Ses analizi, suç ve suçluyla mücadelede kullanılan bir yöntem. Bu tekniğin detaylarını uzun yıllardır bu alanda çalışan adli bilişimci Levent Güner, hukuki boyutunu ise Doç. Dr. Hasan Sınar ile konuştuk
Suç ve suçlu takibinde gelişen teknolojinin de etkisiyle güvenlik güçleri çeşitli yöntemlere başvuruyor.
İlk defa ABD ordusunca II. Dünya Savaşı'nda Almanların telsiz konuşmalarının tespitinde kullanılmaya başlanan ses analizi de zaman zaman başvurulan yöntemlerden biri.
Ses analizi, konuşma içeren herhangi bir sesin adli makamlarca talep edilen kişiye ait olup olmadığının tespiti için uzman adli bilimciler tarafından yapılan bir dizi inceleme sonunda varılan ve raporlaştırılan kanaat olarak adlandırılabilir.
İki aylık teknik takip ve ses analizinden tespit edildiler
Ses analizinden de faydalanılarak yapılan bir operasyonda dair haber son olarak 11 Haziran 2023 Pazar günü medyaya yansıdı.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, İstanbul ve Antalya'da telefonla aradıkları kişileri, kendilerini polis ya da savcı olarak tanıtıp dolandıran bir suç şebekesine yönelik operasyon yaptı.
Çağrı merkezi gibi işleyen, sürekli hat değiştiren ve sahte hatlar kullanan şüphelilerin ekiplerin iki aylık teknik takibi ile ses analizinden tespit edildiği belirtildi.
Türkiye'de de soruşturmalarda ses analizinden faydalanılıyor
Ses analizi, özel bir uzmanlık gerektiren bir alan.
Bu analizi alanında uzmanlaşmış kişiler yapabiliyor.
Türkiye'de gerek jandarma kriminal gerek emniyet kriminal gerekse de Adli Tıp Kurumu bünyesinde ses analistleri var.
Ayrıca buralarda görev yapıp emekli olduktan sonra "adli bilirkişi" sıfatıyla çalışmalarını sürdürenler de bulunuyor.
"İkinci nitelikte delil kabul ediliyor"
Peki son olaydan yola çıkarak "Ses analizinde nelere dikkat ediliyor? Ses analizi delil midir?" sorularını Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvarları Ses Bilim Laboratuvarı kurucularından ses uzmanı, adli bilimci Levent Güner'e de yönelttik.
Güner, ses analizinin Avrupa'da olduğu gibi Türk hukukunda da ikinci nitelikte delil sayılarak kullanıldığını belirterek ancak kanıt sayılması için birçok prosedürün bulunduğunu söyledi.
"Parmak iz gibi değil ama herkesin kendine özgün sesi var"
Herkesin kendisine özgün bir sesi olduğunu kaydeden Güner, buna karşın sesin bir parmak izi de olmadığını hatırlattı.
"Çünkü parmak izi anne karnında altıncı ayda başlar, DNA zinciri oluşur" diyen Güner, "Oysa insanın çocukken sahip olduğu ses ile yaşlandığı zamanki sesi farklıdır. Zamanla değişir. Ama değişmeyen parasodik öğeler dediğimiz rengi, konuşma şekli ve hatalarıdır. Ancak bunlar da eğitimle değişebilir. Dolayısıyla bu kadar çok değişkeni olan bir olgunun adalet sisteminde kabul görmesi belli şartlara bağlı" ifadelerini kullandı.
"Ses analizinde sesin alındığı andaki koşullar da önemli"
Güner, ses analizinde konuşulan andaki parasodik öğelerin önemli olduğunu söyleyerek, "Bunun anlamı şu: Bir kişiyle sakince konuşurken veya tartıştığınız anlardaki ses kaydınız alınırsa farklılıklar olacaktır. Dolayısıyla ses kaydının bu çok ince ayrıntıları içeren bir yöntemle yapılması gerekiyor" dedi.
Yapay zeka ile insanların seslerinin taklit edilebilse dahi uzmanlarca kolayca ayırt edilebildiğine dikkati çeken Güner, "Yapay zekanın yapamadığı sesteki vurguları yakalamak. Yani sesteki duruma göre değişen vurguları algılayamıyor. Dolayısıyla iyi bir analizle yapay zeka tarafından üretilmiş ses rahatlıkla anlaşılabilir" diye konuştu.
"Gözaltına alınan ancak suça bulaştığı kanıtlanmamış kişilerin ses kaydının tutulması doğru değil"
İnsanın sesi kendine göre özellikler içerse bile Güner'in de bahsettiği gibi yıllar içerisinde değişebiliyor.
Bunun da etkisiyle "Gözaltına alınan kişilerin parmak izi kaydının alınması gibi ses kayıtlarının alınarak saklanması gerekir mi" sorusuna Güner, "Hayır. Bana göre saklanmamalı. Gözaltına alınsa dahi suçluluğu kanıtlanmamış insanların ses kayıtlarının tutulması doğru değil. Çünkü bu kişisel veriye giriyor ve dünyanın pek çok ülkesinde buna hayır deniyor" diye cevap verdi.
"Tek başına delil kabul edilmez, başka delillerle desteklenmesi lazım"
Peki yargılama boyutunda ses analiziyle elde edilen delil ne kadar geçerli kabul ediliyor?
Bu soruyu da ceza hukukçusu Doç. Dr. Hasan Sınar'a sorduk.
Sınar, ses analizinin ancak bilimsel yöntemlerle uzman bilirkişi raporu ile yargılamaya etki edebileceğini söyledi.
Bu raporun da yüzde 100 katiyet arz etmeyeceğini belirten Sınar, "Her zaman itiraza konu olabilir. Hatta karşı uzman raporu dahi alınabilir. Bu itibarla tek başına fiilin sanık tarafından ispatlamaya elverişli kabul edilmemeli ve mutlaka başkaca deliller ile desteklenmelidir" dedi.
Independent Türkçe