Siyasi yasak ve hapis istemiyle hakkında dava açılan CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün hakim karşısında çıkıyor. Kılıçdaroğlu duruşmanın görüleceği adliye salonuna geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Hak, hukuk, adalet" sloganlarıyla karşılanırken, Kılıçdaroğlu'na destek için gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise "halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganıyla adliyeye giriş yaptı. Kılıçdaroğlu mahkemede savunma yapmaya başladı.
CHP'nin 7’inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi yasak istemiyle yargılandığı dava nedeniyle savunma yapmasına saatler kala Ankara Adliyesinde kolluk kuvvetleri tarafından yoğun güvenlik önlemleri alındı.
CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun savunma yapmaya gelmesine saatler kala destek amacıyla Ankara Adliyesi önünde toplanan vatandaşlar, “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.
KILIÇDAROĞLU ADLİYE BİNASINA GELDİ
Kemal Kılıçdaroğlu saat 13:40'da duruşma salonunun bulunduğu adliye binasına geldi.
Kalabalık Kılıçaroğlu'nun aracından inmesinden itibaren 'hak hukuk adalet' sloganları ile eski genel başkanlarına destek verdi.
Bu arada, güvenlik kuvvetleri sabahın erken saatlerinde adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı.
ÖZGÜR ÖZEL BÖYLE KARŞILANDI
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Kemal Kılıçdaroğlu'na destek için duruşmanın görüleceği adliyeye geldi. Özel, Ankara Adliyesi'ne "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganlarıyla giriş yaptı.
KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇOK SERT SAVUNMA...
Kılıçdaroğlu mahkemede suçlamalara karşı savunma yapıyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun savunması...
Konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi: Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil,
işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.
İkincisi: Maruz bırakıldığım bu hukuksuzluğun öznesi ve sebebi olmadığınızı biliyorum.
Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur.
Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk.
Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma
fırsatı sunmuştur.
Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni; Erdoğan'a "Başçalan, Hırsız ve Başhırsız" demiş olmamdır.
Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın
olmadığını söylemek isterim.
Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, "Rüşvet suçundan" çıkmadım.
Ne mutlu ki bana, "yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız" olarak
karşınıza çıkmadım
Ve yine ne mutlu ki bana Sayın Yargıç, karşınıza "Vatana ihanetten" de çıkmadım.
Karşınıza Sayın Yargıç, "Hırsıza hırsız " dediğim için çıktım.
Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum;
"Oğlum evdeki paraları sıfırladın mı " diyen adam hırsızdır.
"Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır" diyen adam zengin olmuş ise
Sayın Yargıç, buradan tekrar söylüyorum Başçalandır - Hırsızdır.
Sayın Yargıç;
Ben Kemal Kılıçdaroğlu..!
Maliye Bakanlığında hesap uzmanlığı,
Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptım.
Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunda Genel Müdürlük ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Müsteşar yardımcılığı yaptım.
Siyaset arenasına girmeden önce Üniversitede ders verdim.
Milletvekilliği ve Grup Başkan Vekilliği yaptım.
Daha sonra üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanlık görevini 13 yıl boyunca yerine getirdim.
Sayın Yargıç,
Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim.
10 binlerce memura amirlik yaptım.
Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim.
Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur.
Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç.
68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim.
İdamlara tanıklık ettim.
Daha sonraları anladım ki,
Sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu.
Düşmanlarımızın ise tek olduğunu.
Aslında, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan Emperyalistlerdi bizim tek düşmanımız.
O kara günler geçtikten sonra, darbeler ve idamlar sürecini çok düşündüm ve tek bir şeye
İnandım…
"Biz; sağcı-solcu, seküler-dindar, Alevi-Sünni, Türk-Kürt- " değildik.
Biz, Dünyanın en güzel toprakları olan bu vatanda, barış, kardeşlik, huzur ve bereket
içerisinde yaşama mücadelesi veren, ama İşgalci güçler ve onların içimizdeki işbirlikçileri eliyle
birbirini öldüren…
Gençlerini uyuşturucu baronlarının eline terk etmiş, çocuklarının eğitim-sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayamayan, gelişmiş dünyanın çoktan unuttuğu saçma konular yüzünden kutuplaşmış, emeklisi aç, hastası tedavi edilemeyen, sınırları korunamayan, emeği sömürülen,
insanlık onuruna yakışan bir hayattan çok uzaklaşmış, ağız dolusu gülmeyi unutmuş, 85 milyon ve tek millet olan kardeşler olduğumuza inandım.
Anlatacağım Sayın Yargıç, sizde bunu aziz millet adına ve tarih önünde kayıtlara geçirin.
Herkes iyi dinlesin! Bu sözlerime kulak versin!
Sayın Yargıç bu anlatacaklarımın dava konusu ile ne alakası var demeyin.
Bakın yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor!
Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyenler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.
Bakınız, Büyük Ortadoğu Projesi'nin 2. fazına geçildi.
Emperyalistlerin, işgalcilerin ve Vatanımızda-Çocuklarımızda-Geleceğimizde ve canımızda gözü olan düşman cephesinin kurduğu planın ilk aşaması tamamlandı. Şimdi ikinci aşaması uygulamaya kondu…
85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum; Büyük Ortadoğu Projesinin ilk aşaması şudur;
Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri, teröre ve uluslararası suç teşkil edecek işlere girmesini sağladıkları, ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandıracak
"Tek Adam" rejimi kurmaktı. Ve en önemlisi; ülkedeki bütün güçleri teslim alabilecekleri" bir tek adamda birleştirmekti.
İlk faz tamamlandı.
Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde birleştirdikleri 'tek adam ve saray rejimi'ni
kurdular.
Hatırlayın! Çıkarlarımız gereği kabul etmediğimiz ilk tekliflerinde Trump, Erdoğan’a ne dedi?
