Türkiye genelinde okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için ilk ders zili çaldı, binlerce çocuk okulla tanışmanın heyecanını yaşadı. İzmir Ekonomi Üniversitesinin (İEÜ) uzman klinik psikoloğu Gizem Simge Kısa, çocukların okula uyum sürecini hızlandırmak ve kaygıya kapılmalarını önlemek amacıyla ailelere tavsiyelerde bulundu. Kısa, “Çocuğunuzla konuşun, okulda neler yaptığını ondan dinleyin. Sabırsız ve aceleci olmayın, çocuğunuza güvendiğinizi hissettirin. Çocuğunuzu başkasıyla kesinlikle kıyaslamayın” dedi.
Okulların açılmasıyla birlikte hem aileler hem çocuklar için daha önce deneyimlenmeyen bir sürecin başladığına dikkat çeken Kısa, ebeveynlerin bu süreçte dikkatli olması gerektiğini söyledi.
“Okulun ne olduğunu anlatın”
Çocukla kurulan doğru iletişimin okula uyumu hızlandıracağını belirten uzman klinik psikoloğu Kısa, “Çocuğunuzun bazı kaygıları, heyecanı olabilir. Bu durum gayet normal. Çocuğunuzu dinleyin, kendisini ifade etmesine izin verin. Çocuğunuzun fikrine değer verdiğinizi hissettirin. Okul konusunda çocuğunuza bilgi verirken, kendi okul hâtıralarınızı da anlatabilirsiniz. Örneğin; okula ilk başladığınızda neler yaptığınızı sizden dinlemesi, onu rahatlatabilir. Bu süreçte aileler, genellikle okulu oyun oynanan ya da arkadaşlarla zaman geçirilen bir yer olarak aktarır. Siz, okulu sadece bu şekilde kısıtlamayın. Okulun ne olduğunu, okula ne amaçla gidildiğini, okulda hangi etkinliklerin yapıldığını çocuğunuzla paylaşın” diye konuştu.
“Becerileri ve öğrenmeleri farklı”
Her çocuğun beceri ve öğrenme hızında farklılık olabileceğini söyleyen Kısa, ailelerin çocuklarını asla kıyaslamaması gerektiğini ifade ederek, “Okul; çocuğun büyüdüğünü, artık kendi başına bir şeyler yapabilmenin gücünü hissettiği bir dönemin de başlangıcı. Bu süreçte çocuklar, yaptıklarıyla ailelerinin dikkatini çekmek, takdir görmek isteyebilir. Çocuğunuzla bol bol sohbet edin, çocuğunuza güvendiğinizi gösterin. Örneğin; ‘Okula başlangıç sürecinde biraz heyecan ya da endişe duyabilirsin. Ancak biz her zaman yanındayız. Okulu çok sevecek, yeteneklerinle kendini geliştireceksin’ tarzında özgüveni artıran açıklamalar yapılabilir. Çocuğunuzu kıyaslamayın. ‘Bak, arkadaşın okulu çok seviyor, okumayı da senden önce öğrenmiş. Sen de onu yakalamalısın’ gibi ifadeleri çok duyarız. Çocuğu motive etmek düşüncesiyle söylenen bu sözler, tam tersine güvensizliği ve kaygıyı artırabilir. Her çocuk, kendine özeldir ve ilgileri, öğrenme gelişimleri farklılık gösterebilir. Sadece çocuğunuza odaklanın ve ona yardımcı olun” dedi.
“Ayrılma korkusuna kapılmamalı”
Kısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklar, okulun başlamasıyla birlikte aileden ayrılma endişesi duyabilir. Bu nedenle ilk zamanlarda çocuğunuzun okuluna sık sık gidebilirsiniz, bu normal. Ancak bunun da bir limiti, düzeni olmalı. Okulun son derece güvenli olduğunu, öğretmenin onunla ilgileneceğini söyleyerek çocuğunuzu rahatlatabilirsiniz. Okul açıldıktan 3-4 ay sonra bile çocuğumuz sizden ayrılma korkusu ya da okula gitme noktasında endişe duyuyorsa, bir sorun var demektir. Bu nedenle çok baskıcı veya kontrolcü olmayın, çocuğunuzun kendi ayakları üzerinde durmasına izin verin.”
“Rutine bağlı kalmaya çalışın”
Çocuklar için belli bir rutin oluşturmak gerektiğini de sözlerine ekleyen Kısa, “Oyun, uyku ve beslenme için bir düzen belirleyin. Elbette buna her zaman uymak zor olabilir ancak mümkün oldukça bağlı kalmaya özen gösterin. Özellikle uyku süresi, çocuğun gelişimi için de çok önemli olduğundan, çocuğunuzun uykusuz kalmamasına, çok geç yatmamasına dikkat edin” ifadelerini kullandı.