İngiltere'nin en uzun tahtta kalan hükümdarı Kraliçe 2. Elizabeth'in oğlu Charles'ın hayatı çeşitli skandallarla gündeme geldi.
73 yaşında Kraliçe 2. Elizabeth'in yerine geçerek İngiltere'nin tahta geçen en yaşlı hükümdarı olan Charles'ın hayatına ilişkin detaylar dünya medyasının gündeminde.
Yeni Kral Charles'ın toplumsal imajını etkileyen başlıklar uluslararası basında şöyle sıralandı:
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in en büyük oğlu Charles halktan hiçbir zaman annesinin topladığı kadar destek toplayamadı. İngiliz medyasına göre bu durum, yeni Kral Charles'ı bazı zorluklarla karşı karşıya bırakabilir. Charles ilk eşi Diana'ya karşı soğuk davranma gibi suçlamalarla gündeme geldiği 1990'lı yıllardan bu yana halkla ilişkiler konusunda ciddi sorunlarla karşılaştı. Her ne kadar son yıllarda basında daha olumlu bir imaja sahip olsa da Prens Charles mesafeli duruşu nedeniyle medyada diğer kraliyet üyelerinden daha kolay hedef alındı.
Prenses Diana ile evlilik konusundaki sorunlarının Netflix dizisi The Crown'a yansıtılmasından sonra ise Charles'ın yeniden sempati toplayabilmesinin pek mümkün olmadığı konuşuluyor. Charles son yıllarda mimarlık, homeopati ve iklim değişikliği gibi çeşitli konularda siyasete müdahale etmekle suçlandı.
Geçen yıl ise Charles'ın en güvendiği yardımcısı kraliyet kariyerinde ikinci kez istifa ederek gündeme oturdu. Charles'ın hayatına ilişkin gelişmeleri değerlendiren İngiliz Kraliyeti uzmanı yazar Penny Junor, 2021'de verdiği bir demeçte "The Crown'dan tutun, gerçek hayatta yaşananlara kadar tüm bunların hepsi hasar bırakıyor. Bunların hiçbiri iyi haber değil. Kraliçe (Elizabeth) çok seviliyor, Charles ise az seviliyor. Gelecekte ne olursa olsun onun için zor olacağını düşünüyorum, ancak tüm bu ifşaatlar onun çıkarlarına uymuyor" demişti.
Charles'ın halk nazarındaki itibarının aldığı ilk darbe, ilk eşi Diana ile tartışmalı evlilikleri oldu. 1995'te verdiği bir demeçte eşi Charles'ın Camilla Parker Bowles ile evlilik dışı ilişkisinin olduğunu açıklayan Prenses Diana, Charles ile evliliklerinde 'üç kişinin' olduğunu söylemişti.
Çift 1992'de 'ayrılacaklarını' açıklasa da BBC'de yayınlanan 'Panoroma' programından sonra kesin olarak boşanma konusunda anlaşmıştı. Olayları kendi bakış açısından anlattığı programda Diana, yalnızca eşini aldatmakla suçlamamış, eşini aldattığını da itiraf etmişti. Kraliyet ailesini çeşitli konularda eleştiren Diana, İngiltere'nin en ünlü ailesi içinde ayakta kalma mücadelesini anlatırken, Charles'ın kral olmaya uygunluğunu sorgulamıştı.
Röportaj yalnızca İngiltere'de değil tüm dünyada yankı uyandırdığı için İngiliz kraliyetinde korku yaratmış ve Prenses Diana'ya karşı İngiliz halkında yeri asla doldurulamayacak bir sempati uyandırmıştı. Diana, röportajdan iki yıl sonra 1997'de Paris'teki bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.
Ancak 2005 yılında dünya evine girdiği Camilla ile mutluluğu bulduğunu söyleyen Charles, yavaş yavaş halkın sempatisini ve gönülsüz kabulünü geri kazanmaya başladı.
Kral Charles özel hayatının yanı sıra, kraliyet ailesindeki konumunu kullanarak politikacılara sağlıktan çevreye pek çok çeşitli konuda baskı kurmakla da gündeme geldi. El yazısının karmaşıklığından dolayı medyada 'kara örümcek' olarak adlandırılan ve 2015 yılında ortaya çıkarılan 27 mektupta Charles, bazı bakanlara bitkisel ilaç sektöründen, süpermarketlerin piyasadaki hakimiyetine kadar geniş kapsamlı bir çok konuda görüşlerini ifade etmişti.
Irak Savaşı döneminde Prens Charles’ın, dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’e silahlı kuvvetlerle ilgili yazdığı mektup 'kara örümcek' mektupları arasında en dikkat çekenlerden biri olmuştu. Charles 70. doğum gününü kutladığı 2018 tarihli bir röportajda siyasete müdahale etmediğini ve Galler Prensi olmakla Kral olmak arasındaki farkı gözettiğini söylemişti.
Temmuz ayında ise Charles'ın adı, El Kaide'nin kurucuları arasında yer alan Usame Bin Ladin’in ailesinin yaptığı bağış ile gündeme geldi. İngiltere medyasında yer alan haberlere göre Charles, Usame Bin Ladin’in iki üvey kardeşinin 2013 yılında Galler Prensliği Hayır Vakfı (PWCF) için yaptığı 1 milyon sterlinlik bağışı kabul etti. Kraliyet Konutu ve vakıf danışmanlarının olumsuz görüş bildirmesine rağmen bağış işleminin Prens tarafından onaylandığı belirtildi.
Londra Emniyet Teşkilatı, Prens Charles'ın kurduğu vakfın bir Suudi iş insanına bağış karşılığı İngiliz vatandaşlığı ve onur unvanı vaat ettiğine dair basına yansıyan haberlerle ilgili soruşturma başlatmıştı. Öte yandan Charles, haziran ayında da vakfı için Katar’ın eski şeyhinden içinde milyonlarca euro olan bir çantayı teslim almakla suçlanmıştı.