Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) 2 Mart'ta Gazze'ye havadan paraşütle gıda yardımı yapması insani yardım kuruluşları ve bazı Gazzeliler tarafından eleştiriliyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Ürdün Hava Kuvvetleri'yle ortaklaşa düzenlenen operasyona benzer çok sayıda yardım yapılacağını duyurmuştu.
Bundan kısa bir süre önce Gazze'de en az 112 kişi bir yardım konvoyuna ulaşmaya çalışırken yaşamını yitirmişti.
İsrail ordusu Filistinlilerin çoğunun izdihamda öldüğünü savundu, ancak yerel sağlık yetkilileri hastaneye getirilenlerin yüksek kalibreli cephaneyle vurulduğunu açıkladı. İsrail iddiaları araştırdığını söyledi.
ABD'nin ilk hava yardımı aynı zamanda Biden yönetiminden üst düzey bir bürokratın Gazze'de altı haftalık bir ateşkes anlaşmasının çerçevesinin hazır olduğunu söylemesinin ardından geldi.
Peki, ABD Gazze'ye havadan ne kadar yardım yaptı ve bu durum neden tartışmaya sebep oldu?
ABD Merkez Komutanlığı, Amerikan C-130 uçaklarının 38 bin adet öğünü Gazze'nin güneybatı kıyılarını indirdiğini açıkladı.
AP haber ajansına göre Amerikalı yetkililer vakumlu gıdaların bir gün boyunca alınması gereken kalori miktarını karşılayacak kadar yiyecek içerdiğini söyledi.
Daha önce Gazze'ye İngiltere, Fransa, Mısır ve Ürdün havadan yardım indirmişti ama bu ABD'nin yaptığı ilk hava yardımı.
Biden, ABD'nin "denizden bir yardım koridoru açmak için çalışmalarını iki katına çıkaracağını ve karayoluyla iletilen yardımları genişleteceğini" de söyledi.
Gazze'ye yardım çoğunlukla İsrail ve Mısır'ın kontrolündeki sınır kapılarından karayoluyla yapılıyor.
Bu kapıların birçoğu savaş süresince kapalı kaldı ve Gazze'ye sınırlı yardım girebildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Gazze'nin 2,3 milyonluk nüfusunun dörtte birinin açlıktan ölme sınırında olduğunu açıkladı.
‘Yeterli değil’
Gazze'de yaşayan İsmail Mokbel BBC'ye havadan indirilen yemek paketinin içinde biraz baklagil ve kadınlar için temel sağlık ürünleri olduğunu söyledi.
Kuzeydeki Eş-Şifa hastanesi yakınındaki bir diğer Gazzeli Ebu Yussef, yardıma ulaşamadığını anlattı:
"Birdenbire gökyüzünde yardım paraşütleri belirdi. Yerimizde durup beklemeye başladık ve yardım bizden 500 m öteye indi. Çok fazla insan vardı ve yardım çok azdı. Hiçbir şey alamadık."
Mokbel, temel ihtiyaçlara erişemeyen çok sayıda kişi için yeterli yardımın olmadığını söyledi:
"Binlerce kişi yardımın üstlerine düştüğünü gördü... Yüzlerce belki binlerce kişi bu alanlarda beklerken sadece 10-20 kişi yardım alabildi, diğerleri eli boş döndü. Gazze'nin kuzeyine yardımı havadan indirmek ne yazık ki en uygun yöntem değil.
"Gazzelilerin ihtiyaçlarını karşılamayan bu yöntem yerine yardımın karadan ve denizden girişine ihtiyaç var".
‘Pahalı ve rastgele’
Başlangıçta İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş alanında tecrit altındaki birliklere destek sağlamak için yapılan havadan yardımları, BM ilk kez 1973'te kullandı. Bu tarihten itibaren insani yardımlar için önemli bir araca dönüştü.
