Toplumun sağlığını korumaktan ziyade yaşam tarzına müdahale edildiğini düşünenlerin sayısı, azımsanamayacak seviyede. Alkol ürünlerindeki fiyat artışlarının tüketimi düşürmediği, aksine merdiven altı üretimi artırdığı savunuluyor
Türkiye'de yasal bir tüketim ürünü olan alkollü içeceklere gelen üst üste zamlar, kamu için önemli bir gelir kalemi.
Öyle ki 2022 yılında alkol ve tütünden elde edilen özel tüketim vergisi (ÖTV) geliri, 145 milyar Türk lirasına yükseldi.
Hükümet alkollü içeceklerin yüksek oranda vergilendirilmesi yoluyla halk sağlığının korunmasının amaçlandığını savunsa da toplumun bir kesimi bu görüşe katılmıyor.
Onlar, "fahiş" olarak nitelendirdikleri alkollü içecek zamlarının toplum sağlığıyla ilgili olmadığını, hükümetin bunu "yaşam tarzına müdahale" enstrümanına dönüştürdüğünü ileri sürüyor.
Alkollü içecek zamlarının yüksekliğine tepkiler peş peşe geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da geçen hafta, "Alkollü içeceklere yapılan zamlar yıldırmadır, zulümdür" açıklamasında bulunarak bu görüşü destekledi.
Genç Parti Kurucu Başkanı Cem Uzan ise alkollü içeceklerden alınan özel tüketim vergisinin sıfırlanması vaadinde bulundu.
Change.org sitesinde de bugünlerde alkollü içeceklerdeki zamlara yönelik bir imza kampanyası yürütülerek alkollü ürünlerdeki verginin "ölçülü" bir seviyeye getirilmesi talep ediliyor.
Vergi miktarı oranı yüzde 250'yi aştı: Vergisiz 114, satışta 408 lira
Mevcut durumda alkollü içeceklerde vergi oranı yüzde 250'yi geçti.
Örneğin 45 derece alkollü 70 cl bir şişe rakının vergisiz fiyatı 114 lira ancak satış fiyatı 408 lirayı buluyor yani vergi miktarı yüzde 258'e çıkıyor. Yani vatandaş, çıplak fiyatın 2,5 katını vergi olarak ödüyor.
Sahte içki ölümleri: 3 yılda 232 kişi yaşamını yitirdi
Vergi yüksekliği nedeniyle bandrollü ve yasal alkollü içeceklere erişim düştükçe merdiven altı üretimin artacağı endişeleri de hakim.
Sahte içki karaborsasının hareketlendiğini savunanlar, bu durumu önlemenin yolunun vergi "külfetini" makul seviyeye çekmekten geçtiğini ileri sürüyor.
Alkol kaynaklı can kayıplarına dikkat çekilirken, 2020'de 92 kişinin sahte içkiden zehirlenerek yaşamını yitirdiği, bu sayının 2021'de 102, 2022'de ise 38 olduğu belirtiliyor.
"Yüzde 250'lik vergi oranı kabul edilemez"
2020 yılından beri Türkiye'deki kaçak içki verilerini izleyen Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu Genel Başkanı Çağın Terkoğlu da vergilerin yasadışı faaliyetleri artıracağı görüşünde.
Özendiriciliği azaltma hedefinin gerçekçi olmadığını savunan Terkoğlu, mevcut durumda alkol tüketiminin diğer ülkelere kıyasla çok da yüksek olmadığını savundu.
2022'de 47 Avrupa ülkesinin ele alındığı verilere göre Türkiye'nin alkol tüketiminde sonuncu, alınan vergide ise 3. durumda yer aldığını dile getiren Terkoğlu, Dünya Bankası'nın 2018 raporuna göre ülkede kişi başı saf alkol tüketimi 2 litreyken, dünya ortalamasının 6 litre olduğunu ifade etti.
"İnsanlık dışı" vergilerle toplumun yaşam tarzına müdahale edildiğini ileri süren Terkoğlu, yüksek fiyatların alkol tüketimini düşürmekten ziyade insanları yasadışı alternatiflere yönelttiğini ileri sürdü.
6 ayda bir gelen otomatik vergi zammından vazgeçilmesi çağrısı yapan Terkoğlu, ürün fiyatını aşan, hatta yüzde 250'ye tekabül eden vergi oranı kabul edilemez olduğunu savundu.
