DIŞİŞLERİNE “KÜBA KÖKENLİ” İSİM
Trump, ABD dış politikasının merkezinde yer alan Dışişleri Bakanlığı için Florida Senatörü Marco Rubio'yu seçtiğini açıkladı. 53 yaşındaki Rubio, başta Çin olmak üzere pek çok konuda şahin görüşlere sahip.
Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin kıdemli bir üyesi olan Rubio aynı zamanda, Senato İstihbarat Komitesi'nin de başkan yardımcısı. Küba kökenli ve Katolik mezhebine mensup bir Amerikalı olan Rubio, onaylanması halinde ABD tarihindeki 'ilk Latin kökenli dışişleri bakanı' olacak.
YENİ BAKANIN TÜRKİYE KARNESİ
ADALET BAKANI TAM BİR SUÇ MAKİNESİ
ABD iç siyasetini takip eden uzmanlara göre, Trump açsından hiçbir atama, Adalet Bakanlığı'nın başına geçecek isimden daha kritik değil. Zira ilk döneminde, başsavcılardan çok çeken Trump uzun süredir, bu pozisyon için tabir caizse 'çoban köpeği' gibi kullanabileceği sadık birini arıyordu.
Bu noktada, Floridalı kongre üyesi Matt Gaetz'in adı öne çıktı. Bu satırlar yazılırken Trump, Gaetz’i Adalet Bakanı olarak atadı. Bu karar ABD’de tepkiyle karşılandı. Zira Gaetz'in adının karıştığı skandallar ve savunduğu fikirler yenilir yutulur cinsten değil...
UYUŞTURUCU, CİNSEL İSTİSMAR, IRKÇI FİKİRLER...
Gaetz'in ilk kongre üyeliği yaygın bir tartışmaya yol açmıştı, zira The New York Times, Gaetz'in "yasadışı uyuşturucu kullanımı, Temsilciler Meclisi'nde uygunsuz görüntü ve videolar paylaşma, eyalet kimlik kayıtlarını kötüye kullanma, kampanya fonlarını kişisel kullanım için dönüştürme ve izin verilmeyen hediyeler kabul etme" gibi suçlamalarla karşı karşıya olduğunu belirtmişti. Ardından bir dönem de "reşit olmayanlara yönelik cinsel istismar" gibi suçlamalarla soruşturuldu.
Gaetz ayrıca, ABD'de genellikle beyaz üstünlükçülerin savunduğu, 'Büyük Yer Değiştirme' gibi aşırı-sağcı teorilere verdiği destekle tanınıyor. Hatırlatmak gerekir ki; 15 Mart 2019'da Yeni Zelanda'daki Christchurch'te, iki camide 50'den fazla Müslümanı öldüren beyaz üstünlükçü terörist Brenton Tarrant da benzer fikirlere sahipti.
“MASKE KARŞITLIĞI” İLE ÜN YAPTI
ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na aday gösterilen ve aynı zamanda Güney Dakota'nın ilk kadın valisi olan Kristi Noem, COVID-19 salgını sırasında eyalet çapında “yüz maskesi takma zorunluluğunu reddeden” kararıyla ulusal üne kavuştu.
Norveç kökenli protestan bir aileden gelen 52 yaşındaki Noem, yeni görevinde, Trump'ın katı göç politikasını yürütmek üzere 'Sınır Çarı' olarak atanan Tom Homan ile yakın bir şekilde çalışacak.
“KÖPEĞİNİ NASIL ÖLDÜRDÜĞÜNÜ” ANLATTI
CIA'YA “ULTRA-MUHAFAZAKAR” KATOLİK DİREKTÖR
Kongre'deki görevi sırasında, en muhafazakar üyelerden biri olarak kabul edilen John Ratcliffe, Trump tarafından ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'nın direktörlüğüne getirildi. Katolik inancına mensup olduğu bilinen Ratcliffe 'ultra-muhafazakar' görüşleri ve yaşam tarzıyla tanınıyor.
Ratcliffe'in, Ulusal İstihbarat Direktörü olarak görev yaptığı Temsilciler Meclisi'ndeki resmi biyografisinde, Doğu Bölgesi'nde savcılık yaptığı dönemde "bir günde 300 kaçak göçmeni tutukladığı" yazıyor.
ERMENİ KOMİTESİ'NDEN “ZAYIF NOT” ALDI
Ratcliffe, Amerikan Ulusal Ermeni Komitesi'nin, 2019-2020 yılı için hazırladığı karnede; çeşitli Türkiye karşıtı tasarı ve dilekçelere verdiği oylar neticesinde, 24 maddenin tümünden negatif değerlendirme alarak en düşük not olan D-'ye layık görüldü.
Ayrıca;
“ERDOĞAN, ABD'NİN DOSTU DEĞİLDİR” DİYOR...
Trump tarafından Ulusal İstihbarat Direktörü olarak atanan Tulsi Gabbard, eski bir ABD ordusu mensubu, muhafazakar görüşleriyle tanınıyor. ABD medyası tarafından Rus propagandasını yaymakla suçlanıyor. Hawai kökenli Katolik siyasetçi, 2020'de yaptığı bir konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
"Türkiye, yıllardır IŞİD ve El Kaide teröristlerini perde arkasından destekliyor. [...] Türkiye'nin Erdoğan'ı bizim dostumuz değil. O dünyanın en tehlikeli diktatörlerinden biridir ve ABD hükümeti ile medyasının, bu İslamcı megalomana ve onun El Kaideli ortaklarına yardım etmek gibi bir görevi yoktur.”