Ancak Dünya Gıda Programı'nın (WFP) 2021 raporunda belirtildiği gibi, bunlar yalnızca "daha etkili seçenekler başarısız olduğunda" kullanılacak "son çare" olarak değerlendiriliyor. Güney Sudan, WFP'nin havadan yardım yaptığı son yer olmuştu.
Norveç Mülteci Konseyi'nin yardım kuruluşunun başındaki Jan Egeland, Gazze'ye yaptığı üç günlük ziyaretten döndükten sonra BBC'ye, "Havadan yardımlar pahalı, rastgele ve genellikle yanlış kişilerin yardımı almasıyla sonuçlanıyor" dedi.
WFP, uçak, yakıt ve personel maliyetleri nedeniyle havadan yardımların karadan yapılan yardımlara kıyasla yedi kat daha pahalı olduğunu söylüyor.
Buna ek olarak, WFP'ye göre, kamyonlardan oluşan bir yardım konvoyunun taşıyabileceği hacim ve teslimat bölgesindeki koordinasyonu ile karşılaştırıldığında, her uçuşta yalnızca nispeten küçük miktarlar teslim edilebiliyor.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, iç savaş sırasında Suriye'ye havadan yardımın indirildiği 2016 yılına dair bir raporunda, insanların açlıktan uygun olmayan ürünleri tüketerek hayatlarını riske atmasını önlemek için dağıtımı kontrol etmenin önemini de vurguluyor.
Raporda, "Yetersiz beslenen ve hatta açlıktan ölmek üzere olan insanlara ani ve denetimsiz gıda türlerinin teslim edilmesi, yaşam için ciddi riskler oluşturabilir. Bu risklerin, hava yoluyla hiçbir şey teslim edilmemesi veya karadan dağıtımda yaşanabilecek gecikmeyle karşılaştırılması gerekir" deniyor.
WFP, havadan yardımların çatışma bölgelerinde yaklaşık 300 ile 5 bin 600 metre arasında değişen farklı yüksekliklerden atılabileceğini ve bu nedenle paketlerin zeminden gelebilecek darbelere dayanabilmesini sağlamak için sağlam ambalajlamanın hayati önem taşıdığını ekliyor.
Örgüt, ideal indirme noktalarının futbol sahasından daha küçük olmayan geniş açık alanlar olması gerektiğini söylüyor. Bu nedenle dağıtımlar genellikle Gazze'nin kıyı şeridini hedefliyor.
Ancak yerel kaynaklara göre bu durum bazen yardımların denize düşmesine ya da rüzgarla İsrail'e taşınmasına neden oluyor.
‘Ateşkes gerekli’
Gazze'de yaşayan Samir Abo Sabha BBC'ye, ABD'nin daha fazlasını yapmasının ve İsrail'e ateşkes için baskı yapmasının gerektiğine inandığını söyledi.
"Bir Gazzeli olarak bunun bir işe yaramadığını söyleyebilirim, istediğimiz ABD'nin İsrail'e ateşkes için baskı yapması; silah ve füze yardımını durdurması".
Bazı insani yardım kuruluşları da bu görüşe katılıyor.
Geçen hafta İngiltere merkezli yardım kuruluşu Oxfam, Biden yönetimini, hava yardımlarının "süregelen ölümler ve Gazze'deki kıtlığa politikalarıyla katkıda bulunan üst düzey Amerikalı yetkililerinin suçluluk duygularını hafifletmeye yarayacağını" söyleyerek eleştirdi.
Filistin topraklarında insani kriz derinleştikçe gıdanın "nasıl olursa olsun" dağıtılması gerektiğini savunanlar da var.
Gazze'ye yemek gönderen World Central Kitchen'ın kurucusu José Andrés, "Gazze'ye her şekilde gıda götürmemiz gerekiyor. Denizden gitmesi gerekiyor... Gazze'nin kıyılarına tekneler göndermeliyiz..." dedi.
BBC Türkçe