İMO Başkanı Yüzgeç ve yapı denetim uzmanı Sakinci’ye göre, güçlendirilen binaların genel olarak içindekilerin sağ kalmasını sağladı. Yüzgeç, son dönemde "güçlendirme yapıyoruz" adı altında ortaya çıkan "simsarlara" karşı uyardı
Deprem kuşağındaki Türkiye'de riskli her binanın yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor.
Bu nedenle son yıllarda yapı güçlendirme de seçeneklerden biri olarak öne çıkıyor.
Yaşanan son depremde çoğunlukla eski binalar yerle bir olurken, bazı yeni yapıların da yıkıldığı görüldü.
Yıkımın önüne geçmek için depreme dayanıklı binalar inşa etmek lazım.
Ya da mevcut binaların elden geçirilerek güçlendirilmesi şart.
Ancak güçlendirme, ehil kişilerce yapılırsa faydalı oluyor.
Peki depremden etkilenen illerde daha önceden güçlendirmiş binalar sınavdan çıkabildi mi?
"En azından insanları içeriden canlı çıkardıkları kanaat olarak oluştu"
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Taner Yüzgeç, güçlendirilmiş yapıların depremdeki durumlarına dair ellerine geçmiş bir veri olmadığını söyledi.
Yine de göründüğü kadarıyla güçlendirilmiş yapıların peformanslarının kötü olmadığının dile getirilebileceğini belirten Yüzgeç, "Malatya'da bazı güçlendirilmiş okulların yıkıldığı yönünde haberler çıksa da bu doğru mudur yanlış mıdır bilemiyorum. Onun haricinde deprem bölgesinde güçlendirilmiş yapıların en azından içerisinden canlı çıkardıkları doğrultusunda kanaat genel olarak olmuştu bizde" dedi.
"Sağ çıkarır ama bina hasar da görebilir"
Yüzgeç'e göre güçlendirme bir hesaplama işi. Binaları güçlendirmenin temel nedeninin içindeki insanları bir depremde dışarıya sağ salim çıkarabilmek. Bina güçlendirilse dahi daha sonra içinde oturulamayacak şekilde hasar da görebilir.
Yüzgeç, bu konuda şu örneği verdi: "Hatay'da çevresindeki yapılar yıkılmasına rağmen güçlendirilmiş bir bina yıkılmadı. O bina ağır hasar gördü ancak içindeki insanları sağ salim çıktı."
"İnşaat mühendisliğiyle alakası olmayan insanlar da dolaşıyor ortalıkta"
Depremden sonra risk olan illerde kentsel dönüşüm kadar güçlendirme noktasında da arayışlar artmış durumda.
Ancak Yüzgeç, şu uyarıyı da ekledi:
Şimdi ortalıkta 'yaparız, ederiz' diyen epeyce simsar dolaşıyor. Üstelik inşaat mühendisliğiyle alakası olmayan insanlar dolaşıyor ortalıkta. Bunlara çok fazla itibar etmemek lazım. Bilgili ve bilinçli yapılması lazım bu projelerin.
"Binanın türüne göre de güçlendirme yapılıyor"
Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Sakinci aynı zamanda yapı güçlendirme alanında çalışan bir isim.
Güçlendirilmiş binaların genel olarak depremden yüzlerinin akıyla çıktığını iddia eden Sakinci, Hatay'da ODTÜ'lü hocaların yapmış olduğu güçlendirilmiş binanın yıkılmamasına karşın çevresindeki binaların yıkıldığını ifade etti.
Deprem yönetmeliğine uygun olarak güçlendirilen binalarda çökme olmamasının beklendiğini belirten Sakinci, güçlendirilse dahi binaların kimi binaların neden hasar alabildiğini şöyle açıkladı:
Bu binanın türüne de bağlı. Siz bir hastane ya da okul güçlendiriyorsanız onun sonrasında da hizmete devam edebilmesi gerekir. Biz bunlara bina önem katsayısı diyoruz. Bu yapılarda herhangi bir hasar da olmasın diye güçlendirme yapılıyor. Konut olan binalarda hasar olabilir ancak göçme olmayacak diye projelendiriliyor.
Sakinci, bunun nedenini ise maliyetlerle açıklıyor. Hiç hasar almama üzerine yapılacak bir güçlendirmenin de maliyetinin de yıkılmamasını amaçlayan bir güçlendirmeye göre ciddi farkları olabileceğine dikkat çekti.
Güçlendirme maliyeti çok arttığında binalarda "Bari yeniden yaptıralım" görüşü de ağır basıyor.
Güçlendirmenin maliyetlerine gelince o da yapılacak müdahalenin türüne göre değişse bile Sakinci'nin verdiği bilgiye göre en az 300 bin liradan başlıyor ve projenin sonlanması ortalama altı ayı buluyor.
"Türkiye'de güçlendirmeye bir antipati var"
Türkiye'de güçlendirmeye ilgi var mı sorusuna gelince. Sakinci Türk halkının güçlendirilmeye sıcak bakmadığı görüşünü dile getirdi.
"Birinci sebep Türkiye'de insanlar işlem görmüş bir aracı bile almaktan imtina ediyor" diyen Sakinci, "Türkiye'de güçlendirmeye karşı bir antipati var. Bu antipatinin sebebi yapılacak olan işçiliğe ve yapılacak olan mühendisliğe güvenmedikleri için oluyor bunlar. Güçlendirmeye sıcak bakıp bakmama mevzu tamamen duygusal" diyerek sözlerini tamamladı.