Metaverse dünyalarını inşa eden Intel'den Dr. İlke Demir ve Perceive'de başkan vekili olarak görev yapan Dr. Elif Albuz, merak edilen soruları Independent Türkçe için yanıtladı
Son aylarda Metaverse Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Bir kısım kişiler, bu sanal ortama nasıl girildiğini bilmezken, bazıları geleceğin burada olacağını iddia ediyor.
Arsa alanlardan bu uygulamanın aparatını takınca uzmanı olduğunu iddia edenlere; hatta sertifika programı açanlarla bile karşılaşıyoruz.
İlk kez 1992 yılında Neal Stephenson'ın Snow Crash'de Metaverse kavramı kullanıldı. Bu roman Türkçeye "Parazit" adıyla çevrildi.
Uzmanlar buradan arsa almanın anlamsız olduğunu söylerken, tüketici olmaktansa üreten taraf geçmenin faydalı olabileceği söyleniyor.
Ayrıca, Metaverse çok farklı amaçlar için de kullanılabiliyor. Mesela unutkanlık yaşayan yaşlılar için geçmişi hatırlamalarını sağlayacak yöntemler deneniyor.
Metaverse'ün ne olduğundan geleceği nasıl şekillendireceğine kadar uzanan yelpazede detaylı şekilde ele alıyoruz.
Gerçek dünya mı yoksa üç boyutlu sanal evren mi tercih edilecek?
Metaverse dünyalarını inşa eden Intel'den Dr. İlke Demir ve 7 ay öncesine kadar da Facebook ya da yeni adıyla Meta şirketinde çalışan ve şimdi Perceive şirketinde başkan vekili olarak görev yapan Dr. Elif Albuz, merak edilen soruları Independent Türkçe için yanıtladı.
- Sanal gerçeklik (Virtual Reality) nedir?
Dr. Elif Albuz: Telefon ve Oculus headset ortamlarında avantarların yapay zeka ile sizi taklit etmesi, canlandırılması konusunda çalışmaktaydım.
Örneğin, siz gülümsediğinizde, göz kırptığınızda, avatarınız aynı doğallıkta sizin gibi gülümseyip göz kırpabilmeli. İki elinizi kaldırdığınızda, avatarınız da ellerini havaya kaldırabilmeli.
Sanal gerçeklik (Virtual Reality) gözlükleri, yapay olarak üretilmiş Avatar filminde gördüğümüz gibi üç boyutlu dünyaları bize gösterebiliyor.
Bir objeye baktığınızda onun şeklini anlamak için bazen objeye yaklaşırsınız, değişik açılardan bakarsınız ya; sanal gerçeklik gözlükleri de hareketinizi ölçüp objeleri ortamları size başka açılardan gösterir.
Bunu oldukça hızlı yapması gerekir, çünkü hareketinizle sanal gözlüğe yansıyan görüntüde en ufak bir uyumsuzluk olduğu anda baş ağrısı gibi rahatsızlık yapabilir.
- Sanal gözlüklerle neleri görebiliriz?
Dr. Elif Albuz: Sanal içerikler yapay olarak üretilebilir ya da üç boyutlu kameralarla kayıt yapıp bunları sanal ortamda izlemek olası.
Örneğin belki Pi'nin yaşamı ya da Avatar filmlerini düşünün, bunlar onlarca belki de yüzlerce bilgisayar grafikçisi ve sanatçının yıllarca birlikte çalışması sonucunda üretiliyor.
Bu görseller doğaya yakın ya da doğa ötesi ögelerle büyüleyici dünyalar yaratabiliyor.
İsterseniz bir çizgi film dünyasının içinde ya da Everest'e çıkmış bir gezginin kamerasından çekilmiş dünyada, sanki oradaymış gibi, yükseklikten dizlerinizin bağı çözülerek karlar altındaki önünüze uzanan eşsiz güzellikleri yasayabiliyorsunuz.
Bu yaşanılan dünyaların nasıl olacağını bu dünyaları, bu içerikleri üreten şirketler belirleyecek. Ama aslında binlerce değişik dünya üretmek de mümkün.
- Metaverse nedir?
Dr. Elif Albuz: Metaverse çok-boyutlu sanal dünyalardan oluşan bir ağdır. Bu ağın içinde sanal gözlüklerinizle sanki oradaymış gibi bulunabilirsiniz, içinde seyahat edip, iş arkadaşlarınızla projeler geliştirip, arkadaşlarınızla oyunlar oynayabilirsiniz.
"Ready Player One" kitabı ve filmi Metaverse'e ilham kaynağı olan fikirlerle doludur.
Bu dünya içinde toplumun ve ekonomik koşulların sizi kısıtladığı bir dünyanın ötesinde kendinizi yeniden tanımlayıp, yeni bir sanal kişilik olabilirsiniz.
Dr. İlke Demir: Metaverse, Sanal Gerçeklik(VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) dediğimiz dünyalardan oluşuyor.
Bu dünyalara, headset denilen gözlük ve kulaklıklı aparat ve controller denilen araç ile adım atmış oluyoruz.
Bu üç boyutlu sistemlerde avatarlar var, dijital ikizlerimiz var. Bunlar gerek modelleme ile gerek de 3 boyutlu hacimsel yakalama (volumetric capture) sistemi ile oluyor.
Mesela Intel Stüdyolari'ndaki 3 boyutlu kayıt sistemiyle istediğiniz gibi dans edebiliyorsunuz, 30 kişi birden aynı anda koreografi yapıyor veya müzik klibi çekiliyor.
Orada ne yapılıyorsa, aynı iki boyutlu film çeker gibi 3 boyutlu film çekiyorsunuz.
Sonra bu 3 boyutlu filmi Metaverse'e yüklüyorsunuz. Metaverse'te konser veriliyor veya film çekiliyor.
Mesela normal dünyada bir konsere gidiyorsak orada da aynı şekilde davetler oluyor.
Davete bu kez avatarınızla katılıyorsunuz, orada yanınızdaki insanla konuşuyorsunuz.
Aslında kafanızda sanal gerçeklik gözlüğü var, evdesiniz ama yanınızdaki insanı görüyorsunuz.
Bu şekilde etkileşimler oluyor. Farklı şirketlerin farklı dünyaları olacak, daha hala üretiliyor.
Ama bunların hepsinin temelinde aslında herkes üç boyutlu bir dünyada ve bunun örnekleri çok var.
Mesela oyun oynayanlar bilir, Second Life gibi, bunların hepsi üç boyutlu modellenmiş oyunlar.
Bu 3 boyutlu oyunlarda elinizi kolunuzu nasıl fare ve klavye ile hareket ettiriyorsanız, bunun tek farkı controller ya da el mimikleri ile hareket etmeniz.
Ekrana bağlı değilsiniz, ekran yerine headset aracılığıyla bakabiliyorsunuz. Yeni bir dünya keşfedildi, hepimiz oraya göç ediyoruz gibi bir olay yok.
Üç boyutlu dijital dünyalarda kendimize yer bulmaya çalışıyoruz.
- Kimler bu aleme girebilir?
Dr. İlke Demir: Aslında herkes girebilir. Farklı şirketlerin farklı dünyaları var. Meta'nın Metaverse'ü var, NVIDIA'ın Omniverse'ü var, Magic Leap'in Magicverse'ü var.
Bunların hepsi kendi dijital platformları, 2 boyutlu oyunu, bilgisayarı olan herkes oynayabilir.
Bunlarda da tek fark, 2 boyutlu arayüz olmadığı için (veya olacak mı bilmiyoruz), üç boyutlu arayüzlerde headset takıp geliyorsunuz.
Bu farklı şirketlerin farklı dünyalarına girmek için şu an bir ortak sistem yok. Her firmanın farklı aparatı oluyor. Meta'nın Oculus'unu başınıza takıp giriyorsunuz.
Oculus'tan sadece Metaverse'e girmenin dışında başka bir uygulama alıp bambaşka bir dünyaya da bağlanabilirsiniz.
Her şey tek dünyaya odaklanma olayı da olmak zorunda değil.
- Sanal gerçeklik ve Metaverse sizce hayatımızı nasıl değiştirecek?
Dr. Elif Albuz: Pek çok alanda olduğu gibi, teknolojiyi çok farklı davranış geliştirme ve eğitim için kullanabilirsiniz.
Örneğin, İspanya'da yapılan bir çalışmada kadına şiddet uygulayan mahkumlarda bir çalışma yapıldı.
Bu mahkumlar sanal dünyada başkalarına uyguladıkları sözlü şiddeti sanal ortamda gözlemleyip o gerçekliği yaşamak durumunda kaldılar.
Başkalarına uyguladıkları davranışları tüm gerçekliğiyle yasayınca, bu davranışları düzelttikleri ve karşı tarafı daha iyi anladıkları gözlendi.
Bu deneyim onların hayatlarında kalıcı değişikliklere neden oldu. İleride hayatlarında kadınlara karşı yıllarca süren daha iyi davranışlar gösterdiler.
Bunun dışında Stanford Üniversite'sinde Prof. Jeremy Bailenson'ın araştırmaları sonucu yapılan bir başka uygulamaya katılmıştım.
Burada sanal dünyada kendimi African Amerikan bir oğlan çocuğu olarak buldum.
Bu çocuk hayatının çeşitli evrelerinde haksızlıklara uğruyordu.
Başka bir gerçekliğin içinde, bir başkasının gözünden dünyayı gördüğünüzde o insanı daha iyi anlama fırsatı buluyorsunuz. Empati duygularınız gelişiyor.
Walmart gibi şirketler büyük mağazalarını sanal ortamda benzerini oluşturup, insanlara neyi nereye koyacaklarını, hangi düğmelere basacaklarını öğretebiliyorlar.
Böylece evinizdeki odadan, daha işyerine gitmeden işi nasıl yapacağınızı öğrenebiliyorsunuz.
Sanal gerçekliğin değiştirebileceği pek çok alan var. Örneğin uzaktan kontrol edebileceğiniz iş makineleri.
Sanki oradaymış gibi müdahale edebileceğinizi düşünün. Günümüzde sanal ameliyat denemeleri yapılıyor. Doktorunuz tatilde ve sizi acil olarak ameliyat etmesi gerekiyor.
Bir tasarımcısınız ve dünyanın tropik bir şehrinden çalışıyorsunuz.
İngiltere'deki müşteriniz otelinin içyapısını üç boyutlu kameralarla tarayıp sanallaştırmış.
Sizin göreviniz de otelin dekorasyonu ve iç mimarisini yenileyen projeler üretmek.
Duvarların rengini, eşyaların seçimini yapay dünyanın içinde birlikte yapıp, sanal otelin içinde adım adım dolaşabilirsiniz.
Sanal gerçeklik çerçevesinde, eğitim, eğlence, iş gibi pek çok alanda yeni uygulamalar düşünülmekte ve geliştirilmekte.
Daha önce gitmeden çözemeyeceğiniz bir sürü işi uzaktan çözmeniz mümkün olabilir.
- Burada olmak önemli mi?
Dr. İlke Demir: Tamamen neden zevk aldığınıza bağlı aslında. Üç boyutlu dünyada kendinizi daha iyi ifade edebiliyorsanız, oradaki bağlantıları daha iyi yapabiliyorsanız, o zaman önemli.
Onun dışında şu anda çok da orada olmazsam, kaçırırım gibi bir durum yok.
Meta şöyle düşünmemizi istiyor bence, Facebook vardı, 2 boyutlu ve burada değilsem insanlarla bağlantı kuramıyorum ve paylaşamıyorum.
Şimdi Facebook'un 2 boyutlu dünyasını, Metaverse ile 3 boyutlu sanal dünyaya taşımaya çalışıyor.
Yani tabii ki komşunuzla yüz yüze görüşmek yerine üç boyutlu sanal dünyada yüz yüze görüşüyorsanız, bilmiyorum ne kadar eğlenirsiniz.
Ama Metaverse'e girmezsem çok şey kaçırırım gibi bir durum aslında gerçekten yok.
- Microsoft, Meta gibi şirketler hangi alanlarda uygulamalar geliştiriyor?
Dr. Elif Albuz: Sanal Gerçeklik(VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR), üzerine çalışan şirketler çeşitli oyunlar, sohbet, yeni iş ve eğitim uygulamalarına önem veriyor.
Bunlardan bir tanesi sanal ortamda toplantılar. Son birkaç yıldır Korona virüsü ile yasamayı öğrendik.
Pek çok toplantımızı, Zoom, Skype gibi video-konferans uygulamaları üzerinden yaptık.
Ekrandaki 15 kişiden hangisinin konuşmak istediğini anlamak için yeni protokoller belirledik.
Oysa ki Kovid öncesinde aynı odadayken bakışlarınızı çevirdiğiniz kişiye söz verildiğini biliyorduk.
Bu doğal iletişimi sanal gerçeklik gözlükleriyle kolayca yapabilir, sanal bir toplantı masası etrafında bütün iş arkadaşlarınızla projeleri yönlendirebilirsiniz.
Bunlara örnek olarak Microsoft Teams ya da Meta Workrooms projeleriyle verilebilir.
Bu uygulamalar insanları sanal toplantılarda ve çalışma ortamlarıyla buluşturmak istiyor.
- Avatarlar hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
Dr. Elif Albuz: Sanal dünyadaki sizi temsil eden yapıya avatar diyoruz.
Bu sizin bir nevi kimliğiniz, temsiliniz. Ortam ve uygulamaya göre, daha gerçekçi ya da çizgi film karakterlerini andıran kimliklere bürünmek mümkün.
Avatarların hareketlerinizi gerçekçi bir şekilde taklit etmesi aslında kolay bir problem değil, ne var ki kamera, derinlik sensörleri, çiplerin hesaplama hız ve kapasiteleri sürekli artıyor ve böylelikle zor uygulamaları her gecen gün mümkün kılıyor.Yapay zeka, akıllı makine teknolojindeki gelişmeler sayesinde, yüzünüzdeki kasların en ufak hareketini anlayıp bir avatara yönlendirmek mümkün.
Hatta yönettiğim takımla, birkaç yıl önce sadece sesinizden dudak ve dil hareketlerinizi çıkaran ve bunu bir avatarın animasyonunda kullanabilen Oculus LipSync teknolojisini üretmiştik.
- Arsa satın alıyorlar, tek bir alem mi olacak?
Dr. İlke Demir: Arsa satın almak, bana çok komik geliyor. İlk olarak, gerçekten jeolojik olarak bizim yaşadığımız ülkeleri, şehirleri birebir Metaverse'e taşıyan bir modellemeci olursa tebrik ederim.
Çünkü o kadar büyük data yaratmak, modelleme yapmak, bütün detayları tek tek kodlamak veya üç boyutlu modelleme ile yaratmak aslında çok zor bir şey.
İkincisi, insanlar zaten fiziksel olarak buralarda olabiliyorken, neden daha fantastik yerlerde olmasın, neden bir ormanda elflerle birlikte ok atmasın.
Her şeyin mümkün olduğu ortamda kendimizi sadece böyle, "İstanbul'da arsa alır mıyım?" diye sınırlamak, bana gerçekten çok komik geliyor.
Çünkü her şeyi yapabilirsiniz, sınır yok. Orada ünlülerle dans etmek var, büyülü perilerle oyun oynamak var. Hepsi üç boyutlu etkileşimler.
Bunları yapabilecekken, oradan arsa aldım buradan arsa aldım demek gerçekten biraz daha vizyonu ihtiyacımız var gibi geliyor bana.
Bu kadar büyük yatırımlar çok saçma, çünkü bunların hepsi veri. Hepsi bir anda gidebilecek şeyler. Hani diyeceksiniz ki, evin var deprem oldu.
Karşılaşılabilecek şeyler değil. Veri silinir veya eğer gerçekten altındaki kontratlar çok düzgün yapılmadığı sürece, bu yatırım olabilecek bir şey değil.
Hani biraz daha böyle NFT'lere dijital ürünlerin değerlendirilmesine doğru gidiyoruz, eğer gerçekten arka tarafında o şekilde bir sistem olacaksa, o zaman biraz daha mantıklı olabilir.
Ama şu anda, zaten bir sürü şirketin bir sürü dünyası olacak. App Store açtığınızdaki her uygulamanın kendi dünyası olacak belki bilmiyorsunuz.
O yüzden bunlardan bir tanesini seçip ona yatırım yapmak gerçekten akıl karı değil bence.
- Çoklu Metaverse dünyalar oluşturmak olası mı?
Dr. Elif Albuz: Metaverse aslında tek bir dünya olmak zorunda değil, fakat arkadaşlarınız Instagram'dayken siz Snapchat'te iseniz onlarla dünyalarınız ayrılıyor.
Metaverse'ün farklı şirketleri, platformları birleştirici olup olmayacağını zaman gösterecek.
Bu alanda yatırım yapan belli başlı şirketler var ve onların Metaverse evrimini belirleyici olduğu muhakkak.
- Abartılıyor mu?
Dr. İlke Demir: Bence genel olarak abartılıyor. Mesela, benim Doktora sonrası çalıştığım hocam Ramesh Raskar, 1998'te bir tane bilimsel makale yazmış.
Bilimsel makalede geleceğin ofisini tanıtıyor. Geleceğin ofisi, aynen şu anda konuştuğumuz Metaverse gibi.
Makalede, karıştırılmış gerçeklik (mixed reality) var. Yani hem sanal gerçeklik hem de artırılmış gerçeklik var.
Headset takıyorsunuz, bir sürü hologram oluyor, bir tane sanal klavye var. Herkes dijital olarak oraya katılabiliyor.
Bunlar zaten 1990'lardan daha öncesinde hayal edilip, geliştirilmeye çalışılan şeyler.
İlk headset'ler kocamandı ve kafanızda zaten taşıyamıyordunuz. Çok büyük şeylerdi. Şimdi kafamızda taşıyabiliyoruz.
Bunlarla birkaç saat hatta belki saatlerce durabiliyoruz. Kablo yok, Wi-Fi çok gelişti. Eskiden mesela kablosuz olarak bağlanamıyordu.
Şimdi kablosuz olarak bağlanıyor ve kablosuz olmasına rağmen bizim gördüğümüz gerçekmiş gibi anlayabileceğimiz şekilde, takılma ve duraksama olmuyor.
Bunların hepsi gerek donanım gerek yazılım alanındaki bütün bu gelişmelere bağlı.
Wi-Fi hızından tuttun, derin öğrenme ile tahmin etmeye kadar uzanıyor.
Baktığınızda bütün bu bilimsel gelişmelerin toplamı olarak, şu anda çok daha interaktif, hızlı ve bizi yormayan araçlar haline geldi. O yüzden şimdi patlıyor.
Second Life mesela 2 boyutlu bir oyun ve orada gerçek bir dünya var. Arsa alım-satımı olmasa da ev alım satımı olsun, kıyafetler olsun, etkileşim yapılarak bir şey alıp satabileceğiniz bir dünya zaten var.
O dünyanın müdavimleri var, yani Ready Player One'daki gibi oraya tamamen bağımlı olmuş, simülasyondan çıkamayıp sürekli hayatını orada geçiren insanlar var.
Bu zaten 3 boyutlu modellenmiş, ama etkileşimlerin 2 boyutlu olduğu dünyalar. Bu araçlarla üç boyuta taşıyoruz.
- Metaverse dünyasında etkin üretici olmak için gençlerimize önerileriniz var mı?
Dr. Elif Albuz: Öncelikle VR teknolojisinde "content creator"lara çok ihtiyaç olacak.
Matematiğe dökülmüş bilgisayar grafiği ile yeni dünyalar ve canlılar geliştirmek ve programlama ile birleştirip çok boyutlu uygulamalar elde etmek mümkün.
Eger Metaverse alanında bilgi ve deneyim geliştirmek istiyorsanız, öncelikle AR/VR uygulamalarını gözden geçirin.
VR headset alıp, uygulamaları deneyin. Başarılı ve yaratıcı genç insanlarımızın VR ortamı üzerinde sıra dışı uygulamalar geliştireceğini şimdiden görebiliyorum.
- Metaverse'ün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Arsa satın almak, yatırım yapmak ve kullanmak yerine üretme odaklı ne yapılabilir?
Dr. İlke Demir: Mesela benim bildiğim kadarıyla Meta bu developer ekosistemini açtı. Yani herkes gidip Metaverse'e bir tane uygulama yapabiliyor.
Mesela Türkiye'de bir sürü mobil geliştiriciler var. Cep telefonu oyunu yapan bir sürü oyun stüdyoları var.
Onlar o oyunları Metaverse'e taşıyabilir. Yani Oculus App Store'a taşısalar, Oculus'ta uygulama geliştirseler inanılmaz verimli olur.
Metaverse'e gelen herkes onların uygulamasını kullanabilir. İşte orada kendi başlarına bir dünya yaratabilirler.
Zaten VR'daki her uygulamanın kendi dünyası var gibi düşünebiliriz, oyunlar dahil. Oyunlar fantastik bir dünya yaratıyorlar, orada yürüyorsunuz.
Başka bir oyun mesela sadece balık tutuyorsunuz. Bir sürü farklı göl, bir sürü farklı balık türü var, sonuçta bu da Metaverse'un bir parçası.
Oradan bir şey almaya çalışalım yerine oraya katkıda bulunup, orada uygulama geliştirsinler. Uygulama geliştirmenin yanı sıra modellemede yapabilirler.
Eğer Metaverse'te fiziksel olarak gerçekçi yerler olacaksa kendi evinizi modelleyip oraya koyabilirsiniz. En sevdiğiniz yeri, modelleyip koyabilirsiniz.
Sketchup 3D Warehouse diye üç boyutlu model deposu var. Herkes yıllardır üç boyutlu her şeyi modelleyip oraya yüklüyor.
Baksanız milyonlarca model var. Bina modelleri, ağaç modelleri, araba modelleri her şeyin 3 boyutlu hali var.
Mesela bu üç boyutlu modeller Metaverse'e taşınabilir. Üç boyutlu modelleme biraz daha ilgileri varsa ileride Metaverse'e taşınması için model hazırlayabilirler.
Bunu tek bir gezegen var oradan bir şey alacağız modunda değil de bu tamamen data, "Bu dataya nasıl katkıda bulunulabilir, bu datayla ilgili nasıl yazılım yapılabilir?" şeklinde yaklaşmak gerek. Bunlar çok daha önemli sorular.
- Metaverse içinde uzun saatler durmanın insan üzerindeki etkileri nelerdir?
Dr. Elif Albuz: Günümüzde uzun sure sanal dünyada kalmak pek rahat değil ama VR headsetleri kullanımları ve rahatlığı gün geçtikçe ilerliyor.
Düşünün ki saatlerce duyularınız başka görseller ve seslere tabii olsun, çok uzaklara yolculuk yapmış gibi.
Ben avatarlar konusunda takımımla araştırma yaparken saatlerce insanlarla VR üzerinden sohbet ettim.
İnsanın kendi grubuyla birlikte ürettiği teknolojiyi test etmesi oldukça keyifli.
Üç boyutlu ortamda başka insanlarla iletişimde bulunmak daha önce fiziksel dünyada mümkün olmayan bir sürü şeyi yapabilmenizi olası yapıyor.
Örneğin düşme korkusu olmadan bir dağa tırmanabiliyorsunuz.
VR sayesinde, bütün görsel alanınızı kaplayan, inandırıcı bir ortamda alışkanlıklarınızı yeniden öğrenmeniz, başka bir deyişle kendinizi yeniden programlamanız mümkün olabilir.