Burdur'un Ağlasun ilçesine bağlı Sagalassos antik kentinde Romalıların bir zamanlar "huzursuz" ruhları yatıştırmak için başvurduğu bir ritüelin kanıtları keşfedildi.
Antik kentteki mezarları inceleyen arkeologlar, en az 6 yüzyıla yayılan çeşitli cenaze uygulamalarına ışık tuttu.
İncelenen mezarlıklar Geç Helenistik döneme (MÖ 150-25), erken imparatorluk dönemine (MÖ 25 - MS 100), orta imparatorluk (MS 100 - 300) ve Geç Roma (MS 300 - 475) dönemlerinden kalmıştı.
Bu mezarlıklar arasında özellikle ilgi çekici olan, ölünün bedeninin önce yakılıp sonra gömüldüğü bir örnekti.
Bu mezarda kasten bükülmüş çiviler de dahil olmak üzere çeşitli ilginç nesneler vardı. Ölünün külleri ayrıca kireçten bir tuğlayla örtülmüştü.
Hakemli bilimsel dergi Antiquity'de yayımlanan makalede bu uygulamanın ölünün ruhunu mezarda tutmak için yapılan bir çeşit "büyü" olabileceği ifade edildi.
Makalede, "Ölüyü dizginlemek için tasarlanmış çivi ve tuğlaların sızdırmazlık etkisi, huzursuz ölülerden duyulan korkuyu gösteriyor" diye yazıldı.
Belçika'daki Leuven Katolik Üniversitesi'nden Johan Claeys'in liderliğindeki araştırma ekibine göre çiviler, aslında Antik Roma mezarlıklarının ortak bir özelliği.
Bunlar genellikle iki nedenden dolayı mezarlara yerleştiriliyor: Ölüyü öteki dünyada korumak veya ruhunun geri dönmesini engellemek.
Araştırmacılar mezarın üzerini kaplayan kalın kiremit ve kireç tabakasıyla birlikte düşünüldüğünde bu çivilerin ikinci seçeneğe işaret ettiğini söylüyor.
"Kirecin, kalıntıların fiziksel bütünlüğünü koruma amacıyla veya estetik amaçlı kullanıldığına dair hiçbir belirti yok" ifadelerine yer verilen makale, şöyle devam ediyor:
Bu kireç tabakasının, hayatta olanları ölünün kötücül etkilerinden korumayı amaçlayan ek bir müdahale olması muhtemel.