Türkiye'nin ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar hakkında uyarılarda bulunan, sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin eleştiri oklarına maruz kalan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, değerlendirmelerde bulundu.
Bundan yaklaşık bir buçuk ay önce ABD Hazine Bakanlığı'nın Türk iş dünyasına yönelik bir mektubu, ekonomi gündemine oturmuştu.
ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo imzasıyla paylaşılan mektupta Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye'de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım riski olarak yansıyabileceği uyarısında bulunuyordu.
Böyle bir mektubun geldiğini ilk doğrulayan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) olmuştu.
Olayın yankı uyandırmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter hesabından bir paylaşımda bulunmuş Türk iş dünyası örgütlerine iletilen mektubun iş çevrelerinde bir endişe yaratmasının "anlamsız" olduğunu söylemişti.
"Türkiye dünyanın en önemli siyasi ve ekonomik güç merkezlerinden biridir" diyen Nebati, "İş dünyamız devletinin gücünü her zaman yanında hissetmelidir" ifadesini kullanmıştı.
Bu konunun sonrasında ne olduğunu, son dönemde TÜSİAD'ın ekonomiye yönelik uyarılarını, bu uyarılara iktidar kanadından gelen yanıtları TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Bu yıl 11'incisi gerçekleşen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci günü bir panelde konuşmacı olan Turan, "Rusya uyarısı" ile ilgili olarak öncelikle mektubun yalnızca TÜSİAD'a gelmediğini, DEİK'e (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu), TOBB'a (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ve MÜSİAD'a da (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) ulaştığını hatırlattı.
"Biz gerekli bilgilendirmeyi yaptık, ondan sonrası bizim takibimizde değil" diyen Turan, sonraki sürecin ne aşamada olduğunu bilmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı'ndan "akıllarını başlarına alsınlar" uyarısı gelmişti
Bunun yanı sıra TÜSİAD'ın 15 Haziran'da gerçekleşen Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı'nda YİK Başkanı Tuncay Özilhan, enflasyondaki artışın daha önceki enflasyonist dönemlerle karşılaştırılmayacak kadar hızlı olduğunu söyleyerek "Tüketicilerin de fiyatlar konusunda algısı bozulmuş durumda. Enflasyon halkın satın alma gücünü eritiyor. Ücretlerin toplam gelir içindeki payı geriliyor" demişti.
"Sorunları çözmek yerine bir süre için hafifletmek yönünde atılan adımlar geri teper" diyen Özilhan, "İktidardan ve muhalefetten yeni dönem için net ve somut yol haritaları bekliyoruz. Beklentimiz eski ezberlerin tekrar edilmesi değil" talebini dile getirmişti.
Aynı toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da "Enflasyonla mücadelede tüm dünya faiz artırırken, biz tersi bir politika izliyoruz. Artan risk seviyesi sürdürülemez, geleneksel politikalara dönmeliyiz. İzlenen ekonomi politikalarıyla gelirlerimiz eriyor" uyarısında bulunmuştu.
TÜSİAD'ın bu uyarıları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından son derece sert bir dille eleştirilmişti.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın" demiş, Turan ile ilgili olarak ise "Ey TÜSİAD'ın başına gelen beyefendi dış politikada bize ders veremezsin. Sen çıraksın, kalfa bile olamadın. Önce haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler" ifadelerini kullanmıştı.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise "Geleneksel politikalara dönmeliymişiz, fakirleşerek büyüyormuşuz Bir kez olsun milli olsun, bir kez olsun Türkiye'nin meşru tezlerine destek verin" şeklinde konuşmuştu.
"Biz doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz"
Uludağ Ekonomi Zivesi'ndeki "Geleceğe Hazırlık: Yeni Nesil Yatırımlar, Çözümler ve Fırsatlar" başlıklı panel sonrası Independent Türkçe'ye konuşan TÜSİAD Başkanı, iktidar ile aralarında bir gerginlik olmadığını özellikle vurguladı.