"Muhalif siyasetçilerin sessizliğinden şikayetçiyiz"
Geçen hafta CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bu konudaki söylemine kadar muhalif siyasetçilerin sessiz kaldığı gerekçesiyle eleştiride bulunan Terkoğlu, bir konuda yanlış anlaşılmak istemediğini de kaydetti:
Bizler, alkolizmi savunmuyoruz. Yasal tüketim ürünündeki adaletsiz vergi politikasına tepki gösteriyoruz. Alkolü savunmak, kötülüğü savunmak olarak algılanıyor, itirazımız buna. Hak ve özgürlük temelli bir kampanya yürütüyoruz. Adaletsizliğe karşı ses çıkarılmasını istiyoruz. Kılıçdaroğlu'nun söylemi önemli, muhalefet tarafında bu duruşun korunması gerekli."
"Kaçak içki üretimi son zamlarla daha da artacak"
Çağın Terkoğlu'na göre katlanan vergilerle insanlar alkollü içecek tüketmekten vazgeçmeyecek, farklı alternatiflere yönelecek. Son zamlarla içme oranının düşmeyeceği ve kaçak içkiye yönelimin artacağını savunan Terkoğlu, bu durumun ekonominin çarklarına da olumsuz etkileri olacağı iddiasında bulundu:
Sonuçta alkollü içki de bir sektör. Tarım sanayicileri, üreticiler, tekel bayii, distribütörler, restoranlar, butik satıcılar derken milyonlarca insan ekmek yiyor. Vergilerin yüksekliği, kara borsa faaliyetini artırıyor."
"Vergisi ve satışı helal ama içmesi haram; bu ideolojik değil de nedir?"
Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş da "fahiş" olarak nitelendirdiği zamlara tepkili.
Bu vergilendirmelerin toplum sağlığını düşünüldüğü için değil, rövanşist bir tutum sergilenerek yaşam tarzına müdahale amacıyla yapıldığını ileri süren Aybaş, mart ayında eylem hazırlığında olduklarını söyledi.
Aybaş tepkisini şu ifadelerle aktardı:
Vergisi ve satışı helal ama içmesi haram. Bu ideolojik değil de nedir? Vergilendirilmiş alkol, ülkemizde caizdir. Aksini iddia ediyorlarsa içkiden vergiyi kaldırsınlar. Alkolde ÖTV'yi kaldıranın yüzde 10 blok oyu garanti. Doğalgaz ve elektriğe de zam geliyor, orada da mı toplum sağlığı düşünülüyor? Ortada toplum faydasına uymayan bir durum var. Vatandaşın sağlığını korumak istiyorsan doğru fiyatlandırma yap. Bu ülkede üretiliyor bunlar. Dünyada üzüm üretiminde ilk 5'teyiz ama bandrol kotası var, o nedenle Avrupa'ya satılıyor."
"Avrupa'da 12 euro, burada 450 TL"
Sosyal medya hesabında zamlı fiyat listesini paylaşarak tütün ürünlerinin reklam ve tanıtımını yaptığı suçlamasıyla ekim ayında 253 bin 300 TL para cezası kesilen Özgür Aybaş, Türkiye'de üretilen Yeni Rakı Avrupa'da 12 eurodan satılırken, burada yeni zamla 450 TL'yi bulduğunu kaydetti.
"70'lik rakıda bir kadehi sizin, gerisi devletin"
Avrupa'ya gönderilip ulaşım maliyeti içermesine rağmen ürünün çok daha ucuza gelmesini eleştiren Aybaş, "Bir 70'lik rakıda bir kadehi sizin, gerisi devletin. Asıl alkolik olan devlettir" yorumunu yaptı.
Türkiye'deki alkolik sayısının yüksek olmadığını, çoğunlukla sosyal içiciliğin tercih edildiğini ileri süren Özgür Aybaş, kaçak içkinin hem ölümlere hem de vergi kaybına neden olduğunu aktararak, "yanlış politikaların yürütüldüğü"nü savundu.
"Böyle giderse 70'lik rakı 3 aya 1000 TL olur"
Tekel bayileri ve alkol satışı yapan yerlerle, tüketicilerin vermiş olduğu vergilerle ülkenin ayakta kaldığını savunan Aybaş'a göre böyle giderse 70'lik rakı 3 aya 1000 TL olacak.
Muhalefete sessiz kalmaması çağrısı yapan Aybaş, Türkiye gibi laik bir ülkede 'muhafazakârlar tepki göstermesin' diye susmanın etik olmadığını, herkesin birbirine saygılı davranması gerektiğini belirtti.
"Yanımdaki meyhanede, restoranda içilebiliyor ama benim vermem suç sayılıyor"
Saat 22.00'den sonra alkol satmanın cezasının 1 milyon 60 bin TL'ye yükseltildiğini de belirten Aybaş, "Yanımdaki meyhanede, restoranda içilebiliyor ama benim vermem suç sayılıyor. Vergisini ödediğimiz bir ürünü neden satamayalım?" diye sordu.
© The Independentturkish