"Mal varlığını araştırırım".
Teslim alınmış ve bütün yetkileri elinde bulunduran "saray" ne yaptı?
İstediklerini derhal yerine getirdi.
Hatırlayın Sayın Yargıç!
"Bu can bu bedende olduğu sürece o papazı vermem" diyen Erdoğan, ne oldu da bir anda
çark etti?
Henüz mahkeme saati dahi gelmemişken, Rahip Brunson'ı götürecek uçağı kapımıza
yollamışlardı bile…
Sayın Yargıç,
Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump
tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan'ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece
biz değil bütün dünya biliyor.
Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez.
Bu da tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir.
İŞİD terör örgütü ile petrol alışverişi yapan damadına ait TIR konvoyunun uydu görüntüleri
ve ticaret yaptıkları belgelerde bir başka devlet tarafından kullanılarak tavizler alınıyor.
Damadı üzerinden Putin'in, çocukları üzerinden Trump'ın, çeteleri yüzünden İsrail'in teslim
aldığı bir Erdoğan ve ilk aşaması tamamlanmış bir B.O.P var karşımızda.
Hiç kimse unutmasın ki;
Yolsuzluklarla, devleti soyanlara suskun kalanlar onurlarını kaybederler. Biz onurlu insanlarız. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız. Beni en iyi devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi araştırdılar…
Sayın Yargıç;
Siyaset kurumu devleti soymanın bir aracı değildir.
Siyaset halka hizmet etmektir.
Sayın Yargıç,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölme ve parçalama projesinin 2. aşaması başlıyor.
Bakınız, BOP’un 2. Aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu haline getirilmiştir? Ne acıdır ki para uğruna Türkiye’ye “Geri Kabul Anlaşması” imzalatılmıştır.
Sayın Yargıç Unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı nüfus olarak büyütüp,
ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin
ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet etmiş olursunuz. Açıkça söylüyorum bugün
için yapılan budur.
Bakınız bugün devletimiz borçlandığı her 100 lira karşılığında 135 lira faiz ödüyor.
Bakınız! Lütfen dikkat ediniz, Bunu herkesin duyması ve bilmesi gerekiyor!
Her 100 lira için 135 lira faiz ödüyoruz.
Çok değil daha bir kaç yıl önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından 128 Milyar dolar buharlaştırıldı.
Sayın Yargıç, tekrar ediyorum.
Millete ait 128 Milyar Dolar para, yandaşa ve 5'li Çetelere arka kapıdan satılarak yok edildi.
Bir vatansever için ne kadar acı bir tablo değil mi?
Borçlanıyor ve borcumuzu ödeyemez hale geliyoruz. Bunun ekonomi bilimindeki
en basit karşılığı şudur ; "Para alan, emir alır."
Ödeyecek paranız yoksa elinizdeki toprakları vermek zorunda kalırsınız.
Kısa, öz ve direk söylüyorum!
Erdoğan, Kıbrıs ve Ege de taviz ve toprak verecek.
Kendisi daha ilk yıllarında dahi bu amacını dile şöyle dile getirmişti.
Hatırlayın!
"Gerekirse Kıbrıs'tan bir kısım toprakta verilebilir" diyen Erdoğan,
"Emir komuta merkezim isterse Papaz elbisesi giyerim" diyen Erdoğan,
"Hem laik hem Müslüman olunmaz" diyen Erdoğan,
"Valilere çukurlar eşilirken, dokunmayın talimatını ben verdim" diyen Erdoğan,
"Ne istediler de vermedik, bitsin bu hasret dön gel " diyen Erdoğan,
Kurucu irademiz ve liderlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e "Ayyaş" diyen Erdoğan,
Dolayısıyla Erdoğan; Ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir.
BOP’un 2. Aşaması Kıbrıs ve Ege’den toprak ve taviz vererek tamamlanmayacak Sayın Yargıç!
Devam edecek.
Ülkemize sokulan ve sayısı belli olmayan ama on milyonlarla ifade edilen, geri kalmış dünyanın hemen her tarafından yurdumuza gelen, eğitimsiz, kayıtsız, geçmişi bilinmeyen ve içerisinde çok sayıda cihatçı olduğu tahmin edilen, milyonlarca sığınmacı, emperyalistlerin Erdoğan eliyle ülkemiz üzerinde kurduğu korkunç tablo bir beka sorunudur.
Sayın Yargıç, lütfen söylediklerimi dikkatlice kayıt altına alın!
DAVA NEDEN AÇILMIŞTI?
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında siyasi yasak ve 11 yıl 8 ay hapis istenen dava kapsamında bugün saat 14.00'te hakim karşısına çıkacak.
Eşi ve çocuklarıyla duruşmaya katılacak olan Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yalnız bırakmayacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, Almanya'daki bir panel dolayısıyla yurt dışında olacağı için duruşmaya katılmayacak.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın da duruşmaya katılması bekleniyor.
Söz konusu dava 17-25 Aralık sürecinde Kılıçdaroğlu'nun dönemin Başbakanı Erdoğan'a yönelik ifadeleri nedeniyle açılmıştı. Kılıçdaroğlu'nun duruşması saat 14'te 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilecek.
Kılıçdaroğlu, dava sürecine ilişkin sosyal medya hesabından "Safları sıklaştırın" başlıklı bir video yayınlamıştı. O paylaşımın ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “Bizim safımız belli, bu milletin tam yanı” ifadesini kullandığı mesajı dikkat çekmişti.
Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu'nun dav öncesi Ankara'daki evinin önünde sabah saatlerinden itibaren toplanmalar başladı.
İstanbul'dan giden CHP'liler Kılıçdaroğlu'na destek vererek dava öncesinde beklemeye başladılar.