Evin odalarından bir sürü kötü kokular yayılıyordu. Jeffery Dahmer'in babaannesi kötü kokulardan endişelense de bir türlü kokunun sebebini anlayamadı.
Torununun öldürdüğü insanları evinde sakladığını nereden bilebilirdi. Defalarca evden taşınmasını istemesine rağmen, Dahmer bir daire tutmadı ve babaannesinin evinde yaşamaya ve öldürmeye devam etti.
Jeffrey Dahmer 21 Mayıs 1960'ta Milwaukee, ABD'de dünyaya geldi. Birçok seri katil gibi Dahmer de travmatik bir çocukluk geçirdi. Babası kimya mühendisiydi ve gününün çoğu laboratuvarlarda geçiyordu.
Annesi de takıntılı bir kişiydi ve bütün gününü yataktan çıkmadan geçirirdi.�Babasının yoğun iş temposu ve annesinin hastalıkları nedeniyle Jeffery Dahmer ilgisiz bir çocuk olarak büyüdü. Kendi bakımını üstlenmek, birçok işini tek başına yapmak ve kendi kendini büyütmek zorunda kaldı.
18 YAŞINDA İLK CİNAYETİNİ İŞLEDİ
Bütün bunlara rağmen çocuk yaşlarında Jeffrey Dahmer oldukça sağlıklıydı. Ancak 10-15 yaşları arasında tuhaf davranışlar sergilemeye başladı.
Çekingen ve iletişimsiz biri haline dönüştü. Ailesinin sık taşındığı sıralarda yaşlı bir komşusu tarafından cinsel istismara da maruz kalmıştı. Bütün bu olanlardan sonra Dahmer, bulduğu ölü hayvanları eve getirerek veya yakınlardaki ormanlara götürerek kesmeye sonra da incelemeye başladı.
Bir keresinde ölü bir köpeğin kafasını bir kazığa çakıp bahçeye dikti. Dahmer, liseden mezun olduğu sıralarda alkol kullanmaya başladı ve kısa süre sonra da alkolik oldu.
18 yaşına geldiğinde ise bambaşka biri oldu. İlk cinayetini bu yaşında işledi. Steven Hicks adlı bir otostopçuyu alıp babasının evine götürerek birlikte bira içmeyi ve birlikte olmayı teklif etti. Ancak Hicks gitmek isteyince,
Dahmer onun kafasına 5 kiloluk dambıl vurup öldürdü. Hicks’i evinin arka bahçesine gömdü.
ELLERİYLE KALBİNİ ÇIKARDI
Bu cinayetinden sonra 9 yıl daha cinayet işlemedi. Ta ki Steven Tuomi'ye kadar. Dahmer onu hayal bile edilemez bir korkuyla yüzleştirmek için çıplak ellerini kullandı.
Onu öldürmeden önce parçalara ayırarak kalbini çıkarmaya çalıştı. Cesedini de büyük annesinin evine getirdi. Zamanla cesedi küçük parçalara ayırdı ve kafası hariç her şeyi çöpe attı.
Birkaç ay sonra Dahmer, Tuomi'nin kafatasını küçük parçalara ayırdı ve evin arkasına dağıttı. Bu olaydan sonra da aralıklarla cinayetlerine devam etti.
İki erkeği 1988'de, birini de 1989'da öldürdü. Seri katil, James Doxtator'u 50 dolarlık bir sözle kandırdı ve onu boğarak öldürdü. Cesedini bir hafta boyunca bodrumda bıraktı.
Daha sonra cesedi parçalara ayırmaya başladı ve bir kez daha kafa dışında evdeki her şeyi çöpe attı. Dahmer, iki ay sonra bir sonraki kurbanı olan 22 yaşındaki Richard Guerrero'yu yine aynı 50 dolarlık sözle cezbetti.
Dahmer ölür ölmez, vücudu parçalara ayırmadan ve imha etmeden önce cesede tecavüz etti. Gay barların kapısında bekleyen katil, avıyla birlikte olduktan sonra onları öldürüyordu.
Babaannesinin evinde sakladığı bu kafatasları zamanla koku yapmaya başladı. Babaannesi bir türlü odada bir ceset olabileceğini aklına getiremiyordu.
