Siyaseti bir pin pon maçını izler gibi izliyoruz…
Boynumuz oradan oraya çevrilip durmakta .Rakiplerden hangisi nasıl bir hamle yapacak diye zıp zıplayan aklımız artık hiçbir şeye ermiyor ,tam istedikleri kıvama geldik ..
İlizyonizst siyasilerimiz şapkadan ne çıkaracak diye bakıyoruz artık..
Bu sadece bizim ülkemizde mi böyle??
Hayır bütün dünyayı bir “sistemli sistemsizlik”vehameti kasıp kavuruyor ..Bu bilinçli yapılıyor elbet .Ülkelerin başına istediklerini getirip,istediklerini deviriyorlar..
Şapkalarından istediklerini ,halkın cebinden ise sürekli para ..İlik kemik kalmadı artık..
İdeolojiler ,inanç sistemleri,ulus devletler hallaç pamuğu gibi atılıyor..
Dünün koyu sağcısı bugün sahilde açtığı kafede küçük “milli “devletçiliğini idare ederken gayet mutlu..
Dünün akılcı solcusu ,kaderci bir derviş olup çıkıvermiş..Mizan kuruldu desen ;değil,bitkisel mitkisel de olsa herkes hayatta oysa..
Kitleleri yönlendirme derdinde olması gereken kanaat önderlerini ,bir bakıyorsunuz kitleler yönlendirir olmuş..
Derisi yüzülse de “enel hak!”diyen tek bir Ademoğlu kalmamış..
Kimse verilen istikametin dışına çıkamıyor..Es kaza çıkmak ve makûlün rayına girmek isteyenler ise kimi zaman “münâfıklık”kimi zaman hainlikle suçlanıyor..Tıpkı Demirtaş gibi..
Mersin olayında ki başsağlığı dileği işe tam makûle yelken açıp,güç fakat olması gereken bir yola girecekken,afaroz ve bilmediğimiz onlarca tedirginlik sebebinin ardından ,yeni bir salvo ile ,çemberinin içine yeniden girdi..
Muhalifliğin dozunu ayarlama enstitüsü muhtemelen ikaz ışıklarını yaktı..
Muhaliflik ölçülü ,yandaşlıkta sınır yok…
Evet sınır yok öyle ki;yandaşlık kişi yandaşlığının aleni sırıtmasından çekinince fikir yandaşlığına bürünme riski taşıyabiliyor…
Soyunun mübarekliğini titrine eklemek gibi mesela…
Zor işler çok zor…
Bu tenis masası görünüşe göre zor toplanacak.
Belliki milletinde boynu izlemekten, borçlarını unutacak kadar tutulacak…