İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle istemiyle yargılandığı davanın hakimi Samsun'da görevlendirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın seyri açısından kritik bir gelişme yaşandı.
Korkusuz gazetesi yazarı Barış Yarkadaş, iktidarın yakından izlediği davada 1 Haziran'da karar çıkmasının beklendiğini, hakim Hüseyin Zengin'in 'erteleme' kararının şaşkınlığa yol açtığını belirterek şunları kaydetti :
"Adli çevreleri iyi bilen bir dostumu aradım ve 'Karar neden çıkmadı?' diye sordum. Yargı çevrelerinde etkili olan kaynağım, 'Hakim Bey, belli ki bunaldı. İktidar bu işin bir an önce sonuçlanmasını istiyor. İddialara göre, Ekrem Bey’e 2 yıl ceza vermesi yönünde ciddi telkinler var. Hakim Bey’in yakın çevresine telkinlerden dolayı bunaldığını söylediğini biliyorum. Davayı erteleyerek zaman kazanmak istiyor olabilir' dedi. Kaynağım, 'Çok bunalırsa tayinini de isteyebilir. Böyle şeylere çok tanık olduk' ifadesini kullandı.
'İSTEMEDİĞİ HALDE SAMSUN'DA GÖREVLENDİRİLDİ'
Bu konuşmanın üzerinden neredeyse 50 gün geçti…
Biz gözlerimizi 21 Eylül’e çevirmişken, önceki gün arayan başka bir kaynağımın verdiği bilgi ise olayın seyrinin değiştiğini gösteriyordu.
Hukukçu kaynağım, 'Ekrem Bey’in davasına bakan hakimin tayinini çıkardılar. Hakim Bey, Samsun’da görevlendirildi' bilgisini verdi.
Ankara’da yaşayan ve adli çevrelerdeki gelişmeleri yakından takip eden kaynağım, 'Hakim Bey bu tayini istemiyormuş. Ancak buna rağmen, duruşmadan iki hafta sonra, 19 Haziran 2022 tarihli kararname ile görev yeri değiştirilmiş' dedi.
HSK NE DİYECEK?
Kaynağımın iddiasına göre, beklemediği bir anda tayini çıkarılan Hakim Zengin, itiraz için Hakim ve Savcılar Kurulu'na (HSK) başvurmuş.
Yakın çevresi ve mesai arkadaşlarına iktidarın adliye içindeki uzantılarının davaya yönelik ilgisinin kendisini bıktırdığını söylediği belirtilen Hakim Zengin, buna rağmen Kartal Adliyesi’ndeki görevinde kalmak istiyormuş. Kaynağıma göre, Hakim Zengin, mevcut görevinde kalabilmek için HSK’ya giderek sözlü talepte de bulunmuş.
'İSTEĞİN DIŞINDA GÖNDERİLDİĞİN HER YER SÜRGÜNDÜR'
Ankaralı kaynağıma 'Hakim Bey’in Samsun’a gönderilmesi nasıl yorumlanmalı?' diye sordum. Yargıda yaklaşık 35 yıl aktif görev alan ve şu an büyük bir şirkete danışmanlık yapan kaynağım, 'İsteğin dışında gönderildiğin her yer sürgündür' cevabını verdi. (...)"
DAVA HAKKINDA
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Savcı, hapis cezasının yanı sıra İmamoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'siyasi yasak' içeren 53. maddesinin de uygulanmasını da istiyor.
Peki ne olmuştu?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019'da İmamoğlu’nun Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşmayı hedef alarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” ifadesini kullanmıştı.
İmamoğlu, gazetecilerin Soylu'nun bahsi geçen sözleriyle ilgili sorusu üzerine "31 Mart’ta seçimi iptal edenler, dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüze baksınlar. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” tepkisini göstermişti.
'AHMAK KELİMESİNİN MUHATABI SÜLEYMAN SOYLU'DUR'
Soruşturmanın davaya dönüşmesi sonrası İmamoğlu, ocak ayında Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ara celsesinde kendisini şöyle savunmuştu:
"Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım.
Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK'nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim."