Araştırma, artan iklim kaynaklı felaketler ve bunun kız çocuklarının hakları için nasıl acil durum noktaları yarattığı arasındaki bağlantıyı vurguluyor.
Yeni bir raporda, hem iklim krizinin hem de çocuk yaşta evliliğin yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalmanın ekstrem riskini taşıyan kız çocuklarının sayısının 2050'ye kadar yaklaşık 40 milyona yükseleceği uyarısı yapıldı.
Tahminen 29,9 milyon ergen kız çocuğu hem erken evlilik hem de yaşamı değiştiren iklim felaketleri riskinin en yüksek olduğu ülkelerde yaşarken, bu sayının yaklaşık yüzde 33 artması bekleniyor.
Save the Children'ın kıdemli danışmanı Shruti Agarwal, "Kız çocukları için riskler gerçek. Bu, güvenli hizmetlerin eksikliğinin ve aşırı kalabalığın onları savunmasız bıraktığı, bir felaket sonrasındaki kaotik durumda kız çocuklarının karşılaştığı cinsel taciz ve istismar riski" dedi.
Aileler yıllarca süren kuraklık nedeniyle yoksulluğa itilip hangi boğazın doyurulacağının imkansız kararını vermek zorunda bırakılırken, 18 yaşına gelmeden evlenmeye zorlanıyorlar. Küresel iklim krizi kız çocuklarının hayatlarını ve geleceklerini halihazırda değiştiriyor. Ancak bu orantısız etkilere rağmen, dünya genelindeki ulusal iklim planlarının yüzde 2'sinden daha azında kız çocuklarından bahsediliyor.
Mevcut harcamalar çocukları neredeyse tamamen göz ardı ediyor, bunun değişmesi gerek.
Küresel sivil toplum kuruluşu Save the Children'ın salı günü yayımladığı rapora göre, iklim krizi karşısında son derece savunmasız olan ve halihazırda artan etkilerle sarsılan Bangladeş, Çad ve Gine başta olmak üzere Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki ülkeler bu krizden en ağır şekilde etkilenecek.
"Girls at the centre of the storm: Her planet, her future, her solutions" (Fırtınanın merkezinde kız çocukları: Onun gezegeni, onun geleceği, onun çözümleri) başlıklı rapor Uluslararası Kız Çocukları Günü arifesinde yayımlandı.
Araştırma, artan iklim kaynaklı felaketlerle bu felaketlerin kız çocuklarının hakları açısından nasıl acil durum noktaları yaratıp bu bölgelerde kız çocuklarının karşılaştığı zorlukları nasıl daha da arttırdığı arasındaki bağlantıyı vurguluyor.
Yoksulluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çatışma ve açlık, sorunu daha da derinleştirerek kız çocuklarını hem çocuk yaşta evliliklere hem de iklim krizinin etkilerine karşı daha savunmasız hale getiriyor.
Genç yaşta evlendirilen kızların eğitimlerine devam etme olasılığı çok daha düşük ve bunun ekonomik etkileri yaşam boyu sürüyor. Genellikle izole ediliyorlar ve daha yüksek fiziksel ve cinsel şiddet riski altındalar. Save the Children, çocuk gelinlerin hamilelik ve doğum sırasında tehlikeli komplikasyonlar yaşama riskinin de daha yüksek olduğunu belirtiyor.