Gazeteci Uğur Dündar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları yayında SADAT reklamının yayımlanmasıyla ilgili süreci anlattı.
Gazeteci Uğur Dündar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları yayında SADAT reklamının yayımlanmasıyla ilgili süreci anlattığı bugünkü yazısında, “Yargısız infaz yapanlar arasında, 7 yıl süreyle tek kuruş almadan programlar için Anadolu'yu karış karış gezdiğim, uçsuz bucaksız yollarda ölümcül kazalar atlattığım, yükselmesine naçiz katkılarda bulunduğum Halk TV'nin bazı yorumcularıyla, benden aldığı borcu ödemek yerine unutmuş numarası yapan etik (!) tacirlerinin de bulunması ve Kemal Bey'e kumpas kurduğumun öne sürülmesi, sırtıma bıçak saplanmış gibi acı veriyordu” diye yazdı.
“Oysa olayın mağdurlarından biri de yayın sırasında Müjdat Gezen'in yanında olan bendim. Allah'tan Kemal Bey de oradaydı ve zerrece sorumluluğum olmadığını en iyi o biliyordu” diyen Dündar, “Eğer kanal sahibi Necat Gülseven ile Genel Yayın Yönetmeni Alican Değer'in bundan haberlerinin olduğu konusunda küçücük bir kuşku duysam, derhal o kanaldan ayrılacaktım” dedi.
Dündar, “Sosyal medyada beni linç edip, ‘Para için değer miydi?’ diyenleri ciddiye almamakla birlikte, şunları tarihe not düşmem gerektiğine inanıyorum” diyerek şunları kaydetti:
“2013 yılından bu yana, yani tam 10 yıldır ekranlarına çıktığım televizyonlardan tek kuruş almadığım gibi, cebimden çok masraf yaptım. Zaten bir televizyon sahibiyle görüşürken hayatım boyunca ilk sorduğum konu ‘Bana ne kadar para vereceksiniz?’ değil, ‘Editoryal bağımsızlık verecek misiniz?’ olmuştur. TV-100 de öyle oldu. Parayı konuşmadan önce ‘editoryal bağımsızlık’ ve her ay 10 Vefa Lisesi öğrencisine burs verme sözü aldım. (Bunu açıklamak zorunda bıraktıkları için çok üzgünüm.) Bağımsızlık tıpkı Büyük Önder Atatürk gibi benim de karakterimdir. Onun bittiği yerde bir saniye bile durmam.”