BEYNİNE ASİT ENJEKTE ETTİ
1989'da Anthony Sears yeni kurbanı oldu.�Cinayet rutinini ve parçalama işlemini gerçekleştirdi ancak Sear'ın cinsel organını ve kafasını korumaya karar verdi.
Dahmer 1990 yılının Mayıs ayında kendi dairesine taşındığında bunları da yanında getirmişti. 1990-1991 yılları arasında cinayetlerini sıklaştırdı ve 12 tane cinayet işledi.
Artık saklamak istediği ceset parçalarını babaannesinin evinde değil taşındığı yeni evde saklıyordu.Üstelik sadece öldürmüyordu da. Öldürdükten sonra tecavüzde bulunuyordu ya da öldürmeden önce asit dökmek veya çıplak elleriyle kalplerini sökmek gibi korkunç şeyler yapıyordu.
Dahmer'in en korkunç cinayetlerinden biri, kaderini seri katilin ellerinde trajik bir şekilde karşılayan 14 yaşındaki Konerak Sinthasomphone oldu.
Kurbanlarından bazılarını boğarak öldürürken, Dahmer, Konerak'ın kafasının arkasında bir delik açıp beyninin önüne asit enjekte ederek Konerak'ı hayatta tuttu. Sonunda onu doğrayıp vücudunu asitte saklamadan önce gencin üzerinde başka dengesiz deneyler yaptı.
DUVARLARDA ET ASILIYDI
Bir başka acımasız saldırı Ernest Miller'a oldu. Vücudunun fotoğraflarını çekmeden önce boğazını kesti, parçalara ayırdı ve pazılarını buzdolabında ve kemiklerini çamaşır suyu içinde tuttu.
17. ve son kurbanı olan 25 yaşındaki Joseph Arthur Bradehoft’un, kafasını kesmeden önce iki gün boyunca yatağında ölü olarak bıraktı. Kafası buzdolabına, gövdesi 57 galonluk bir varile yerleştirildi.
Bütün bunlar olurken yeni komşuları da Dahmer'in evinden gelen kötü kokulardan şikâyetçiydi. 22 Temmuz 1991'de Dahmer, Tracy Edwards'ı evine davet etti.
Edwards'a göre Dahmer, ona saldırarak kollarına kelepçe takmaya çalıştı, ancak başarılı olamadı. Eline aldığı kasap bıçağıyla Dahmer, Edwards'ı yatak odasına gönderdi.
Burada Edwards, mavi bir fıçıdan gelen kötü kokulara, duvara asılmış ezilmiş ceset parçalarına şahit oldu. Sokakta bir bileğinde kelepçeyle koşarken Edwards, iki polis memuru Robert Rauth ve Rolf Mueller tarafından sürülen bir arabaya ulaştı ve onları Dahmer'ın evine götürdü.
Burada Dahmer, polislere arkadaşça davrandı. Daha sonra polisler yatak odasını kontrol ettiklerinde, gördükleri manzara sonrasında Dahmer'ı tutukladılar.
Evde üç tane daha kafatası, ceset ve insan kalıntısı fotoğrafları, parçalanmış el ve penisler, buzdolabındaki insan cesetleri bulundu. Çıkarıldığı mahkemede jüri Dahmer'ı 15 suçtan suçlu buldu ve 957 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Dahmer, duruşma sırasında deli taklidi yaparak kurtulmaya çalıştı ancak mahkemeyi inandıramadı.
KURBANLARINI YEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ
Katil, kurbanlarının vücut kısımlarını yediğini itiraf etti ve şöyle açıkladı:"Tüm eti çıkardım, jöle benzeri bir maddeye dönüştürdüm ve sadece duruladım. Sonra kemikleri hafif bir çamaşır suyu çözeltisine koydum, bir gün orada bıraktım. Gazete ya da bez üzerine yaydım ve yatak odasında yaklaşık bir hafta kurumaya bıraktım."
Hapishane hayatı ise hiç kolay geçmedi. Bir kez saldırıya uğrayan Dahmer ikincisinde kurtulamadı. Dahmer ölümü de ilk cinayetinde kullandığı dambıllardan oldu.
Çünkü Jesse Anderson; Christopher Scarver tarafından dambıl ile saldırıya uğramıştı. Dahmer, bu saldırıdan hemen sonra, ambulansla taşınırken öldü. Anderson da iki gün sonra hayatını kaybetti. Dahmer'ın beyni incelenmek üzere ayrıldı.