Selçuk Bayraktar bugüne kadar siyasete atılacağına dair bir açıklama yapmasa da iddialar üzerine yapılan anketlerde aldığı oylar dikkat çekti.
Türkiye’nin ilk milli insansız savaş uçağının mimarı Selçuk Bayraktar, Türkiye’de yanıtı en çok merak edilen “Siyasete girecek mi?” sorusunun cevabını verdi.
“MÜCADELE POLİTİKAYI SİYASETİ GEREKTİRİYORSA…”
Patronlar Dünyası’ndan Toygun Atilla’ya konuşan Selçuk Bayraktar, milli teknoloji ideali için ne gerekiyorsa yapacağını belirterek “Yani mücadele politikayı, siyaseti gerektiriyorsa burada biz korkup da geri dönecek değiliz ki” cevabını verdi.
Bayraktar, "Milli teknoloji hamlesi idealini gerçekleştirme yolunda sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ne gerekiyorsa, mücadele neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Yani mücadele politikayı, siyaseti gerektiriyorsa burada biz korkup da geri dönecek değiliz ki" ifadelerini kullandı.Selçuk Bayraktar’ın Toygun Atilla ile röportajı şu şekilde;
“Teknofest alanında buluştuğumuz Selçuk Bayraktar ile böylesine bir ortamın ardından uzun bir söyleşi yaptık. Bu söyleşinin tamamını video olarak Patronlar Dünyası'nda izleyecek hem de okuyacaksınız.
Bu röportajda Türkiye'nin yanıtını en çok merak ettiği o soruyu sordum: "Politikaya girecek misiniz?"
"SİYASET HİÇ HAYALİM OLMADI"
İşte o yanıt: "Benim hiçbir zaman siyasette olayım, ülkenin Cumhurbaşkanı olayım gibi bir hayalim olmadı. Ama şu hayalim hep oldu; çocukken babam beni ufak bir uçakla uçmaya götürmüştü. Teknofest’ten daha ufak bir etkinlikti. Pilot olma hayalim oldu, model uçaklarla tanıştım ufacık yaşta. Babam yurtdışında mühendislik yapmıştı... Sonrasında ülkemizin havacılık sanayini kurma hayalim oldu daha ileri yaşlarda. Daha sonra robot uçaklar yapma hayalim vardı. Ülkemizin ilk insansız robot uçağı miniyi yaptık. Sonrasında Bayraktar TB-1 ve TB-2’yi kendi imkanlarımızla yaptık. Yaptıklarımız arasında insansız hava aracı var helikopter var. Hepsini de öz kaynaklarımızla yaptık. Sonrasında Akıncı var; Akıncı da dünyada çok daha az sayıda ülkenin yapabildiği bir hava aracı. Ancak bütün bu yolculuğun başından beri hedefimiz Kızılelma’ydı açıkçası… O da nasip oldu; 2023’te milletimize söz vermiştik ilk uçuşunu yapacak diye. Ve 2023’e 1.5 ay kala sözümüzden de önce o da nasip oldu ilk uçuşumuzu yaptık ve hatta dünya tarihine geçecek gösteriler yaptı"
"MÜCADELE NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU YAPARIZ"
Türkiye’de biliyorsunuz İsrail uçakları alınıyordu ve bu insansız araçların ismi de HERON’du… Şu anda dünyada insansız hava aracının adı neredeyse Bayraktar oldu. Bayraktar’a marşlar yazılıyor, dünyanın birçok yerinde bizlere madalyalar veriliyor işte Azerbaycan’da verildi, Ukrayna’da verildi, hatta Ukrayna’da çocuklara bile Bayraktar ismi veriliyor. Yani ülkeye Bayraktar TB-2’nin ismini vererek dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş şekilde kampanya yaptılar para topladılar. Hatta biz de “bu parayı alamayız, alıp bu parayı insani yardımda kullanın. Biz bu uçakları bağışlıyoruz" dedik. Şimdi bir yandan dünyada bu şekilde muamele görürken, demek ki bizim çözülmemiş meselelerimiz var içeride… Daha evvelden Hezarfen Ahmet Çelebi yaşamış, Nuri Demirağ yaşamış, Lâgarî Hasan Çelebi yaşamış bunların çözülmesi gerekiyor. Evet bunlar ancak toplumsal dönüşümle mümkün olabilir. Biz de açıkçası milli teknoloji hamlesi idealini gerçekleştirme yolunda sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ne gerekiyorsa, mücadele neyi gerektiriyorsa onu yapacağız… Ama benim böyle bir hayalim yok…
"MÜCADELE SİYASETE GİRMEMİZİ GEREKTİRİYORSA KORKUP GERİ DÖNECEK DEĞİLİZ"
Tam burada devreye giriyorum ve soruyorum:
"Ama bu son cümlenizden şunu anlıyorum; bir gün mücadele politikayı gerektiriyorsa politikaya da gireriz"
Yanıtı şöyle oluyor: "Elbette yani mücadele bunu gerektiriyorsa burada biz korkup da geri dönecek değiliz ki"
DUYGULARINI İFADE EDEN CÜMLELER
Ve devam ediyor: "Zaten şu an verdiğimiz mücadeleyi düşünün; bu verdiğimiz mücadelede her türlü riski almıyor muyuz? Bir düşünün; uçaklarımız dünyanın en fazla ülkesine ihraç edilmiş, gelirlerimiz dünyada hiçbir benzeri olmaz şekilde sanayi şirketleri açısından yüzde 82’si yurt dışından, ihracattan… Dünyadaki teknoloji firmalarına baksanız onlarda bile çok az bulursunuz örnek çok çok azdır… Şimdi böylesine bu kadar büyük bir mücadele verirken elbette bunlar ülkelerin güvenliği için kullanılan sistemler bu kadar dünyada biliniyorken; yani şimdi Azerbaycan’daki harekatı düşünün ne kadar düşmanlık yapıldı değil mi? Azerbaycan kendi topraklarında yaptı bu harekatı. Bütün uluslararası meşruiyetini düşünün kendi işgal edilmiş topraklarında yaptığı savunma harekatından dolayı dünyanın her tarafından tehditler ambargolar yağdı değil mi? Şimdi bunlardan korkmayıp, mücadelenin farklı şekilde de verilmesi gerekiyorsa elbette o şekilde de vereceğiz demektir… Ama dediğim gibi böyle bir hayalim olmadı gibi biz yaptığımız işi insanlığın faydasına, ülkemizin faydasına en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Sadece SİHA’lar değil şimdi uzay çalışmaları da yürütüyoruz. Yani bir anlamda yürüyecek o kadar çok yolumuz var ki; yüzbinlerle gençliğe yapılacak o kadar çok iş var ki açıkçası o anlamda ben Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi vardır ya en tepede kendini gerçekleme vardır yani güvenlikten başlar, karnını doyurmakla gider… Bir anlamda buradaki yüzbinlerce gencimizin gözündeki parıltıyı umudu görünce tatmin olmaksa insanın hayali daha büyük bir tatmin yok açıkçası… Sadece siz kendi eserinizi yapmıyorsunuz. Burada yüzbinlercesi daha büyüğünü yapacak. Buna vesile olmuş oluyoruz hep birlikte… İnsanlar da teveccüh gösteriyor bizlere bu da bizi çok mutlu ediyor. Dolayısıyla biz olduğumuz yerde mutluyuz. Mücadeleyi verdiğimiz sürece mutluyuz. Tam da duygularımı ifade eden cümleler bunlardır."