Endişelerin başında projenin altın madenine evrilmesi ihtimali geliyor.
Halilağa madeninin ilk sahipleri olan Kanadalı şirket, burayı Türkiye'nin batısında keşfedilen ilk "bakır- altın" yatağı olarak tarif etmişti.
Cengiz Holding ise projenin sadece bakır madeniyle sınırlı olacağını vurguluyor.
Halilağa madeni projesi Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Hacıbekirler, Muratlar ve Halilağa köylerine yayılıyor.
2012'den bu yana yasal mücadelenin sürdüğü proje için Kasım başında ağaç kesimine başlandı.
Büyük bir bölümü ormanlarla kaplı bu bölgede, tarım ve hayvancılık yoğun olarak yapılıyor.
TEMA Vakfı'nın Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) verileriyle hazırladığı raporuna göre Kaz Dağları yöresinin yüzde 79'u madene ruhsatlı.
Yöre, ihale, arama ve işletme safhalarında 1,500'den fazla ruhsata bölünmüş durumda.
Raporda, bu yoğunluktaki madencilik faaliyetinin yörenin ekolojik, kültürel ve ekonomik yapısını büyük ölçüde tahrip edeceği ifade ediliyor.
Danıştay'a yaptıkları itiraz başvurusunun sonucunu bekleyen altı STK ve 80'dan fazla yöreli, bu ve benzeri projelerin Kaz Dağları'na ''telafisi mümkün olmayacak zararlar'' vereceğini savunuyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Truva Bakır Maden, projenin ormansızlaşmaya yol açmayacağını ve "tamamlanan alanların rehabilite edileceğini" savunuyor.
'Türkiye'nin batısındaki ilk bakır-altın yatağı'
BBC Türkçe'nin incelediği Ticaret Sicil kayıtlarına göre Halilağa maden projesinin bugünkü sahibi olan Truva Bakır Maden İşletmeleri A.Ş. 2007 yılında Kanadalı madencilik şirketleri Teck Resources ve Liberty Gold ana ortaklığında kuruldu.
İki şirketin yöneticileri 2015 yılında Kanadalı bir madencilik yayınına verdikleri röportajda, Halilağa'nın Türkiye'nin batısında keşfedilen ilk "bakır- altın" yatağı olduğunu söylüyordu.
Röportajda Halilağa'nın yaklaşık 14 yıllık ömründe 353 bin tondan fazla ticari bakır ve 924 bin ons altın üreteceği tahminine yer verilmişti.
Yöneticiler, Kaz Dağları'nda henüz keşfedilmemiş cevherler olduğu öngörülerini de paylaşmıştı.
Halilağa projesi, 2019 yılında 55 milyon dolar nakit karşılığında Cengiz Holding'e satıldı.
Şirketin ''Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi” projesi için 2020'de başlatılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci 2021 tarihinde olumlu sonuçlandı.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve köylülerin eşzamanlı olarak sürdürdüğü yasal mücadele, 2023'te şirket lehine sonuçlandı.
Doksan beş davacının Temmuz ayında Danıştay'a yaptıkları itirazla ilgili süreç devam ederken, Kasım ayı başında Halilağa bakır madeni projesi için ağaç kesimine başlandı.
Kazdağları Ekoloji Platformu adlı dayanışma grubunun sosyal medyada paylaştığı videoda bölgede yaşayan köylülerin kesilmiş ağaçları gördüklerinde yaşadıkları şaşkınlık görülebiliyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, proje alanında özel mülkleri olan köylülerin bazılarının projeye karşı çıktığını, buna rağmen şirketin gerekli izinleri alabilmesine itiraz ettiklerini belirtiyor.
Doğan, bu nedenle sağlık koruma bandı çekilemeden çalışmaların başladığını, bazı köylülerin tarlalarına girip çıkmaya devam ettiğini anlatıyor.
Sağlık koruma bandı, bu tip işletmelerin etrafında çevre ve toplum sağlığına yapacağı kirletici etkiler dikkate alınarak bırakılması gereken alanı ifade ediyor.
Truva Bakır Maden, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, proje alanındaki şahıs parselleri için 72 mülk sahibinden 53’ü ile anlaşma yapıldığını, kalan 19 parsel için kamulaştırma işlemlerinin devam ettiğini belirtti.
''Mahkeme sonuçlanıncaya kadar bu kesimlerde çalışma yapılması söz konusu değildir. Mevcut durumda çalışmalarımız, sadece anlaşmaya vardığımız parsellerde yapılmaktadır'' diye ekledi.
BBC Türkçe'nin ulaştığı Hacıbekirler köyünde isminin açıklanmasını istemeyen bir köylü, proje için ''hiçbir zaman izin vermeyeceğini'' ve kendi mülkünde kesim olmadığını söyledi.
Hacıbekirler köyünden bir başka kişi, Gülferit Güven, ise 12 Kasım'da Danıştay önündeki protestoda ''Çöl olmak istemiyoruz. Biz kasabalarda, betonlarda yaşayamayız. Biz köyümüzde bir odada yaşamaya alışkınız. Biz hayvanlarımızla yaşamaya alışkınız.... Bizi felakete sürüklüyorlar. Bizi felakete sürüklemesinler...'' diyerek tepkisini göstermişti.
