Satansit Tapınağın dünya genelinde aktif yerel cemaatleri olsa da, en çok "okul sonrası Şeytan kulüpleri" ve üreme özgürlüğü mitingleri gibi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eşit dini haklarımızı savunmak için dava açma çabalarımızla tanınıyoruz.
Geçen cuma gecesi, 10 Haziran'da üstünde "GOD" ("TANRI") yazılı tişört giyen bir kundakçı Satanist Tapınağı'nın Massachusetts eyaletinin Salem kentindeki dini yönetim merkezini ateşe verdi. Fail, ortaya çıkan yıkımı izlemek için itfaiyeciler alevleri söndürürken bile bloğun etrafında dolaşıp geri dönünce tutuklandı. Bu noktada güvenlik kamerası görüntüleri kolluk kuvvetlerine olay yerindeki kundakçıyı teşhis etmelerini sağlaması için çoktan gösterilmişti.
Hızlı müdahale sayesinde hasar ön kapı ve verandayla sınırlanmış oldu, daha kötü olmadığı için minnettarız. Yine de, o sırada tapınaktaki sakinler anlaşılır şekilde sarsıldılar. Olayın ardından gelen polis raporuna göre, kundakçı Daniel Lucey kendi eylemini bir "nefret suçu" olarak nitelendirdi ve Boston'dan Salem'e özellikle burayı ateşe vermek için geldiğini çünkü "bu kişilerin iblise ibadet ettiğini, şeytana taptığını" ve bunun "yok edilmeleri gerektiği anlamına geldiğini" söyledi.
Sadece bu açıklamalara bakarak failin Satanist Tapınağı ya da ne yaptığımız hakkında hiçbir fikri olmadığı açık. Ben Satanist Tapınağı'nın kurucu ortağı ve sözcüsüyüm ve 10 yıllık tarihimiz boyunca açıkladığım gibi, bizler "şeytana tapan" kişiler değiliz. Aslına bakılırsa biz teist değiliz. Satanist Tapınağı'ndaki Satanistler, doğaüstü olmayan bir dünya görüşü benimserler ve bilimi hakikatin söz sahibi olarak görürler. Bizim için Şeytan, tiranlığa karşı isyanın edebi bir metaforu. Satanizmin sembolleri de kişisel egemenliği, aklı ve merhameti kutsallaştıran temel ilkelerimiz kadar şu anda dünya genelinde kayıtlı üye sayısı 700 bini aşan topluluğumuza bağlam ve anlam kazandırıyor.
Tapınağın dünya genelinde aktif, yerel cemaatleri olsa da en çok din özgürlüğü anayasada yüceltilmesine rağmen ABD yönetimindeki evanjelik teokratlar dini eşitliğe giderek daha arsızca karşı çıktığından eşit dini haklarımızı savunmak için dava açma çabalarımızla tanınıyoruz. Amerika, Roe v. Wade kararının bozulması ihtimaliyle karşı karşıyayken, Satanist Tapınağı bu tür yasalardan dini muafiyet talep ettikleri davalar ve kampanyalarla üyelerinin üreme hakları için dini koruma sağlama mücadelesi veriyor.
Eyalet hükümetleri halka açık alanlarda özel olarak bağışlanmış On Emir anıtlarına izin verilmesini uygun bulurken, yakınlara Satanist bir anıt yerleştirmeyi teklif ederek çoğulculuk ve tarafsızlığa olan bağlılıklarını test ettik. Halk eğitim tesislerinde İncil'e dayalı köktendinci okul sonrası kulüpler kurulurken Satanist Tapınak, eleştirel düşünme ve bilimsel keşiflere yöneltmeye çalışan alternatif bir okul sonrası Satanizm Kulübü önerdi.
Medya, Tapınak'ın bu faaliyetlerini (ve hem inananlar hem de inanmayanlar için gerçek dini özgürlüğü korumak ve sürdürmek için tasarlanmış sayısız diğer faaliyetleri) genellikle bir "numara" veya bir "eşek şakası" olarak görse de, beklentilerin yüksek olduğuna inanıyoruz; en azından temel özgürlüklerimizden daha azı değil.
Salem'de, kundaklama saldırısının akıbetini aydınlatmaya çalışırken yerel halktan pek çok kişi acımızı paylaşıp gönüllü olarak yardımlarını esirgemeyerek bize kucak açtı. Salem Belediye Başkanı Kimberly Driscoll, saldırıyı hemen ve açıkça kınadı. Yönetim merkezimize yapılan saldırının toplumumuzda her zamankinden daha hoş karşılanmamızı sağlayan paradoksal bir etkisi oldu.
Ve bu, sadece yasal bir terim olarak değil, aynı zamanda içselleştirilmiş, ilkeli bir değer olarak vicdan hürriyetine saygılı, demokratik, çoğulcu bir toplumda olması gereken şeydir. Başkalarına zarar vermiyorsanız, kim olduğunuzun veya neye inandığınızın bir önemi yoktur. Çeşitli konularda anlaşmazlık yaşanabilir fakat başımız derde girdiğinde birbirimize yardım ederiz ve kimse bakış açısı farklı olduğu için acı çeken birini görmek istemez.
Failin, kent meclisi dini konuşmacılar için halka açık foruma eşit erişimimizi engellediğinden dava açtığımız Boston şehrinden Salem'e gelmesi belki de tesadüf değildir.
Komplo teorisyenleri ve dini bağnazlar hep vardı fakat kendimizi daha başka nefret dolu saldırılara karşı koruyacaksak, mahkemelere tarafsız bakış açısını geri getirmemiz ve seçilmiş yetkililerimizden bunu talep etmeye odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. Yargıçlar Satanist Tapınağı'nın iddialarını sahte gerekçelerle yüzsüzce reddettiklerinde, kendilerini aşırı otoriteye bağladıklarını halkın anlamasına ihtiyacımız var.
Politikacılar bizi açıkça aşağıladığında ve temel sivil özgürlüklerimizi reddettiğinde, istenmeyen bir yabancı olarak anlaşıldığımız bir ortam oluşturuyor. Bunun kaçınılmaz sonucu, Satanist Tapınağı'nın yönetim merkezini ateşe veren radikal kişide olduğu gibi, bize karşı şiddet uyguladıkları için zafer kazanabileceklerini düşünenleri cesaretlendirmesi oluyor.
Independent Türkçe - Lucien Greaves