Amerikan politika dergisi Foreign Policy, Suriye'de Beşar Esad rejiminin düşmesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Müslüman dünyasının lideri" anını yaşadığını yazıyor.
Medeniyetler Çatışması kitabıyla tanınan siyaset bilimci Samuel Huntington'ın kurduğu dergide yer alan analizde, bir dönem Erdoğan ve Esad'ın yakın olduğu fakat 2011'de başlayan ayaklanmaların ardından iki liderin arasının açıldığı anımsatılıyor.
Erdoğan'ın son dönemde Esad'a yaptığı normalleşme çağrılarına yanıt alamadığı, bunun ardından Şam üzerindeki baskıyı artırmak için, isyancıların başını çeken Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve Ankara destekli Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Halep'e sınırlı operasyon düzenlemesine "onay verdiği" iddiası paylaşılıyor. Bu operasyonun hızla büyüyerek Esad rejiminin devrilmesiyle sonuçlandığı yorumu aktarılıyor.
"Rejim değişikliği yaratmanın, Türkiye'nin dış politika stratejisinin alışıldık bir parçası olmadığı" belirtiliyor ve şu yorum paylaşılıyor:
Erdoğan, Esad'ın iktidarda olmadığı bir Suriye'nin geleceğini belirlemek için kendisini alışılmamış ve güçlü bir konuma buldu.
Erdoğan'ın kendisini ve ülkesini, "Arap ve Müslüman ülkelerin lideri olarak gördüğüne" dikkat çekilen analizde, Cumhurbaşkanı'nın "yeni Suriye düzenini şekillendirme fırsatını" yakaladığı ifade ediliyor.
Diğer yandan Erdoğan'ın bu süreçte SMO ve HTŞ nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşacağı değerlendirmesi yapılıyor. Ebu Muhammed el-Cevlani'nin, El Kaide'nin eski Suriye kolu El-Nusra Cephesi'nin lideri olarak görev yaptığı, daha sonra örgütten ayrılarak HTŞ'yi kurduğu hatırlatılıyor.
Amerikan istihbarat örgütlerinin, HTŞ'nin sadece El Kaide'yle değil IŞİD'le de bağlantılı olduğunu düşündüğü aktarılıyor. IŞİD'in El-Nusra Cephesi'nin kurulmasında önemli rol oynadığı ifade ediliyor. Cevlani'nin El Kaide ve IŞİD'le bağlarını ideolojik anlaşmazlıklar nedeniyle değil, IŞİD'in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi'nin El-Nusra cephesini kendi örgütüne katmaya çalışması yüzünden kopardığı öne sürülüyor. HTŞ'nin ABD, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak görüldüğü de hatırlatılıyor.
Bunun yanı sıra Esad rejiminin devrilmesiyle Türkiye'nin son dönemde Arap ülkeleriyle kurduğu ittifakın zayıflayabileceği yorumu yapılıyor. Ayrıca Suriye'nin kendi geleceğini belirleme konusunda da Erdoğan'ın rolünün geri plana itilebileceği savunuluyor:
HTŞ ve Suriye halkı Esad'ı ülkeden kovduğuna göre, bir ay öncesine kıyasla artık Erdoğan'a daha az ihtiyaçları var.
Suriye'de rejim karşıtları, HTŞ liderliğinde 27 Kasım'da başlayan çatışmalarda hızla ilerlemiş ve 8 Aralık'ta Şam'a girerek başkenti ele geçirmişti. Esad ise ailesiyle Rusya'ya kaçmıştı. Kremlin'den yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kararıyla Esad ve ailesine sığınma hakkı verildiği bildirilmişti.