Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilahiyatçı İhsan Eliaçık'ın Kur'an mealini yasaklaması tartışılıyor. İlahiyatçılar, Diyanet'in girişimi sonucu alınan mahkeme kararını Independent Türkçe'ye yorumladı
Türkiye'de son yıllarda fetvalar ve uygulamaları nedeniyle sıkça eleştiri konusu olan Diyanet İşleri Başkanlığı, bu defa aldırdığı kararla gündemde.
Diyanet, ilahiyatçı-yazar Prof. İhsan Eliaçık'ın "Yaşayan Kur'an Türkçe Meal-Tefsir" isimli eserine basım, dağıtım yasağı ve toplatma kararı tartışma yarattı.
Eliaçık, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kararın İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verildiğini bildirerek, "'İslam dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı unsurlar içerdiği' gerekçesiyle 'Yaşayan Kur'an Türkçe Meal-Tefsir' adlı eserimiz hakkında basım, dağıtım yasağı ve toplatma kararı vermiştir" paylaşımında bulundu.
Mahkemenin kararında Diyanet İşler Başkanlığı Hukuk Müşavirliği'nin 26 Ocak 2023 tarihli başvurusu üzerine alınan kararda itiraz yolu açık olduğu belirtilerek şu ifadeler yer aldı:
Müellifi R. İhsan Eliaçık olan 'YAŞAYAN KUR'AN Nuzûl Sırasına göre Türkçe Meal Tefsir' isimli eser ile ilgili mealin İslam dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı unsurlar içermekte olduğu anlaşıldığından 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 25/2 maddesi uyarınca basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesine, elde edilen derginin tüm nüshalarına da el konulmasına (toplatılarak) karar verildi.
"Diyanet İşleri Yüksek Kurulu belli bir tarikata yakın"
Meali toplatılan İhsan Eliaçık ile ilahiyatçı Tuncer Namlı, Diyanet'in aldırdığı kararı ve meal yasaklanmasını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Kararı yorumlayan Eliaçık, "Diyanet İşleri Yüksek Kurulu belli bir tarikata yakınlığıyla bilinen insanlardan oluşuyor. Bunlar 2019'da yayınladıkları genelgeyle kendi görüşlerine uymayan meallerini toplatıp imha etmeyi kafalarına koymuşlar" dedi.
Bu genelgeyle daha önce Gazi Özdemir'in kitabının toplatıldığını aktaran Eliaçık, "Şimdi sıra bize geldi. Bundan sonra da devam edeceğini tahmin ediyorum" diye konuştu.
"Devletin gücünü kullanarak imha etmeye yönelmişler"
DİB'in yaklaşımını eleştiren Eliaçık, "Bir tarikatın görüşü doğrultusunda kendine rakip gördüğü bir dini anlayışı, devletin gücünü kullanarak baskılama ve onları imha etmeye yönelmiş oluyor" iddiasında bulundu.
İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi verdiği kararı da eleştiren Eliaçık, Basın Kanunu'na dayandırılan kararla kendisine yönelik suç icat edildiğini öne sürerek, şu ifadeleri kullandı:
Sulh ceza mahkemesine başvurmuşlar, Basın Kanunu'nun ilgili maddesini gerekçe göstererek toplatma, el koyma kararı çıkartmışlar, dün akşam da bize tebliğ ettiler. İlgili madde 'terör propagandası yapanlar, halkı askerlikten soğutanlar, devleti zorla ortadan kaldırmaya çalışan yayınlar, kitaplar hakkında hakim toplatma kararı verebilir' diyor. Orada 'İslam dininin temel ilkelerine aykırılık' diye bir cümle geçmiyor. Oysa mahkeme gerekçesini buraya dayandırıyor. Bu tamamen yasa dışı ve kanunda yer almayan bir suç icat etme. Bana, 'Bunu nedenlerle mealini toplattık' deseler o zaman yasaya dayanır ancak bunların hiçbiri zaten mealde yok!
"Çağırırsınız, anlatırım, tartışırız"
Diyanet'in kendisine açıklayıcı bir yazı göndermediğini söyleyen Eliaçık, "Avukatım dosya içeriğine ve mahkemeye gönderdiği yazıya bakacak. Bana yazı gelmedi. 'Toplanması ve imha edilmesi' kararı aldırılıyor. Diyanet'in böyle bir hakkı yok! Bir kitap yazılmışsa ilmi toplantı düzenlersin. Beni çağırırsın. Gelir, anlatırım, tartışırız. Bu görüşleri reddeden kitaplar yazarsınız. Ben de karşı kitap yazarım. İlim dünyası böyle ilerler. Bu nedir yani?" diyerek alınan karara tepki gösterdi.
"Eğer meal toplatılacaksa Diyanet kendi meallerinden başlamalı!"
İlahiyatçı Tuncer Namlı da Diyanet'in aldırdığı kararı eleştirenlerden.
Eliaçık'ın mealinin toplatılma gerekçesini bilmediğini dile getiren Namlı, "Eğer meal toplatılacaksa Diyanet'in kendi meallerinden başlaması lazım. Bir sürü yanlışlık var. Bunu denetleyen kim? Bir kitaba yayın yasağı getirmek bizatihi çirkin bir olay" diye konuştu.
"Diyanet şimdiye kadar Müslümanları ne kadar memnun etti ki din ve dini savunuyor gözükme adına böyle bir şey yapıyor" diye soran Namlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Diyanet insanlara kitap bastırıp, bir sürü para veriyor. Önce bunun hesabını vermeli. 5 ciltlik 'Kur'an yolu' çıkardılar. Hepsi eski tefsirlerden derleme. Hiçbir yanlışı da düzeltmemişler. Suya sabuna dokunmayan kitaplar yayınlattırıyorlar. Hem vakfın hem de başkanlığın çıkardığı mealler var. Birbirinin tekrarı! Mevcutları düzeltme zahmetinde bulunmayan, kendi yanlışlarını düzeltmeyen, çelişkilerle dolu mealleri düzeltmeyen Diyanet'in başkalarının meallerini denetleyip yayın yasağı getirmesi koca bir ayıptır. Ben öyle bakıyorum olaya.
"Tasvip etmem mümkün değil"
Sözleriyle kimseyi savunup yargılamadığını, kendi meallerinde dahi hatalar olduğunu ve bunları düzelttiğini aktaran Namlı, "Ben hiçbir meali kusursuz görmem kendi mealim de dahil. Neticede bir insan çeviriyor. Hata yapabilir. Ben kendim de hata buluyorum ve her yayında düzeltiyorum. Diyanet bunu hayatında yapmadı. Ancak birilerine yayın yasağı getirerek meal toplatması çok ayıp ve çirkin bir şey. Tasvip etmem mümkün değil" yorumunu yaptı.
"Kur'an mealini imha kararı ha! Aman Allahım!"
Karara tepki gösterenlerden biri de Mustafa İslamoğlu oldu.
İhsan Eliaçık'ın sosyal medya paylaşımını alıntılayan İslamoğlu, "Sahi, Hıristiyan engizisyonunu, kitap yasakladığı için niçin kınayıp lanetlemiştik ki?" şeklinde görüş belirtti.
Bu paylaşımın ardından bir yorum daha yapan İslamoğlu, "Kur'an mealini İMHA kararı ha! Aman Allahım!" diyerek tepkisini dile getirdi.
Independent Türkçe