Alışkanlık haline gelmiş ertelemenin depresyon, anksiyete, şiddetli ağrı ve düşük uyku kalitesinin yanı sıra fiziksel hareketsizlik gibi daha derin sağlık sorunlarının bir işareti olduğu yeni bir araştırmada belirtildi.
Önceki haftalarda JAMA Network Open'da yayımlanan araştırmada, erteleme eğilimindeki öğrencilerin kötü ruhsal ve fiziksel sağlıktan mustarip olma riskinin daha yüksek olup olmadığı değerlendirildi.
Aralarında İsveç'teki Uppsala Üniversitesi'nden de araştırmacıların bulunduğu ekip, Stockholm ve çevresindeki 8 üniversiteden 3 bin 525 öğrenci katılımcıyı çalışmaya dahil ederek onlardan 19 Ağustos 2019 ile 15 Aralık 2021 arasında bir yıl boyunca her üç ayda bir anket doldurmalarını istedi.
Çalışmada araştırmacılar öğrencilerin kendi bildirdikleri erteleme davranışlarını, 1 (çok nadir ya da beni yansıtmıyor) ile 5 (çok sık ya da her zaman beni yansıtıyor) arasında derecelendirilen Likert ölçeğini kullanarak Saf Erteleme Ölçeği'nin İsveç versiyonundaki 5 madde üzerinden değerlendirdi.
Ardından sayılar toplanarak 5 ile 25 arasında değişen bir toplam erteleme puanı elde edildi.
Öğrencilerden elde edilen veriler daha sonra, ertelemenin 9 ay sonraki daha kötü sağlık çıktılarıyla bağlantılı olup olmadığını belirlemek üzere değerlendirildi.
9 ay sonraki takipte, katılımcıların kendi bildirdikleri 16 sağlık çıktısı incelendi.
Bu çıktılar arasında depresyon, anksiyete ve stres semptomları gibi ruh sağlığı sorunlarının yanı sıra şiddetli ağrılar yer alıyor. Bu ağrıların görüldüğü yerler arasında boyun ve/veya üst sırt, alt sırt, üst ve alt ekstremiteler de bulunuyor.
Katılımcıların bildirdiği sağlık çıktıları arasında düşük uyku kalitesi, fiziksel hareketsizlik, tütün kullanımı, esrar kullanımı, alkol kullanımı ve kahvaltı atlama gibi sağlıksız yaşam tarzı davranışlarının yanı sıra yalnızlık, ekonomik zorluklar gibi psikososyal sağlık faktörleri ve genel sağlıkla ilgili sıkıntılar yer alıyor.
Bulgular, daha yüksek erteleme seviyesinin yaklaşık 9 ay sonraki, önemli ölçüde daha yüksek depresyon, anksiyete ve stres belirtileriyle ilişkili olduğuna işaret ediyor.
Daha yüksek seviyede erteleme davranışında bulunduğunu bildiren katılımcıların omuzlarında veya kollarında şiddetli ağrılar olduğunu, daha fazla yalnızlık ve maddi sıkıntı yaşadıklarını ve uyku kalitelerinin daha kötü olduğunu bildirme olasılıkları da daha yüksek.
Araştırmacılar yaş, cinsiyet, önceki fiziksel ve psikiyatrik durum ve ebeveynlerin eğitim düzeyi gibi diğer faktörler dikkate alındıktan sonra bile bu bağlantının devam ettiğini ifade ediyor.
Çalışmanın bir sınırlamasına atıfta bulunan araştırmacılar, araştırma örnekleminin genel İsveçli öğrenci nüfusunu "tam olarak temsil etmediğini" ve bu nedenle tahminlerin diğer nüfuslara genellenip genellenemeyeceğinin belirsizliğini koruduğunu söylüyor.
Çalışmada "Ayrıca ölçümlerimiz Kovid-19 salgını sırasında toplandğından diğer zaman dilimlerine genellenebilirliği etkileyebilir" ifadeleri yer aldı.
Erteleme alışkanlığı üniversite öğrencileri arasında yaygın olduğundan araştırmacılar bulguların, öğrencilerin sağlığına dair anlayışın gelişmesinde bu alışkanlığın önemini vurguladığını söylüyor.
Araştırmacılar çalışmada, "Ertelemeye müdahale etmenin herhangi bir spesifik sağlık çıktısıyla büyük ilişkiler ortaya çıkarması pek olası görünmese de bir dizi farklı türden sağlık sonuçlarıyla küçük ilişkiler ortaya çıkarması muhtemel" diye yazdı.