Sismik izolatör, diğer bir adıyla sismik yalıtım depremin hasar potansiyelini düşürmek için binalarda kullanılan yardımcı olan araçtır. Depremde riski en aza indiren sismik izolatör sadece yeni binalara değil eski binalara da uygulanabiliyor. İşte sismik izolatör nedir, neye yarar sorularının yanıtı…
Deprem ülkesi olan ve birçok şehri fay hattı üzerinde bulunan Türkiye’de hemen hemen her gün yer sarsıntıları meydana geliyor. Deprem anında en büyük tehlikelerin başında dayanıklılığı düşük seviyede olan binalar olarak gösterilir ancak sismik izolasyon yapının depreme dayanma kapasitesini arttırılabiliyor.
SİSMİK İZOLATÖR NEDİR?
Sismik izolatör, yapıya gelen deprem, rüzgar vb. yüklerin azaltılmasına yarayan sistemdir. Sismik izolasyon sistemleri zemin ile yapının tabanı arasına esnek enerji sönümleyici elemanlar yerleştirerek zeminden yapıya aktarılan deprem kuvvetlerinin azaltılmasına; sismik enerji ve hareketlerini absorbe etmesine yardımcı olan araçlardır.
Sismik izolasyonu olmayan yapı kendi ağırlığının 1/10'u kadar yatay yük taşıyabilir. Eğer bu değerden daha fazla bir yük gelirse yapıda kalıcı deformasyonlar oluşur ve kolon-kiriş birleşim noktalarında kırılmalar başlar. Ancak sismik izolasyonu olan yapılar ise bu değerlerin çok üstüne çıkabilir. Çünkü sismik izolatörler gelen yatay yükü azaltır.
izolatör, deprem sırasında üzerindeki yapının sarkaç misali küçük salınımlar yapmasını sağlar. Oluşan dinamik sürtünme kuvveti ile izolatörün konkav geometrisi deprem enerjisinin sönümlenmesini sağlar. Sismik izolatörler deprem anında yapıya aktarılan dinamik kuvvetleri ve buna bağlı deplasmanları %80 – %90 oranında azaltmakta ve yapıyı deprem kuvvetlerine karşı izole etmektedir.
1921 yılında Amerikalı Mimar Frank Lyond Wright, Tokyo'daki Imperial Hotel'in temellerinde, taban izolasyon fikrini uygulayan ilk kişi olmuştur. 1969 yılında dünyada ilk kauçuk sismik izolasyonlu yapı, İsviçreli mühendisler tarafından Makedonya'nın Skobje şehrinde bir ilkokul binasında uygulanmıştır.
DEPREM İZOLATÖR SİSTEMİNİN YARARLARI
Yüksek düzeyde can güvenliği
Aynı oranda minimum düzeyde bakım gerekliliği
Araştırma ve geliştirmeye ait projelerin korunması
Yapıda bulunan mimari ve taşıyıcı elemanlarda minimum hasar
Şiddetli deprem sonrasında hemen kullanım olanağı
Köprü ve viyadükler de hasar görmeksizin kullanımına devam edilmesi
Ulaşım yapılarında devam eden süreklilik
Yapı içerisinde yer alan eşya ve cihazların korunması
ÇAM VE SAKURA ŞEHİR HASTANESİ’NDE 2 BİN 68 İZOLATÖR VAR
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, hastanelerinde deprem etkilerinin azaltılmasını sağlayan 2 bin 68 sismik izolatörün bulunduğunu söyledi.
Malatya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile Gaziantep İnayet Topçu Hastanesi’nin “asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremleri hasarsız atlatması akıllara diğer kamu hastanelerini getirdi.
AA muhabirine konuyla ilgili bilgi veren Yiyit, yeni inşa edilen hastanelerin sismik izolatörlü mono bloktan oluştuğuna dikkati çekti.
Felaket anlarında sağlık sisteminin hiçbir zaman kesintiye uğramaması gerektiğini ifade eden Yiyit, bu nedenle yeni inşa edilen hastanelerde özellikle bu konuya dikkat edildiğini belirtti.
Hastanelerinde 2 bin 68 sismik izolatörü bulunduğunu aktaran Yiğit, şöyle devam etti:
“Bu sistem, depremin şokunu hem binanın hem de içerde çalışanların hissetmesini engelliyor. Ayrıca artçı depremler devam ederken, binanın içindeki insanların kendini güvende hissetmesini ve bütün sistemin aksamadan sürmesini sağlıyor. Her sarsıntıda, binanın boşaltılması ya da insanların işini bırakması stresinin önüne geçiyor. Sismik izolatörler, binayı her iki yönde 50 ila 70 santimetre hareket ettirerek, depremin şoklarından koruyor. Bir de hastanelerde doğal gaz, su, elektrik enerji hatlarının da kesilmemesi gerekiyor. Bu binalar, kendi elektrik ve doğal gazını da üretebiliyor. Güneş panelleri ve yağmur suyu deposu da var. Bataryalarla belli bir süre hastane kendini idame ettirebiliyor. Bina, jeneratörlerle hiçbir müdahale olmadan tam kapasite en az 72 saat yakıt desteğiyle kendini döndürebiliyor.”
BUNLARIN DEPREM ANINDA HERHANGİ BİR ZARARA UĞRAMALARINI BEKLEMİYORUZ
Prof. Dr. Yiyit, deprem kuşağında bir ülke olan Türkiye’de sağlık sisteminin kesintiye uğramaması adına bu tür yapıların büyük önem taşıdığını kaydetti.
Yeni hastanelerin birçoğunun bu tedbirler alınarak yapılmasının çok kıymetli olduğunun altını çizen Yiyit, “En son yaşadığımız depremde hastalar, Adana ve Mersin gibi yakın illerin şehir hastanelerine sevk edildi. Bu hastaneler hem afet için korunaklı hem de çalışanların da kendini güvende hissetmesini sağlayan merkezler. Bu hastaneler yapılırken afet durumunda kapasitesi birkaç kat artacak şekilde yapılıyor. Bütün odaları da gerektiğinde yoğun bakıma dönebiliyor. Bu hastaneler, pandemide olduğu gibi depremde de ne kadar kıymetli olduğunu yine göstermiş oldu. İstanbul gibi kalabalık bir nüfusun barındığı şehirde her iki yakada yeni yapılan birçok hastanemizin sismik izolatörleri var. Bunların deprem anında herhangi bir zarara uğramalarını beklemiyoruz. Gelecekte yaşayacağımız depremlerde bu hastaneler merkez olacaklar.” diye konuştu.
İZOLATÖRLER DEPREMDE CAN VE MAL KAYBINI ÖNLÜYOR
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ni yapan Rönesans Holding’de mühendis olarak çalışan Mehmet Buğra Öztürk ise hastanenin yapımının 2020’de tamamlandığını anlattı.
Hastanede toplam 2 bin 68 izolatör bulunduğunu dile getiren Öztürk, “Bu izolatörler, deprem anında yerden yayılan enerjiyi absorbe ederek, kullanım alanlardaki can ve mal kaybını önlemektedir. İzolatörler, temele bağlı olan kolonlarla bina arasında yer almaktadır. Deprem anında yayılan enerjinin, kolonların üzerindeki izolatörlerden emilerek, yükün alınması amaçlanmıştır. Temele bağlı kolonlar sallanırken üst katlarda herhangi bir sarsıntı hissedilmemektedir ya da minimum seviyeye inmektedir.” şeklinde konuştu.