf üniversitelerine hem şehir değiştirip hem de vakıf üniversitesine gidip para vermek zorunda olan öğrenciler artık bu ikisinin toplam maliyeti yerine yurtdışına gitmeyi tercih ediyorlar. İngilizce bölüm gerekli ama tek başına yeterli değil. Yurtdışında çalışabilmek için bölümden öte İngilizce seviyesinin çok iyi olması önemlidir. Talep var ve her geçen gün yurtdışına çalışma isteğinin arttığını ve buna göre bölüm seçimi yapıldığını görüyoruz."
"Öğrenciler üniversitenin yurtdışı bağlantılarını soruyor"
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı başdanışmanı eğitim bilimci Turgay Polat da geçmişe göre öğrencilerin tercih eğiliminde çok büyük değişimler olduğu görüşünde.
Polat'a göre öğrenciler bölüm bazlı tercih fikrinden epey uzaklaştı. Çünkü önemli olanın hangi bölümün diplomasını alındığı değil, üniversite bittiğinde nasıl bir donanıma sahip olunacağıdır.
Özellikle mezun sorgulamasının bu yıl çok arttığını ve öğrencilerin mezunlarla ilgili bilgi almak istediklerine değinen Polat, "Ayrıca tercih edecekleri üniversitenin yurtdışı bağlantıları ve dil eğitimlerini soruyorlar. Mezun olduklarında hem memleketin hem de dünyadaki değişime ayak uyduracak bir alana yönelmek istiyorlar. Öğrenciler ‘hareket etmeliyim, sadece bir ülkeye takılıp kalmayalım' diyor. Yani yurtdışı konusunu çok sorguluyorlar" diye konuştu.
"Türkiye'yi kar topu gibi büyüyüp gelen bir kriz bekliyor"
Ekonomik kriz kaynaklı son dönemde yurtdışına gitme isteği artsa da aslında bu isteğin birkaç yıldan beri olduğuna vurgu yapan Polat, "Çünkü uluslararası şirket sayısı çok arttı. İngilizce üzerinden çalışan çok sayıda şirket var. İş bulup çalışmak için dil bilmesi artık zorunluluk oldu ve çoğu İngilizceyi olmazsa olmaz görüyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yükselen öğrenci sayısına dikkati çeken Polat şöyle devam etti:
Türkiye'yi kar topu gibi büyüyüp gelen bir kriz bekliyor. 2009'dan bu yana üniversite sınavlarına başvuran öğrenci sayısı bir milyon 400 binden 3,5 milyona kadar çıkmış durumda. Bunların içinde ciddi bir kısmı öğrenciyken üniversiteyi terk edip gelip tekrar tekrar okuyanlar var. Önümüzdeki yıl yeni mezunların dahil olmasıyla 4 milyona civarına ulaşacak. Artık bu yönetilebilecek bir sayı olmaktan çıkacak. Türkiye bir kriz ile karşı karşıya kalabilir. Meclis başta olmak üzere tüm sorumlu kurumların şimdiden harekete geçmesi lazım. Çünkü bu büyük bir kriz ve bununla sınanacağız."
"İngilizce tıp ve endüstriyel eczacılık yükselişte"
Doç. Dr. Görkem İldaş'ın programına konuk olan İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyhan Alkan da dünya var oldukça sağlık alanının popülaritesini yitirmeyeceğini belirterek, gençlere özellikle İngilizce tıp ve endüstriyel eczacılık bölümlerini tercih etmeyi tavsiye etti.
Dünyadaki gelişmiş ülkelerde özellikle genç nüfusun azaldığını anımsatan Alkan, "Burada önemli olan dünyadaki trendleri görecek, teknolojiyi kullanacak ve özellikle de bilişime doğru giden sağlığın uygulamalarını anlayacak bir eğitim sistemini kurup ona göre yerinizi almaktır. Aday öğrencilerin İngilizce tıp ve endüstriyel eczacılık bölümlerine bir kez bakmalarını öneririm" çağrısında bulundu.
"Yanlış tercih işsizler ordusunu artırıyor"
Basına geçilen basın bülteninde görüşlerini dile getiren Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel ise eğitim sistemini eleştirerek yeteneğin erken yaşta belirlenmemesinin diplomalı işsizler ordusunun en önemli sebepleri arasında görüyor.
Yetenekleri en iyi şekilde ortaya çıkarabilecek üniversiteleri tercih etmeleri gerektiğini belirten Yüksel, "Önemli olan iyi bir meslek seçmek değil, meslekte iyi olmaktır" dedi.
Öğrencilere "Fark yaratacağınız alanda devam edin" önerisinde bulunan Yüksel, "Yapılması gereken çocukları daha anaokulundayken yeteneklerine göre sınıflandırmaktır. Eğer üniversite kendindeki yeteneği artırmayacaksa asla boşa vakit kaybetmesinler, üniversite yerine bir ustanın yanında meslek öğrensinler. Dünyanın, Türkiye'nin en zenginleri üniversite mezunu değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Gençlerimizi yurtdışına kaptırmayalım"
Üniversitelerin temel görevinin meslek öğretmek değil, öğrencilerin yeteneklerini, farklılıklarını ortaya çıkarmak olduğunu belirten Yüksel, "Üniversite, hayatı doğru okumanın yeri ve en son, en doğru bilginin üretildiği yer. Türkiye'ye bakıyoruz, çok sayıda işsiz var. Demek ki biz hayatı doğru okumayı öğretemiyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin en iyi öğrencilerini yurtdışına kaptırmaması gerektiğini söyleyen Yüksel, şunları kaydetti:
Ağır söyleyeceğim ama bu Türkiye'ye hiç yakışmayan, Türkiye'yi sevmeyenlerin yaptığı bir hareket. Bu ülke bizim! Gideceğiz ama döneceğiz. Oradaki insanlara hizmet etmek için buranın en zekisini toplayıp götürmeyeceğiz. Eğer bir köyde zekileri alıp çıkartırsanız, genetikçi olarak söylüyorum, orada IQ 2-3 azalır. Çünkü epigenetik faktör olarak anne baba iyiyse çocuğa da geçiyor. Onun için biz bu ülkeyi seveceğiz. Bu ülkeye insan yetiştireceğiz."
Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, Amed Direk gibi heyecan ve kararsızlığı bir arada yaşayan gençlere, "Diplomalı işsin olmayın! Yanış tercih işsizler ordusunu artırıyor" diyerek uyarıda bulundu.
Independent Türkçe