Suriye Savaşı'nın 12. yıldönümünü anmak için Save the Children ve Arsenal Vakfı, Zaatari kampındaki mülteci çocukların eski vatanlarında en son yaşanan yıkıcı şoku işledikleri bir dizi güçlü çizim ve şiirini yayımladı
Zaatari mülteci kampında yaşayan Suriyeli gençler, geçen ay Türkiye ve Suriye'yi vurup iki ülkede toplam 50 binden fazla kişiyi öldüren depremlerin sosyal medyaya düşen görüntülerini dehşet içinde izledi.
Birçoğu için küçük çocukların geçici barınaklara sığınmak zorunda kalmasına ve yiyeceğe erişmekte zorlandığına tanık olmak, 10 yıldan uzun süre önce, bebekken ülkelerindeki ölümcül çatışmadan kaçmanın bıraktığı eski yaraları deşti. Daha fazlası da hâlâ Suriye'de yaşayan arkadaşlarının ve ailelerinin depremden sağ çıkıp çıkmadığını öğrenmek için eziyet dolu bir bekleyiş içinde kaldı.
Mülteci kampındaki gençler haberlerle başa çıkabilmek için gördüklerini çizmeye ve yaralı ya da depremden etkilenmiş çocuklara destek şiirleri yazmaya başladı. Dayanışma ve umut sergileyen gençler, zorluklarla nasıl başa çıkılacağına dair tavsiyeler aktardı.
Gençlerin yaratıcılığı, Save the Children ve Arsenal Vakfı'nın Suriye savaşı nedeniyle yerinden edilen çocuklarda sürdürülebilir dayanıklılık geliştirmeye çalışan "Coaching for Life" (Yaşam Koçluğu) isimli futbol programının yürüttüğü oturumlarda kaydedildi. Program, çocukların duygusal refahını ve akıl sağlığını desteklemeye odaklanıyor. Oturumlara dahil edilen dayanıklılık modülleri, çocukların üzüntü ve öfke gibi zor duyguları tartışmasına ve bunlarla yüzleşmesine imkan sağlarken empati ve şefkat gibi olumlu duyguları da teşvik ediyor.
18 yaşındaki Genç Koç Yamen*, çizimi için "2013'te ülkemizden kaçmak zorunda kalan, benim ve diğer Suriyelilerin başına gelenleri yansıtıyor" diyor.
Depremi duyduğumda yerimden edilmiş ve evsiz kalmışken hissettiklerimi yeniden hissettim. Aklıma gelen ilk şey, onların bizim yaşadığımız durumun aynısını yaşayacağıydı.
13 yaşındaki Süha* ise bir şiir yazmayı seçti:
Kalbimizi sarsan bir deprem bu,
Bütün o enkaz çocukları gömdü ve tüm hayalleri bir gecede kayboldu. Her yer ölüm. Ama çalınan gülümsemeleri dudaklarına geri dönecek.
Süha depremlerin olduğu günü anlatıyor:
Teyzem arayıp söyledi. Çocuklarına ne olduğunu bilmiyordu. Kuzenlerim 24 saat enkaz altında kaldı.
İkisi çıktı ama üçüncüsü, teyzemin oğlu, iki eli de bacağı da kırılmıştı. Annem o anda ona ulaşamadığından annemle teyzem telefonda ağlaşıyordu.
13 yaşındaki Farah, "Duygular şiir yazan herkesin ilham kaynağıdır. Hissettiğim acıdan ilham alarak yazdım. Acı çeken çocuklarla dayanışma göstermek için acımı ifade etmek istedim" diyor.
Depremi duyduğumda İdlib'de yaşayan amcam için endişelendim. Amcam savaşta bacağını kaybettiği için engelli. Kuzenlerim, yani amcamın iki kızı için de endişelendim.
13 yaşındaki Nur* da bir şiir yazdı:
Ne yapabilirim, ne sunabilirim? Dudaklarımda bir soru oldu bu,
Umarım ülkemin tüm yaraları iyileşir, güçlenir ve tekrar ayağa kalkar.
Nur, "Depremi sosyal medyadan öğrendim. Canım yandı. Enkazın altında sıkışıp kalan tüm çocuklar için hayatta kalamayan tüm çocuklar için üzüldüm. Orada ölenler için" diyor.
Coaching for Life, yarısından fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 80 bin kişiye ev sahipliği yapan, dünyanın en kalabalık mülteci kamplarından biri Zaatari'de başlatıldı. Program, 2011'de Suriye Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana evlerinden kaçan çocukları ve ailelerini desteklemeye odaklanıyor.
Arsenal in the Community'nin Londra'nın kuzeyindeki çalışmaları sırasında 38 yılı aşkın sürede geliştirdiği modeli kullananan proje, bunu Save the Children'ın çatışma ve insani krizlerdeki deneyimiyle birleştirerek aidiyet duygusu oluşturmak ve çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal refahını iyileştirmek için futbolun gücünü kullanıyor.
Arsenal Vakfı ve Save the Children'ın Coaching for Life programı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu videoyu izleyebilirsiniz.
*İsimler değiştirildi