"Biz sadece ‘enflasyon önceliğimiz olmalı' diyoruz" ifadesini kullanan Orhan Turan, şöyle devam etti:
Türkiye'nin en önemli gündem maddesi enflasyonla mücadele olmalı. Büyümeden fedakârlık yapabiliriz ama önceliğimiz enflasyon olmalı.
Türkiye'nin rekabetinin ucuz işgücüyle sağlanması mümkün değil. Artık katma değer üretmemiz lazım. Biz doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz
İki yıl aradan sonra ilk kez fiziki ortamda gerçekleşen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci günü Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın konuşmasıyla başlamış, ikinci panelde ise Orhan Turan'ın yanı sıra iş dünyasının pek çok önemli ismi de konuşmacı oldu.
Algoritma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özgenç'in moderatörlüğünü yaptığı panelde Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı & Boyner Grup CEO Cem Boyner, Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve eski TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ve TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener de hazır bulundu.
"Yapı malzemelerini 3 dolara ithal edip, yarım dolara ihracat yapıyoruz"
Orhan Turan, panelde yaptığı konuşmada TÜSİAD'ın bir fikir üretme fabrikası ve ülkenin sorunlarına çözüm üreten bir sivil toplum örgütü olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
Türkiye'nin önümüzdeki süreçte maddi olmayan varlıklara yatırım yapması gerekiyor.
Köprü yaptık, yol yaptık, havaalanı yaptık ama şimdi sürdürülebilir şekilde ülkenin büyüyebilmesi için önce insana daha sonra bilim, ARGE ve inovasyona, kurumlara yatırım yapmamız lazım.
Türkiye'nin nitelikli insanları kaybettiğini vurgulayan Turan, "Hepimizin görevi bu gençlerin hayallerini hayata geçireceği iklimi Türkiye'de yaratmak. Giden nitelikli insanlar sadece maddi kaynak nedeniyle gitmiyor. Türkiye çevre ülkelerden, Hindistan'dan, Pakistan'dan, Mısır'dan, Ukrayna'dan, Rusya'dan, Lübnan'dan biz nitelikli insanları biz çekmeliyiz ki katma değer yaratalım."
Türkiye'nin "2K problemi" olduğunu söyleyen Turan'ın açıklamasına göre bunlardan biri katma değeri, diğeri ise kapasite kullanım oranı.
"Yapı malzemelerini 3 dolara ithal edip, yarım dolara ihracat yapıyoruz. Bizim en büyük sorunumuz katma değer" diyen TÜSİAD Başkanı, "İnsani gelişime yatırım yapmazsak, bilimi, teknolojiyi ve inovasyonu önceliklendirmezsek, ekonomiden demokrasiye kadar her alanda güvenilir kurumları yerleştiremezsek Türkiye'nin sürdürülebilir büyümeyi sağlama şansı yok" ifadelerini kullandı.
"Belirsizlik ortamında iş yapma yetkinliği en yüksek ülke biziz"
40 yıldır iş dünyasında olduğunu belirten Orhan Turan, "O kadar çok kriz yaşadık ki… Her şey normal gidince şaşırıyorum, ‘Acaba bir terslik mi var?' diye" dedi ve ekledi:
Türk iş dünyasında girişimciler olsun, profesör arkadaşlar olsun belirsizlik ortamında iş yapma yetkinliği herhalde en yüksek ülkelerden biriyiz.
Türk iş dünyası öngörülebilirlik istiyor. Belirsizlik minimum olsun, gelecek ile ilgili yatırım yapabilsinler vs.
Bu sene 200 adet banka regülasyonu değiştirilmiş. Her cuma akşamı bir regülasyon yayınlanıyor, cumartesi günü bankacılar oturup "bu ne demek istiyor, nasıl olacak"ı tartışıyor.
Avrupa'ya ihracatımız yüzde 50, Avrupa'daki payımız yüzde 1,25
Turan konuşmasında günümüz dünyasında düşük maliyetli üretim anlayışının yerini dijitalleşen, otomasyona dayalı üretkenliğe bıraktığını hatırlattı.
