Türk Ocakları İstanbul Şubesi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte düzenlediği "İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu"nda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da konuşma yapması bir asırlık "Ocakta" kriz yarattı.
Arka plandaki rahatsızlık, hem Kılıçdaroğlu'nun bu sempozyumda bir konuşma yapması hem de CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sempozyuma katılmış olmasıydı.
Türk Ocakları'ndan yapılan açıklamada da bu rahatsızlığın yansıması görülüyor:
27 Haziran 2022 tarihinde, İstanbul Şubemizin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle düzenlediği bir sempozyum, Türk Ocakları'nın partiler üstü konumunu kesinlikle etkileyemez.
Türk Ocakları Genel Merkezi, bu konudaki samimi, hasbi ve tavizsiz tutumuna halel getirilmesine izin vermeyecektir. Devlete ‘seri katil’ diyenlerin Türk Ocakları toplantılarında boy göstermesi kabul edilemez.
"AÇILIŞ DAVETLİLERİ VE KONUŞMALAR ŞUBE YÖNETİMİNE BİLDİRİLMEDİ"
Sempozyuma ilk tepki gösterenlerden biri, Türk Ocakları İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü'ydü.
Şubelerin kendi organizasyonlarını düzenleyebildiğini ve genel merkez ile şubeler arasında bu anlamda hiyerarşik bir bağ olmadığını belirten Güllü, "Fakat bu sempozyumun açılışında yapılan konuşmalar ve açılış davetlileri, Şube Başkanı Cezmi Bayram'ın kendi insiyatifiyle düzenleyip son ana kadar şube yönetimine dahi bilgi vermeden yaptığı bir organizasyon" dedi.
Türk Ocakları'nın belediyeler ile her zaman ortak programlar yaptığını ve belediye başkanlarının bu programlarda konuştuğunu dile getiren Güllü, "Asıl sorun bir parti liderinin davet edilip konuşma yapmasından kaynaklanıyor" dedi ve ekledi:
Ocak, her zaman partiler üstü olduğunu iddia ederken, özellikle MHP'ye karşı bu rezervi katı şekilde uygularken, seçim sürecine girildiği şu dönemde Kılıçdaroğlu'nun davet edilmesi bir taraf ilanı gibidir ve benim açımdan kabul edilemez.
Temel itirazım, Türk Ocakları'nın bir siyasi tavra alet edilmesidir.
Güllü, söz konusu sempozyumun duyurusunun da yine şube yönetimi haberdar edilmeden "Davutoğlu'na yakın" olarak nitelendirdiği Karar gazetesine verilen bir röportajla yapılmasının da "ayrı bir siyasi mesaj" olduğunu savundu.
Sempozyumu düzenleyen Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Bayram, Karar gazetesinden Saliha Sultan'a konuşmuş ve "Amacımız 21'nci yüzyılda dini nasıl anlamak gerektiği üzerine kafa yormak. CHP'li bir belediyeye davet götürdük çünkü dinle ilgili meseleler milletin idaresine talip olan herkesle konuşulmalı. Her görüş kendisini Türk Ocakları'na ait hissetsin istiyoruz. Gittikçe kamplaşan Türkiye'de böyle kurumlara ihtiyaç var" demişti.
BAHÇELİ: NASIL BÖYLE BİR HATANIN FAİLİ OLDUNUZ?
Kılıçdaroğlu'na yapılan bu davet, MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından da tepkiyle karşılandı.
Parti grubuna hitap eden Bahçeli, burada yaptığı konuşmasında konuyla ilgili "Şimdi herkes elini vicdanına koyup düşünsün, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türk Ocakları'nın Kuruluşu'nun 110'uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu'nda" ne işi vardır? Biz bu hazin manzarayı nasıl okuyalım? Neye yoralım? Nasıl yorumlayalım? Davet ede ede, hem de böylesi bir dönemde Kılıçdaroğlu mu davet edilmiştir? Benim sözüm Türk Ocakları'nın üç-beş yöneticisinedir. Ya bunu nasıl yaptınız? Nasıl böyle bir hatanın faili oldunuz? Bu gaflete nasıl kapıldınız?" dedi.
Bahçeli'nin bu konuşmadan bir gün önce Türk Ocakları yöneticileriyle temasa geçtiği ve tepkisini onlara ilettiği de konuşulanlar arasında. Gece yarısı yapılan görevden almanın ise Bahçeli'nin bu çıkışının ardından geldiği iddia ediliyor.
BAZI ŞUBELER 'RAHATSIZLIKLARINI' İLETTİ
İstanbul yönetimi görevden alınmadan önce çok sayıda şubenin yöneticisinin genel merkeze "rahatsızlıklarını" bildirdiği öğrenildi.
Bu isimlerden biri olan Kırklareli Şube Başkanı Mehmet Bilal Yamak, tepkisini sosyal medya hesabından da duyurdu.
Yamak, söz konusu paylaşımında "Türk Ocakları İstanbul Şubesi'nin düzenlediği 'bilimsel' programın açılışında, siyasi bir partinin genel başkanının konuşuyor olmasından ötürü duyduğum derin rahatsızlığı belirtir, saygılarımı sunarım" ifadelerini kullandı.
ÇALIŞMALARI, SVAŞ, TEK PARTİ VE DARBE DÖNEMLERİNDE KESİNTİYE UĞRADI
Kuruluş çalışmaları 1912 yılına kadar dayanan Türk Ocakları, Tanzimat Fermanı'nın ardından milliyetçi aydın ve Tıbbiye öğrencileri tarafından hayata geçirildi.
Kurtuluş Savaşı sırasında çalışmaları askıya alınan bu yapı, savaşın ardından Atatürk'ün de desteğiyle yeni şubeler kurdu.
Cumhuriyet devrimlerine destek veren Türk Ocakları'nın "siyaset üstü olmak" ilkesi 1927 yılındaki kurultayda aşındı.
Türk Ocağı Yasası'nda bir değişiklik yapma teklifiyle Türk Ocakları'nın bir CHP örgütü olarak faaliyet göstermesi istendi.
Değişiklik hayata geçse de ocak yönetiminin, Türkiye dışındaki Türklere yönelik etkinlikleri dönemin Tek Parti yönetiminin hoşuna gitmedi ve ocağın kapatılma süreci başladı.
1931'deki kurultayda derneğin tüm şubeleriyle birlikte feshedilme kararı alındı ve bütün mülkler CHP'ye devredildi.
Türk Ocakları, 1949'da Hamdullah Suphi Tanrıöver, Dr. Hasan Ferit Cansever, Burhanettin Develioğlu, Ahmet Mazhar Akifoğlu, Dr. Fethi Erden, Ragıp Nurettin Ege, Tevfik Noyan, Cevat Mustafa Emecan ve Cemil Behçet'in kuruculuğuyla yeniden açıldı.
12 Eylül 1980'deki askeri darbede bütün derneklerle birlikte Türk Ocağı'nın da faaliyeti durduruldu. 1984 yılında tekrar faaliyetlere başlayan Türk Ocağı, yayın, sempozyum ve kongreler düzenliyor. Ocağın şu anda 50'den fazla şubesi bulunuyor.
Independent Türkçe / Cihat Arpacık