Gazeteci yazar Fatih Altaylı bugünkü köşe yazısına dün İstanbul İstiklal Caddesi’nde tüm Türkiye’yi yasa boğan patlamayı konu edindi. Fatih Altaylı, “Türkiye’yi Ortadoğu’nun ve hatta Orta Asya’nın çöplüğüne çevirdiğiniz zaman, o çöplükte her şey olur. Adına bazen PKK derler, bazen IŞİD, bazen de hiç duymadığınız yeni bir örgüt.” dedi. Fatih Altaylı’nın yazısında, “Ben Abdülkadir Selvi gibi 2015 ve 2016'daki terör dalgasını işaret edecek kadar bilgi sahibi ve cüretkar değilim.” ifadesini kullanması dikkat çekti.
FATİH ALTAYLI: AMA MUTLAKA BİR ARKA PLANI, BİR HESABI VAR
İstiklal Caddesi’ndeki patlamanın arka planına odaklanan Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Emniyet’ten gelen bilgilere göre, muhtemelen Suriye kökenli bir PKK/YPG’li bir terörist var patlamanın arkasında. Şimdi de olay yerinden uzaklaşan Suriyeli bir kadın terörist aranıyor. O belki bulunur da, arkası ortaya çıkar mı! Çünkü bu son derece karanlık, amacı son derece belirsiz, serseri mayın gibi bir eylem. Ama mutlaka bir arka planı, bir hesabı var. Fazlasını yazmak pek mümkün değil.” diye yazdı.
KİMİN İÇİN YAPILDIĞI BELİRSİZ AMA BİR ŞEY ÇOK AÇIK BELLİ
“Ben Abdülkadir Selvi gibi 2015 ve 2016'daki terör dalgasını işaret edecek kadar bilgi sahibi ve cüretkar değilim.” diyen Fatih Altaylı yazısında şunları kaydetti;
“Eylemin amacı ya da kimin için yapıldığı belirsiz ama bir şey çok açık belli.
Bir ülkeye kimine göre 8, kimine göre 12 milyon kişiyi kontrolsüzce sokarsanız isterseniz PKK’daki her teröristin “ayakkabı numarasını” ve hatta göz rengini bilin böyle eylemleri engelleyemezsiniz.
Uluslararası mafyanın merkez üssü yaptığı, IŞİD yöneticilerinin Şişli’nin göbeğinde yol kesip, adam öldürüp kadın kaçırdığı, adında İslam olan örgütlerin seks hesaplaşmaları yaptığı bir alanda, dua etmemiz gereken şey şimdilik sadece bir bombanın patlamış olmasıdır.
Türkiye’yi Ortadoğu’nun ve hatta Orta Asya’nın çöplüğüne çevirdiğiniz zaman, o çöplükte her şey olur.
Adına bazen PKK derler, bazen IŞİD, bazen de hiç duymadığınız yeni bir örgüt.”
ASIL PANİK, BİLGİ AKIŞI KESİLDİĞİ ANDA ORTAYA ÇIKAR
Taksim’deki bombalı saldırıdan sonra sosyal medya platformlarına getirilen bant daraltması uygulamasına da değinen Fatih Altaylı, “Bir ülkede bundan daha yanlış, daha kötü, halkı daha tedirgin edici bir karar alınamazdı. Böyle yaptığınız anda kulaktan kulağa yayılacak yanlış bilginin hızını arttırıyor, doğru olmayan bilginin doğru olan bilginin önüne geçmesine neden oluyor, yanlış bilginin yanlış olduğunun söylenmesini bile engelliyorsunuz.” dedi.
Fatih Altaylı şöyle devam etti;
“Bu kararı kim aldı ise, kim aldırdı ise, kim bu karardan, bu bilgi karartmasından medet umdu ise bu ülkenin de, bu ülkeyi yöneten iktidarın da lehine bir iş yapmadığını, tam aksine ülke aleyhine, iktidar aleyhine çalıştığını bilin, bilsin.
Elbette kan revan fotoğrafların yayınlanmasını ve yayılmasını engelleyeceksiniz.
Elbette terör ve kan şehvetine kendini kaptıran hayasızlara imkan vermeyeceksiniz.
Ama bunu yapmak için tüm bilgi akışını kesmeyeceksiniz.
Asıl panik, asıl dezenformasyon bilgi akışı kesildiği anda ortaya çıkıyor.
“Halkı panik ve karamsarlığa sevk etmek” dediğiniz şey halk körleştiğinde, bilgiye ulaşamaz ve bilgiyi paylaşamaz hale geldiğinde ortaya çıkıyor.
Ve bu bilgi akışını engelleyenler, aslında çok ciddi bir Anayasal suç işliyorlar.
Halkın haber alma ve medyanın haber verme özgürlüğünü elinden alıyorlar.
Haber alma ve verme özgürlüğünü kötüye kullanana elbette yasalar çerçevesinde hesap sorulur, yasada yeri olduğu ölçüde ceza verilir.
Ama haber alma özgürlüğünü kötüye kullanmak ne kadar suç ise haber alma özgürlüğünü engellemek de o denli suçtur.
Hatta daha büyük suçtur.
Çünkü o, Anayasa ile korunmaktadır.
Sizin kafanızdaki ölçü ile değil.”