Et ve Süt Kurumu, et fiyatlarına yüzde 48 zam yaptığını duyurdu. Kurumun yeni fiyat listesi internet sitesinde yer aldı. Yapılan zamların ardından 1 kg kıymanın kilosu 56 liradan 83 liraya, 1 kg kuşbaşının fiyatı da 62,50 liradan 92 liraya yükseldi.
Öte yandan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, zammı neden yaptıklarına ilişkin açıklama yaparken “Çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık” dedi.
Dünya Gazetesi‘ne konuşan Uzun’un açıklaması şöyle:
“Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 daha altında bir fiyatımız vardı. Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık. Ama yine de piyasaya göre yüzde 15 daha düşük bir fiyat var. Karkas etin fiyatı 80 lira olmuş bizim 56 liradan kıyma satmamız zaten mümkün değildi.”
ALIM FİYATI DA ARTIRILACAK
Uzun piyasada karkas etin fiyatı 80 lirayken 58- 60 liradan kesim yapmalarının pek mümkün olmadığını bu nedenle üreticiden alım fiyatını da artıracaklarını söyledi. Uzun: “Alım fiyatında da bir artış yapmamız gerekiyor. Bunun için çalışmalar yaptık. Hem sayın bakanımıza sunduk hem de Fiyat İstikrar Komitesi‘ne sunduk. Oradan çıkan karara göre alım fiyatında da artış olacak. Biz de zaten ihtiyacımız olan eti piyasadan kesilmiş et olarak alıyoruz. Bu konuda dijital - elektronik bir ihale açıyoruz. Kilosunu 78 -79 liradan et alıyoruz.” dedi.
AYDA 500 TON ET SATIYOR
Kurum olarak ayda 500 ton civarında kırmızı et sattıklarını hatırlatan Uzun satışlarla ilgili şu bilgileri verdi: “ Bizim satışlarımızın büyük bölümü Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel komutanlığına. Piyasaya satışımız çok az. Ülke genelinde 18 satış mağazamız var. Aylık kırmızı et satışımız 500 ton. Yıllık 6 bin ton demek. Zincir marketlere satışımız yok.”
İTHALATA GEREK YOK
Et ve Süt Kurumu’nun hem içerde hem de dışarıda sürekli olarak fiyat araştırması yaptığını hatırlatan Uzun, şu anda et ithalatına gerek olmadığını, içerde yeterli hayvan ve et olduğunu söyledi. Osman Uzun, Et ve Süt Kurumu’nun ithalata zemin hazırlamak için et fiyatlarını artırdığı yönündeki iddialara ise şu yanıtı verdi: “İthalat ucuz değil ki. İthalata gerek yok. Bizim artan fiyatlarımıza rağmen piyasanın yüzde 15 altında. İthalata gerek yok.”
İTHALAT HAYVANCILIĞI BİTİRİR
Kırmızı et fiyatlarındaki artış nedeniyle ithalat seçeneği bir kez daha gündeme geldi. Ancak, ithalat çözüm değil. İthalat ucuz da değil. Bu nedenle ithalatın yapılması hayvancılığın tamamen bitmesi demek. Türkiye bu noktaya zaten ithalat yaptığı için geldi. Hatırlarsanız 2007 2008’de yaşanan kuraklıktan sonra yüzde 100’den daha fazla artan yem fiyatları ve çiğ süt fiyatının yarı yarıya düşmesi sonucu Türkiye’de 1 milyondan fazla süt ineği kesildi. Süt ineklerinin kesilmesi ile hayvan varlığı azaldı ve kırmızı et fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Fiyat artışını önlemek için ithalata başvuruldu. 2010’dan itibaren kasaplık hayvan, besilik hayvan karkas et, löp et, Türkiye ne bulduysa ithal etti. İthalata 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolar harcandı. Hayvancılıkta ciddi bir çöküşe neden oldu. Yerli üretici rekabet edemediği için hayvancılığı bırakanlar oldu. Türkiye’nin besilik hayvan üretim merkezi Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Van gibi merkezlere bile hayvan ithal edilince yerli üretim çökertildi. İthalata dayalı bir besicilik yapılmaya başlandı. Şimdi ithalat da yapılamıyor. Bu politika Türkiye’yi bugün çıkmaz bir sokağa sürükledi. Artık ithalat da ucuz değil ve yapılması da hiç kolay değil. Ama buna rağmen fiyatlar yüksek ve tüketici et alamıyor.
TEMEL SORUN YEMDE DIŞA BAĞIMLILIK
Hayvancılıktaki temel sorun yemdeki dışa bağımlılık. Yem hammaddeleri ihtiyacının yüzde 50’den fazlası ithalatla karşılanıyor. Yem fiyatları kontrol edilemiyor. Son günlerde neredeyse her gün yem fiyatları artıyor. Son 6 ayda bile yüzde 100’e yakın fiyat artışı yaşandı. Ama çiğ süt fiyatı aynı oranda artmıyor. Yem pahalı, süt ucuz olunca üretici üretim yapamıyor. Hayvan varlığını azaltıyor veya sektörden çekiliyor. Bu da fiyatların artmasına neden oluyor. Yapılması gereken yemde üreticileri, yetiştiricileri desteklemek. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ucuza sağladığı arpa ve mısır artık yetmiyor. Son bir ayda zaten arpa yeterince verilemedi.
ÇÖZÜM, ÜRETİCİYE DESTEKLE ÜRETİMİ ARTIRMAK
Türkiye, hayvana yedirdiği yemi, kepeği, mısırı, arpayı, ayçiçeği küspesini, yemlik buğdayı, soyanın büyük bölümünü ithal ediyor. Bu ithalatın bir bölümünü de Rusya ve Ukrayna’dan yapıyor. Bu iki ülke arasındaki savaş hem ithalatın yapılmasını güçleştirdi hem de artan fiyat nedeniyle ithalatı pahalı hale getirdi. Savaşı ile birlikte fiyatlar daha da arttı. Yem maliyeti, yem fiyatları artınca çiğ süt üreticisi yem alamıyor. Yeme para yetiştiremiyor, zarar ediyor. Zarar edince de süt ineklerini kestirip sektörden çekilmek zorunda kalıyor. Çözüm inek kesimini durdurmak. Çiğ süt üreticisine maliyetin üstünde fiyat ve destek vermektir. İthalatın çözüm olmadığı bir kez daha kanıtlandı. Çözüm üretimi artırmaktır.