Son yıllarda çocuk ve ergenlerde madde bağımlılığı yaşının düştüğü ifade edilirken uzmanlar uyarıyor, "Erişkine vereceğinden daha fazla zarar verebiliyor"diyor.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Tekden, "Dağılmış aileler madde bağımlılığı riskini artırabiliyor. Aileler çocukların kimlerle vakit geçirdiğine dikkat etmeli. Bu maddeler bir erişkine verebileceği zarardan daha fazla zararlar verebiliyor. Tedavi edilmediğinde, ömür boyu etkileri olabiliyor. Çocukların pek çoğu ‘hayatımı darmadağın ettim' diyebiliyor. Hiçbir şey için geç değil, hayatına çok güzel çekidüzen vermiş gençler biliyoruz” dedi.
Son yıllarda çocuk ve ergenlerde madde bağımlılığı yaşının düştüğü ifade edilirken uzmanlar uyarıyor. Çocuk ve gençlerin aile içi problemler, iç dünyasındaki sıkıntılar, akran zorbalığı gibi baş etmek zorunda kaldığı problemlere karşı madde bağımlılığını kaçış olarak görebildiklerini belirten uzmanlar, bağımlılığın beraberinde psikolojik hastalıkları da getirdiğine dikkat çekiyor.
Bu çerçevede Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Ergen Alkol Madde Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) Sorumlu Hekimi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Tekden de çocuk ve ergenlerde bağımlılık ve etkilerine ilişkin bilgi verdi.
ÖMÜR BOYU ETKİLERİ OABİLİYOR
Bağımlılık oluşturan maddelerin hayat boyu süren etkilere neden olabildiğine dikkat çeken Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Tekden, “Bu maddeler bir erişkine verebileceği zarardan daha fazla zararlar verebiliyor. Bazen tedavi edilmediğinde, yardımcı olunamadığında, ömür boyu olabilen etkileri olabiliyor. Hayatlarının pek çok alanında bozulmalar oluyor. Ailelerle çatışmalar olabiliyor. Maddeye ulaşmak için evdeki bazı eşyaların ortadan kaybolması veya kişinin satması gibi durumlar gözlemleyebiliyoruz, bu da aile ile olan çatışmaları artırıyor. Aile ilişkilerinin toparlanması, gençlerde bırakmak isteği noktasında iyi motivasyon olabiliyor. Bazen kontrolsüz harçlıklar vermeler, ne yaptığına dikkat etmemeler, görmezden gelme gibi durumlar madde bağımlılığı riskini artırabiliyor. Evden kaçmalar, aile ilişkilerinde gerilemeler, madde bulmak için davranışların aile içi ilişkileri etkilediğini gözlemleyebiliyoruz. Kardeşlerin de benzer riskler altında olduğunu biliyoruz.
Evde bir kişinin madde kullanımının olması bu ebeveyn de akraba da dahil evde geri kalan herkes için madde kullanımı riskini artırdığını biliyoruz. Hatta en büyük artıran nedenlerden, risklerden birisi. Bu noktada tabi ki kardeşleri korumak adına da gençlerin yardım almasını sağlamak da fayda var. Madde bağımlılıklarıyla ilişkili olarak beraberinde ruhsal hastalıklar çok fazla seyredebiliyor. Genellikle esrar, bonzai, sokak adı jamaika gibi geçen maddeler polikliniğe çok fazla geliyor. Nispeten ulaşımı en kolay, en ucuz olanları olduğu için, yine uçucu maddeler birtakım yapıştırıcılar, çakmak gazı gibi maddeler de gençlerin kolay ulaşabilmesi nedeniyle bunlar sık gelebiliyor. Serviste daha sıklıkla eroin kullanımı yüksek olan hastaları daha sık takip ediyoruz” şeklinde konuştu.
Ebeveynlerin çocuklarının hareketlerindeki farklılıklar, çevreleri, davranışları gibi birçok duruma dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Uzman Dr. Mehmet Tekden şöyle konuştu: “Aileler çocukların kimlerle vakit geçirdiğine dikkat etmeli, mümkünse arkadaşlarını eve davet edebilir ya da beraber zaman geçirecekleri etkinliklere davet edebilirler. Özellikle takım sporlarına yönlendirmenin çok büyük faydası olduğunu biliyoruz. Ruhsal bir zorluk varsa bu noktada uzmanlarından yardım almanın faydası olabiliyor. Bizim burada gözlemlediğimiz çocukların pek çoğu hayatlarını gerçekten mahvettiklerini düşünenler var. 'Hayatımı darmadağın ettim bunu toparlamam gerekiyor' diyen noktalarda olabiliyor. Bu noktada bizden yardım isteyebiliyorlar. Ailesi ile ilişkilerini bozduğuna çok fazla üzülenler var. ‘Annemle tartıştım, onu çok kırdım, çok üzdüm' diye düşünen çocuklar olabiliyor. ‘Güzel arkadaşlıklarım vardı, onları bozdum, bunları artık bulamıyorum' diyen kişiler olabiliyor. Okulumu, eğitimimi ihmal ettim gibi okul hayatımı kaybettim gibi diyen çocuklar olabiliyor. Gerçekten kişilerde ciddi bir pişmanlık tariflenebiliyor”
HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL
Madde kullanımı bulunan kişiler için tedavinin hiçbir zaman geç olmadığına dikkat çeken Dr. Tekden, “Hiçbir şey için geç değil, biz burada pek çok örnekle hayatına çok güzel çekidüzen vermiş olan, çok iyi konumlara gelebilen gençler biliyoruz. Genellikle aileler, en büyük destek noktaları olabiliyor, en büyük motivasyonları olabiliyor. ÇEMATEM olarak biz bu gençlere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yoksunluğun etkilerini azaltabilecek, yoksunluk yaşamamalarını sağlayabilecek birtakım tedaviler uygulayabiliyoruz. Bazı gençlerin madde bağımlılığının başlaması sadece bir keyif denemesinden ibret olmuyor. Bazen çok daha acı, travmatik öyküler dinleyebiliyorsunuz. Bu kişiler kendilerini birazcık unutmak için, hayatın gerçeklerinden kaçmak için kullanan gençler de oluyor. Genellikle bizim ilk planlığımız süre 2 ay oluyor, daha kısa sürelerde de gençlere yardımcı olunabiliyor. Eğitimlerimizden biri ‘Hayır deme' bu gençlerin çoğu hayır demeyi bilmiyor. Madde teklif edenlere hayır diyemedikleri için bu zorlukları yaşayabiliyorlar. Bir takım el işi, folklor veya okul derslerinden geri kalmaları ve bazen okulu o kadar bırakmış oluyorlar ki okuma yazma konusunda sıkıntısı olabiliyor. O konularda destek eğitimler verebiliyoruz. Dağılmış aileler madde bağımlılığı riskini artırabiliyor” dedi.
Öte yandan, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Ergen Alkol Madde Tedavi Merkezi'nde (ÇEMATEM) 18 yaş altı çocuklara bağımlılığa karşı tedavi imkanı sunuluyor. Randevu alınmasının ardından merkeze ebeveynleri ile getirilen çocuklar için en uygun tedavi programı, uzmanlar tarafından oluşturuluyor.