Yeni Günaydın
Geri

Mezopotamya'da Duygular Farklı Organlarda Hissediliyormuş!

Sevgi vücudun üç farklı bölgesiyle ilişkilendirilmişti
Mezopotamya'da Duygular Farklı Organlarda Hissediliyormuş!
Haberler / Yaşam
12 Aralık 2024 Perşembe 02:00
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Eski Mezopotamya halklarının, duyguları vücutlarının bugünkü insanlardan farklı bölgelerinde hissettiği bulundu. 

Bugün dünyanın çoğu yerindeki insanlar çeşitli duyguları vücudun aynı yerlerinde hissediyor. Çoğu kişi sevgiyi kalpte, korkuyu karında ve öfkeyi de ellerinde veya vücudun üst kısmında hissettiğini söylüyor. 

Ancak yeni bir araştırmaya göre bu dağılımlar her zaman aynı kalmamış olabilir. 

Bilim insanları Yeni Asur İmparatorluğu'nun MÖ 934-612'den kalma çivi yazısı metinlerini inceleyerek duyguların nasıl tanımlandığına dair veri topladı. 

Yaklaşık 1 milyon kelime bulan ekip, istatistiksel analiz kullanarak bunların vücut bölgeleriyle bağlantılarını saptadı. 

Helsinki Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Saana Svärd "Eski Mezopotamya'da bile anatomi; örneğin kalp, karaciğer ve akciğerlerin önemine dair genel bir anlayış vardı" diyor.

Bulgularını hakemli dergi iScience'ta 4 Aralık'ta yayımlayan araştırmacılar vücudun çeşitli yerlerinde hissedilen 18 duygu tespit etti. 

Daha sonra bu verilerden bir harita çıkararak modern insanların duygu haritasıyla kıyasladılar.

İki harita büyük ölçüde benzerlik gösterse de Asurlular bazı duygularını bugünkü insanlardan farklı vücut bölgeleriyle veya organlarla ilişkilendiriyormuş.

Gururun kalpte ve üzüntünün göğüste hissedilmesi iki grubun örtüşen yönlerinden biriydi.

Asurlular sevgiyi diz, karaciğer ve kalplerinde hissederken, öfke daha çok bacaklara odaklanmıştı. 

Mutluluk büyük ölçüde aynı olsa da eski Mezopotamya halkında karaciğerde de hissedildiği görülüyor.

Svärd "İnsanların hangi duygusal deneyimlerinin genel anlamda standart olduğu, örneğin korkunun her zaman vücudun aynı bölgelerinde hissedilip hissedilmediği hakkında bir şeyler söyleyip söyleyemeyeceğimizi ileride göreceğiz" diyerek ekliyor:

Ayrıca metinlerin yazılı birer kaynak olduğunu ve duyguların bireyler tarafından deneyimlenip yaşandığını unutmamalıyız. 

Araştırmacılar bu metinlerin sunduğu verinin, insanların bildirimine dayanan modern çalışmalarla aynı olmadığını vurguluyor. 

Ekip ayrıca kullandıkları vücut haritası aracının sadece erkek anatomisini içerdiğini ve bu nedenle Asurlularda kadın organlarıyla duygular arasında nasıl bir ilişki olduğunu saptayamadıklarını ifade ediyor. 

Bilim insanları bunu önemli bir eksiklik diye nitelendiriyor ve "Akadcada üreme organları, cinsiyet ayrımı gözetmeden duyguları ifade etmek için kullanılıyordu" şeklinde yazıyor: 

Örneğin rēmu (rahim), Yeni Asur dönemine ait metinlerinde en çok erkek Asur kralının merhametini veya şefkatini tanımlamak için kullanılmış.


 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNDEM EKONOMİ POLİTİKA DÜNYA MEDYA SPOR YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SAĞLIK MAGAZİN KÜLTÜR-SANAT TEKNOLOJİK YAŞAM BUGÜN NEYE ZAM GELDİ DİKKAT! İLGİNÇ HABERLER
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Yeni Günaydın