Yeni bir makale, muazzam miktardaki yeni bilimsel ve teknolojik bilginin görünüşe göre yeni yıkıcı bulgu ve buluşlara katkı sağlamadığı uyarısını yapıyor.
Bilim insanları, teknolojik sürecin hızlandığını mı yoksa yavaşladığını mı incelemeye çalıştı. Bunu yapmak için 60 yıl boyunca yayımlanmış 45 milyon bilimsel makaleyi ve alınmış 3,9 milyon patenti incelediler.
Araştırmacılar bu bilgiyi, makalelerin ve patentlerin bilim ve teknolojideki atıflar üzerinde etkisini ölçen ve CD endeksi olarak bilinen bir araçla analiz etti. Bu endeks, bir makalenin bilim ve teknolojiyi ne kadar değiştirdiğini söylemekte kullanılabilecek bir "yıkıcılık puanı" verebiliyor.
Bilim insanları, bu muazzam boyuttaki bilimsel araştırma dizisini kullanarak iki farklı atılım türünü incelemeyi amaçladı: Mevcut bilgiye katkıda bulunarak sahip olduğumuz anlayışımızı güçlendirenler ve gerçekten yıkıcı olup araştırmacılara incelemek için yeni yollar gösterirken eski bilgileri kullanılmaz kılanlar.
Yazarlar, yeni araştırmaların daha az yıkıcı hale geldiğini ve mevcut duruma daha fazla ayak uydurduğunu tespit etti. Yazarların tespitine göre bu tüm disiplinlerde, özellikle sosyal bilimlerde ve teknolojide gerçekleşiyor.
Bunun neden yaşandığıysa tam olarak belli değil. Fakat yazarlar, bilim insanlarının ve mucitlerin yeni keşifleri için giderek daralan alanlara baktıklarını öne sürüyor.
Makalenin baş yazarı, Minnesota Üniversitesi'nden araştırmacı Russell Funk şunları söyledi:
Sağlıklı bir bilimsel ekosistemde yıkıcı keşiflerin ve pekiştirici gelişmelerin bir karışımı vardır fakat araştırmanın doğası değişiyor.
Kademeli yeniliklerin yaygınlaşmasıyla, bilimi daha çarpıcı şekilde ilerleten o kilit atılımları yapmak daha uzun sürebilir.
Bulguları açıklayan "Papers and patents are becoming less disruptive over time" (Makaleler ve patentler zaman içinde daha az yıkıcı hale geliyor) başlıklı makale dün Nature akademik dergisinde yayımlandı.