Hollanda'da faşist Özgürlük Partisi'nin (PVV) öncülüğünde kurulan hükümet, sığınma ve göçün önemli ölçüde sınırlandırılması için, bugüne kadarki en katı önlemleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yeni hükümet programına göre, sığınmacılar konusunda 'acil durum' ilan edilecek. Süresiz sığınma izni sona erecek. Suçlu yabancıların sınır dışı edilmesi kolaylaştırılacak. Aile birleşimi büyük ölçüde sınırlanacak.
BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın haberine göre, eski istihbarat servisi şefi Dick Schoof'un başkanlığında kurulan dört partili sağcı hükümetin programı, cuma günü açıklandı. Koalisyon anlaşmasında olduğu gibi, kesinleşen hükümet programının temelini, bugüne kadar Hollanda'da gündeme gelen en katı sığınma ve göç planı oluşturuyor.
OLAĞANÜSTÜ HAL KARARNAMESİ İLE 'SIĞINMA KRİZİ' İLANI
Hükümet programına göre, Başbakan tarafından yapılan çıkarılacak bir olağanüstü hal kararnamesi 'sığınma krizi' ilan edilecek. Hollanda Parlamentosu ile Avrupa Birliği'ni (AB) devre dışı bırakacak bu kararname ile Yabancılar Yasası'nın bir bölümü askıya alınacak. Hükümet programına göre, sığınma başvuruları daha sıkı bir şekilde ele alınacak. Sığınmacı kabulü büyük ölçüde azaltılacak. Süresiz sığınma izni kaldırılacak. Şu an olduğu gibi, 5 yılı dolduran herkese süresiz oturma izni verilmeyecek. Sığınmacılar, geldikleri bölgelerde durumun normale dönmesinin ardından menşei ülkelerine geri gönderilecek.
AİLE BİRLEŞİMİ ZORLAŞIYOR
Dini, siyasi ya da cinsel yönelim gibi nedenlerle sığınma başvurusu yapanlara, 'ikili statü sistemi' uyarınca savaş mültecilerinden farklı ve daha esnek bir tavır izlenecek. Aile birleşimi büyük ölçüde zorlaştırılacak. Bir sığınmacı ancak en az 2 yıllık bir oturma izni, evi, sabit ve yeterli geliri olması halinde aile birleşimi talebinde bulunacak. 18 yaşından büyük çocuklar, aile birleşimi kapsamına alınmayacak.
Terörizm ya da ciddi şiddet suçlarından mahkûm olan kişilerin Hollanda vatandaşlığı ya da oturma izni geri alınacak. Organize suça bulaşanların mal varlıklarına büyük ölçüde el konacak. İş göçü daha seçici hale getirilecek. Bilişim ya da diğer sektörlerde nitelikli iş gücünün ülkeye gelişine izin verilecek. Tarım sektörü ya da mezbaha işçiliği gibi düşük ücretli işlerde çalışanların Hollanda'ya gelişi zorlaştırılacak.
Aşırı sağcı Özgürlük Partisi üyesi olan Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber, katı sığınma ve göç planının, Noel tatilinden önce yürürlüğe girmesini istiyor. Hollanda'nın şu ana kadarki en katı göç planına sahip olduğunu vurgulayan aşırı sağcı bakan, "Seçmen biz bir görev verdi. Dümen değiştirilmeli ve göç derhal azaltılmalıdır" dedi.
MUHALEFETTEN MECLİSİN DEVRE DIŞI BIRAKILACAK OLMASINA TEPKİ
Muhalefet partileri, olağanüstü hal kararnamesi ile parlamentonun devre dışı bırakılacak olmasına tepki gösteriyor. Ancak hükümet, bu uygulamanın anayasaya uygun ve tamamen demokratik olduğunu savunuyor. Muhalafet partileri, yeni hükümet programının da, Hollanda'nın geleceğine ilişkin bir vizyonu bulunmadığını savunuyor.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof, hükümetin bu programla, kendisine duyulan güveni yeniden kazanmak istediğini söyledi. Devletin her zaman vatandaşın yanında olması gerektiğine işaret eden Başbakan, "Sorunları kararlı bir şekilde çözerek, insanların seslerinin duyulduğunu hissetmelerini istiyoruz" görüşünü dile getirdi.
Yeni hükümet programında, Ukrayna'ya verilen desteğin sürdürülmesi, sosyal konut sorunun hızla çözülmesi, dar gelirli ailelere enerji desteğinin sürdürülmesi, okullarda ücretsiz yemeğin kalıcı hale getirilmesi ve sağlık sigortası kişisel katkı payının 2027 yılından itibaren 385 eurodan 165 Euro'ya düşürülmesi gibi maddeler de yer alıyor.
Hollanda hükümeti, Geert Wilders liderliğindeki aşırı sağcı PVV'nin yanı sıra, Dilan Yeşilgöz liderliğindeki liberal sağcı Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD), merkez sağ Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) ve sağcı Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi'nden (BBB) oluşuyor. Hollanda tarihinin en sağcı hükümeti olan koalisyon, hem temsilciler meclisi hem de senatoda çoğunluğu elinde bulunduruyor.