









Müslümanlarca bereket ayı olarak kabul edilen Ramazan başlıyor. Ancak her yıl Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da gıdada fahiş fiyat artışı sorunu gündemde. Sofralar yine her zamankinden daha pahalıya kurulacak.
Türkiye'de gıda enflasyonu resmi verilere göre yüzde 41,76 seviyesinde. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, ülkede alım gücünün giderek düştüğü biliniyor.
Ticaret Bakanlığı ise her ramazan döneminde gıda denetimlerini artırıyor. Peki çözüm ne?
Fiyatlar ne kadar arttı?
Tüketici Birliği Federasyonu Market endeksi Çalışma Grubu, Ramazan'da en çok tüketilen 36 gıda ürün grubunun son bir yıldaki fiyat değişimini ele aldı. Yapılan araştırmaya göre 36 gıda ürün grubunda geçen yıl Ramazan ayından bugüne fiyatlar yüzde 48,52 arttı. Geçen yıl yaklaşık 4 bin 260 TL ile alınabilen bu ürünler için bu yıl 6 bin 327 TL gerekiyor.
Çalışmaya göre fiyatı en çok artan beş ürün yaklaşık yüzde 74 ile kahve, yüzde 73 ile çikolata, yüzde 61 ile kuru soğan ve ayçiçek yağı, yüzde 56 ile Türk kahvesi oldu.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı ise İstanbul'da 250 gram Ramazan pidesinin fiyatının 20 TL olacağını açıkladı. Pidenin gramajı 2013'te 300'den 250'ye düşürülürken fiyatı 10 TL'ye yükseltilmişti. Geçen yıl ise 250 gram pide İstanbul'da 15 TL'ye satılıyordu. Bu bir yılda yüzde 34'lük fiyat artışına işaret ediyor. Son beş yılda ise fiyatın beşe katlandığı görülüyor.
Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte marketler de Ramazan erzak paketlerini satışa sundu. İçerdiği ürünler ve ürün sayısına göre paketlerin fiyatları 370 liradan başlayıp 800 liraya kadar çıkıyor.
Ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan iftariyelikler de el yakıyor. İstanbul Mısır Çarşısı'nda pastırmanın kilosu 2 bin 200 TL, hurmanın kilosu 500 TL, zeytinin kilosu 300 TL'yi buluyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ise marketlerdeki 39 ürünün fiyatını geçen yıl Ramazan öncesi fiyatlarla karşılaştırdı. Buna göre marketlerde 39 ürünün 36'sında fiyat artışı gerçekleşti. Markette en fazla fiyat artışı yüzde 160,2 ile beyaz lahanada görüldü.
İftar menüsü 6 bin liraya
Beyaz lahanadaki fiyat artışını yüzde 94,1 ile kabak, yüzde 80,9 ile limon, yüzde 62,5 ile yumurta izledi. Kuzu etinin fiyatı yüzde 30 artışla 788,4 TL, tavuk eti yüzde 36 artışla 100,3 TL, beyaz peynir yüzde 25,5 artışla 281,4 TL, kaşar peynir yüzde 23 artışla 360 TL, tereyağı yüzde 24 artışla 413 TL oldu.
Ramazan iftar menü fiyatlarında da geçen yıla göre yüzde 30 ile yüzde 50 arasında bir artış var.
İstanbul'da içeriğe ve mekâna göre farklılık gösteren menü fiyatları 6 bin TL ile 550 TL arasında değişiyor.
"Sorunların temeli üretim eksikliği"
DW Türkçe'ye konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, her Ramazan ayında yeterli, sağlıklı, ucuz gıdaya erişme sorunlarının yaşandığını, ancak bu sorunların yalnızca tüketimde fiyat denetim baskınları ile ötelendiğini belirtiyor.
Bu nedenle kalıcı bir çözüm üretilemediğini söyleyen Suiçmez, üretimdeki yapısal sorunlar çözülmeden fiyat artışlarının önüne geçilemeyeceğini, kamuoyunda tekrar eden "günah keçisi bulma" algısıyla bu sürecin yönetilemeyeceğini vurguluyor.
Tarımın doğa koşullarına bağlı, bitkisel ve hayvansal üretimin bütününde korunması gereken çok boyutlu stratejik bir sektör olduğunu belirten Suiçmez'e göre sorun yalnızca çıkarcılık üzerinden ticari bir mesele değil.
"Tarımsal destekler yetersiz"
Eğer gerekli önlemler alınırsa, üretim, tedarik zinciri ve tüketim aşamalarındaki sorunların çözülebileceğini düşünen Suiçmez, "Ancak son dönemde çıkarılan yeni mevzuatlar, uygulanabilirlikten uzak şekilsel üretim planlaması, sözleşmeli üreticilik ve zorla ekilmeyen arazileri kiralama gibi yaklaşımlar çözüm üretmekten uzak" diyor.
Bu yıl için 135 milyar TL olarak açıklanan tarımsal desteklerin yetersiz olduğuna ve üreticiye geç ödendiğine dikkat çeken Suiçmez, çiftçilerin artan borç yükü ve baskılanan ürün alım fiyatlarının üretimde ciddi sorunlar yarattığını ifade ediyor. Çiftçilerin enflasyonun sorumlusu olarak gösterilmesinin adaletsiz bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Suiçmez, "Özellikle Şubat 2025 sonunda Akdeniz illerinde açık alan ve seralarda yaşanan ciddi don hasarının, üretim kayıplarına ve Ramazan ayında gıda arzında sıkıntılara yol açacağını görmek gerekiyor" diye ekliyor.
Gıda fiyatlarının temelinde üretim sorunlarının yer aldığını belirten Suiçmez, kamu denetiminin yeterli ve etkin olmadığı sürece fiyat artışlarının yalnızca ramazan ayında değil, yılın her döneminde devam edeceği görüşünde. Suiçmez, "Üretim ekonomisi güçlendirilmeden, yeterli ve etkin kamu denetimi sağlanmadan, ramazan ayında da diğer aylarda da gıda fiyatlarındaki artışın önüne geçmek mümkün olmayacak" ifadelerini kullanıyor.
Sağlık değil bütçe ön planda
DW Türkçe'ye konuşan Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksi Çalışma Grubu Başkanı Bingül Ceviz ise geçen yıl Ramazan ayından bu yana 36 ürün fiyat artışının yüzde 48'i geçtiğini belirterek bu oranın resmi verilerin üzerinde olduğunu hatırlatıyor. Ceviz, "Tüketicinin sofrasındaki gerçek enflasyon, resmi verilerin ötesine geçmiştir" diyor.
Tüketicinin Ramazan ayında sağlıklı beslenerek ibadetini yerine getirmek yerine, temel gıda ürünlerinin bütçeye etkisini hesaplamak zorunda kaldığını belirten Ceviz, ekonomi yönetiminin enflasyonun hızını kesme vaadinin gerçeği yansıtmadığı görüşünde. Ceviz, "Sağlıklı beslenmek her insanın en temel hakkıdır. Ancak, artan fiyatlar nedeniyle birçok tüketici için bu hak erişilemez hale gelmiştir" ifadelerini kullanıyor.
Fahiş fiyat artışlarına karşı uyarı
Özellikle Ramazan ayı öncesinde fırsatçılık yaparak tüketicinin alım gücünü sömürmeye çalışan satıcılara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Ceviz, vatandaşlara Haksız Fiyat Artışı (HFA) mobil uygulaması üzerinden şikayette bulunmaları çağrısında bulunuyor. "Ulaşılamayan gıdayı satmak ne tüketiciye ne de satıcıya fayda sağlar" diyen Ceviz, tüketicilerin haklarını korumak için bilinçli hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor.