Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), TÜFE’ye endeksli DİBS ve kira sertifikalarının iskonto oranını yüzde 80’den yüzde 30’a indirdi. Bankacılık sektörü mevduatında düşüş yaşanırken, Merkez Bankası rezervlerinde artış kaydedildi. İşte detaylar…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), teminat iskonto oranlarında önemli bir düzenlemeye gitti. Bankalararası Para Piyasası ve Döviz Piyasası işlemlerinde geçerli olan teminat oranları, TÜFE’ye endeksli Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ve kira sertifikalarında yüzde 80’den yüzde 30’a indirildi.
TCMB açıklamasında, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki Açık Piyasa, Bankalararası Para Piyasası ve Döviz Piyasası işlemlerinde geçerli olan teminat iskonto oranları gözden geçirilmiştir” denildi.
Merkez Bankası rezervlerinde artış
TCMB’nin haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 29 Kasım itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 2 milyar 83 milyon dolar artarak 92 milyar 818 milyon dolara ulaştı.
Ancak aynı dönemde altın rezervlerinde 984 milyon dolarlık bir düşüş yaşandı ve 65 milyar 904 milyon dolardan 64 milyar 920 milyon dolara geriledi.
Toplam rezervler, bir önceki haftaya göre 1 milyar 99 milyon dolar artışla 157 milyar 738 milyon dolara çıktı.
Bankacılık mevduatlarında düşüş
Bankacılık sektöründe toplam mevduat, 29 Kasım ile biten haftada 72 milyar 799 milyon lira azalarak 18 trilyon 626 milyar liraya indi.
Bu dönemde:
TL mevduatlar yüzde 1,24 azalarak 11 trilyon 370 milyar liraya geriledi.
Yabancı para (YP) mevduatları yüzde 0,06 artışla 6 trilyon 429 milyar liraya ulaştı.
Yurt i̇çi yerleşiklerin mevduatı azaldı
Bankalarda bulunan toplam yabancı para mevduatı, geçen hafta 195 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu tutarın 165 milyar doları yurt içi yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı.
Yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduatlarında, parite etkisinden arındırılmış verilere göre 537 milyon dolarlık bir azalış yaşandı.
Ekonomideki değişimlerin anlamı ne?
TCMB’nin iskonto oranlarını düşürmesi ve rezerv artışı:
Piyasalardaki likidite koşullarını iyileştirmeyi hedefliyor.
TÜFE’ye endeksli senetlerin cazibesini artırarak, bankaların kredi maliyetlerini düşürmesine olanak sağlıyor.
Ancak bankacılık sektörü mevduatındaki düşüş, tasarruf eğilimlerinin zayıfladığına işaret edebilir.