Ne kadar ağaç kesilecek?
Truva Bakır Maden'in Orman Genel Müdürlüğü'ne dayandırdığı verilere göre Halilağa'da üretim yapacağı maden sahasında 155 bin adet ağaç var.
Şirket, kesilen sahaların rehabilitasyon çalışmaları için 104 milyon TL'yi projenin başında peşin olarak ödediğini belirtiyor.
Truva Bakır, iki yıl arazi hazırlık ve inşaat dönemi, 15 yıl işletme dönemi ve iki yıl kapatma dönemi olmak üzere toplam 19 yıl sürmesi planlanan proje kapsamında söz konusu ağaçların tek seferde değil, proje ömrü süresince "kademeli olarak" kesileceğini söylüyor.
Şirket "tamamlanan alanları rehabilite" edeceğini, toplamda kesilecek 155 bin ağaç karşılığında ihtiyaç olan alanlarda 1 milyon ağaç dikileceğini taahhüt ettiğini vurguluyor.
Peki şirketin bundan önce rehabilite ettiği bir maden sahası var mı?
Truva Bakır Maden bu soruya, Cengiz Holding bünyesindeki Eti Bakır A.Ş.'nin Türkiye’nin farklı bölgelerindeki işletmelerinde bugüne kadar yaklaşık 3,8 milyon metrekare alanın rehabilite edildiğini söyleyerek yanıt veriyor.
Şirket Kastamonu-Küre'deki bakır madeninde tamamlanan alanlarda, rehabilitasyon çalışmaları sonrasında ağaç varlığının bölge ile uyumlu bir şekilde büyüdüğünü söylüyor.
Ancak Kaz Dağları'ndaki yerli halkın endişeleri devam ediyor.
Süheyla Doğan, proje alanının 1980'lerde yangın görmüş bir bölge olduğunu ve 40-50 yaşındaki bir ekosistemi, yıllar sonra yeni ağaçlar dikerek eski haline getirmenin ''hikaye'' olduğunu düşündüğünü belirtiyor.
Kirazlı'da ne olmuştu?
Süheyla Doğan, yerleşim yerleri yakınındaki madenlerde yapılan amaçlı patlatmaların tüm canlılar için ciddi sağlık tehditleri oluşturabildiğini hatırlatıyor.
Maden projelerinin geçici istihdam yaratsa da ''uzun vadede insanları yerinden yurdundan ederek bir kaosa yol açtığını'' savunuyor.
''En basitinden Ezine peynirinin üretimi için süt, Muratlar ve Hacıbekir köylerinden sağlanıyor... Burada ciddi bir kimyasal kirlilik riskiyle karşı karşıya kalacaklar'' diye ekliyor.
Projeye karşı davacı STK'lardan biri olan TEMA Vakfı, maden sahasındaki üç köyün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Vakıf, ''Halialağa Kirazlı olmasın'' sloganıyla bir kampanya yürütüyor.
Truva Bakır Maden, projenin Hacıbekirler köyüne 0,73 km, Muratlar köyüne 1,74 km, Halilağa köyüne 4,42 km mesafede yer aldığını belirtiyor.
Çanakkale'nin Kirazlı köyünde Kanadalı Alamos Gold şirketinin altın madeni projesiyle ilgili yasal mücadele uzun süre devam etmiş ve 2019 yılında dolan ruhsatı yenilenmemişti.
Yaklaşık 230 bin ağacın kesildiği arazinin rehabilitasyonu için Tarım ve Orman Bakanlığı'na "çok kez'' başvuru yaptıklarını söyleyen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, başvurularına "ödenek bulunca yapılacağı" yanıtını aldıklarını söylüyor.
Bölgenin rehabilitasyonu halen yapılmadı.
Süheyla Doğan, Kirazlı'da bazı yerlerde yaşamın yeniden canlandığını ancak maden projeleri için bazı alanlarda bitkisel tabakanın tamamen sıyrıldığını ve buraların asla eski haline dönmeyeceğini söylüyor.
Projeyle ilgili bir diğer önemli endişe de ilerleyen dönemlerde altın madenciliğinin yeniden gündeme gelmesi.
BBC Türkçe'ye konuşan Süheyla Doğan altın madenciliğinin kamuoyundaki kötü şöhretinden dolayı bugün gündeme getirilmediğini savunuyor.
Son olarak Anagold Madencilik'in 2010 yılından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni'nde 13 Şubat'ta liç kütlesinin kaymasıyla dokuz işçi hayatını kaybetmişti.
Fırat Nehri’ne 300 yüz metre kadar mesafeye kurulu maden daha önce sızıntı nedeniyle ceza almıştı.
Truva Bakır Maden, ÇED raporunda da "açıkça belirtildiği gibi" burada bakır madeni işletmeciliği yapılacağını ve bunun dışında bir faaliyetin söz konusu olmadığını belirtti.
(BBC Türkçe)