TÜSİAD Başkanı'na göre pandeminin arz zincirini değiştirip, tedarik zincirini kırması, Türkiye'nin rolünü ön plana çıkarabilir. Ancak bu konuda önemli adımlar atılması şart:
Geçenlerde öğrendim, bilmiyordum benim eksikliğim Avrupa'nın dış ticaretinden sadece yüzde 1,25 pay alıyormuşuz. İhracatımızın yüzde 50'sini yaptığımız bölgede bizim günlük operasyon ve regülasyonlarla enerjimi harcayacağımıza geleceği kurgulamamız, geleceğe odaklanmamız gerekiyor.
"Her ay 9-10 milyar dolar enerji ithalatı için para bulmak zorundayız"
Orhan Turan, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası tüm dünyaya yayılan, kur krizi nedeniyle Türkiye'de daha da derinleşen enerji krizi hakkında da konuştu.
"35 yıldır enerji verimliliği ve farkındalığı konusunda dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum" diyen Turan, Orta Vadeli Program'da 2022'de enerji ithalatına ödenecek paranın 103 milyar dolar olarak öngörüldüğünü belirtti.
5 Eylül'de açıklanan programda 2021'de enerji ithalatına ödenen miktar 50,7 milyar dolar olarak belirtilmiş, 2022 tahmini ise 103,5 milyar dolar seviyesinde açıklanmıştı.
Turan'ın da açıkladığı gibi Türkiye'nin son 10 yıldaki enerji ithalatı ortalaması ise 42 milyar dolar. Yani 2022'nin enerji maliyeti ortalamanın yaklaşık 60 milyar dolar üzerinde.
"Her ay 9-10 milyar dolar enerji ithalatı için para bulmak zorundayız" diyen TÜSİAD Başkanı, "Bu anlamda bir şey yapılmadığı için üzülüyorum. Bugün enerji seferberliği ilan etmezsek ne zaman edeceğiz?" değerlendirmesini yaptı ve şöyle devam etti:
Hep "yeşil dönüşüm" diyoruz. Burada amaç, şirketlerin daha az enerji tüketerek daha fazla çıktı ile rekabet gücünü artırabilmek. Eğer bir Alman sütün litresine 3 kilowatt saat harcıyor da ben 10 kilowatt saat harcıyorsam üçe, iki buçuğa nasıl düşürebilirim buna bakmam lazım.
TÜSİAD'ın 104 çalışma grubundan birisi de enerji yuvarlak masası. Özellikle önümüzde dönemde enerji ajanslarıyla da çalışıp farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Avrupa çok ciddi önlemler alıyor. Hem Rusya'dan doğalgaz ithalatını hem petrol ithalatını minimuma indirmeyi hedefliyorlar. Ocak ayında yüzde 44 olan oranı yüzde 9'a düşürdüler.
Bir tane örnek vereyim: Otoyollardaki hızı azalttılar. Biz iki ay önce paralı yollardaki hızı artırdık.
"Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve özgürlükler konularının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu vurgulamaya devam edeceğiz"
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Orhan Turan, panelin moderatörü Ali Özgenç'in "Ekonomi uzmanlarının çoğu içinden geçtiğimiz dönemi, ‘önümüzdeki yüzyılın kurallarını belirleyecek dönem' olarak tanımlıyor. Size göre Türkiye'nin büyük ölçekli şirketleri bu zamanları iyi değerlendiriyor mu? Gelecekte var olmanın anahtarı nedir?" şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
Bizim hedefimiz ekonomik olarak gelişmiş, uluslararası alanda saygın, toplumsal olarak eşitlikçi ve adil, yeşil dönüşümü başarmış, çevreci bir Türkiye olmaktır.
Yeşil dönüşüm, enerji verimliliği, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik gibi konularda iş dünyasına referans ve bilgi kaynağı oluşturmaya çalışıyoruz.
Türkiye'nin en büyük think-tank kuruluşuyuz. O anlamda üyelerimiz, yerel ve uluslararası ağla bunu güçlendirmeye çalışıyoruz.
Güçlü bir hukuk devleti, güçlü demokrasi toplumlar için adil, müreffeh ve mutlu bir yaşamın temelidir.
Bu anlamda hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve özgürlükler konularının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu vurgulamaya devam edeceğiz.