KRİTİK KONULARDAKİ YAKLAŞIMLARI
PENTAGON “SAKINCALI PİYADEYE” EMANET
ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) zirvesine aday gösterilen ordu gazisi Pete Hegseth, katıldığı TV progamlarında savunduğu görüşleri ile muhafazakar bir politikacı olarak tanınıyor. Fakat onun yaşamını daha da ilginç kılan bir olay var...
Hegseth 2020 yılında, bugün başına geldiği Pentagon tarafından, başkan Joe Biden'ın yemin töreninde görev yapmak üzere seçilen 25 bine yakın Ulusal Muhafız'dan biriydi, ancak 'sağcı milis gruplarla bağlantılı olan' veya 'aşırı görüşlerini çevrimiçi olarak yayınladığı tespit edilen' on iki askerden biri olduğu için bu görevden alındı. Hegseth, "bir Hristiyan sembolü olan Kudüs Haçı dövmesi" nedeniyle görevden alındığını öne sürdü.
"SİYONİZM, BATI MEDENİYETİNİN ÖN CEPHESİDİR" DİYOR...
Hegseth 2018'de Kudüs'te düzenlenen dini siyonist Arutz Sheva konferansında yaptığı konuşmada, “(Kudüs'te, Mescid-i Aksa yerleşkesinin de bulunduğu) Tapınak Dağı'nda, Tapınağın (Süleyman Mabedi) yeniden kurulması mucizesinin mümkün olmaması için hiçbir neden yok” dedi.
Her iki taraftan da Norveç göçmeni bir ailenin çocuğu ve inanç olarak da 'Evanjelik Baptist' olduğu bilinen Hegseth, aynı yıl New York'ta düzenlenen Ulusal Genç İsrail Konseyi galasında yaptığı konuşmada, “Siyonizm ve Amerikancılık bugün dünyamızda Batı medeniyetinin ve özgürlüğünün ön cepheleridir” ifadelerini kullandı.
ORTA DOĞU “YAHUDİ MİLYARDERE” EMANET
Trump, Orta Doğu Özel Temsilciliği için emlak zengini Steve Witkoff'u seçti. Trump'ın yakın dostu olan Yahudi asıllı milyarderin Orta Doğu Özel Temsilcisi olarak atanması İsrail'de heyecan yarattı.
Netanyahu'nun sıkı bir destekçisi ve aynı zamanda Trump'ın da en büyük bağışçılarından biri olan Witkoff, Mayıs ayında basına verdiği röportajda, Biden'ın İsrail'e silah sevkiyatını durduracağını açıklamasının ardından, Yahudi bağışçıların Trump kampanyası için 'altı ve yedi haneli bağışlar' yaptığını açıklamıştı.
BU EMEKLİ RAHİP, İSRAİL'DEN DAHA İSRAİLCİ!
Eski Arkansas Valisi Mike Huckabee, ABD'nin yeni İsrail Büyükelçisi olacak. Huckabee'nin daha önce 'iki devletli çözüm' fikrini reddettiği ve sadık bir İsrail destekçisi olduğu biliniyor.
Geçmişte Baptist Kilisesi'nde rahip olarak görev yapan Huckabee, Filistin'in devletleşmesine karşı çıkan ve Filistin kimliğini reddeden bir figür. 2008'de "Filistinli diye bir şey olmadığını" savunan Huckabee, 2017'de katıldığı Batı Şeria'daki bir etkinlikte şu sözleri sarf etmişti:
"Batı Şeria diye bir şey yoktur, orası Yahudiye ve Samarya'dır. Yerleşim diye bir şey yoktur. Bunlar topluluklardır, mahallelerdir, şehirlerdir. İşgal diye bir şey yoktur..."
YENİ GÜVENLİK DANIŞMANI “UKRAYNA KARŞITI”
Yine bir Floridalı, Mike Waltz, Trump tarafından resmen ulusal güvenlik danışmanlığına atandı. 27 yıl boyunca ABD Ordusu'nda görev yapan ve Kongre'ye seçilen ilk Özel Kuvvetleri mensubu asker olma ünvanını da elinde bulunduran Waltz, önümüzdeki dönemde ABD'nin dış politika rotasını belirleyen isimlerden biri olacak.
“ÇKP İLE SOĞUK SAVAŞ İÇİNDEYİZ” DEMİŞTİ...
Çin konusunda Kongre'nin en şahin üyelerinden biri olarak kabul edilen Waltz, "Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile Soğuk Savaş içindeyiz" söylemiyle hafızalara kazınmıştı; Pekin'deki 2022 Kış Olimpiyatları'nın boykot edilmesi çağrısında bulunan ilk Kongre üyesi oldu. Temsilciler Meclisi Çin Görev Gücü'nde görev yapan Waltz ayrıca, Amerikan üniversitelerini Çin casusluğundan koruma mevzuatına da öncülük etti.
Şubat 2022'de Rus işgalinin başlamasının ardından Ukrayna'yı desteklediği görülen Waltz'ın görüşleri, 2024'te daha çekimser bir hal aldı ve bu yıl, birden fazla Ukrayna'ya yardım tasarısında “karşı oy” kullandı.
“SINIRLARIN ÇARI” MİLYONLARI SINIR DIŞI EDECEK!
Trump, kendisine ait sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı duyuru ile "sınır kontrolü konusunda bir sadık” olarak nitelendirdiği Tom Homan'ı, 'Sınırların Çarı' pozisyonuna atadı. Trump'ın seçim kampanyasının ana vaatlerinden biri olan, "milyonlarca kaçak göçmenin toplu olarak sınır dışı edilmesi" görevini icra edecek olan Homan'ın, bu konuyu oldukça ciddiyetle ele aldığı biliniyor.
Homan 2014 yılında, “çocukları ailelerinden ayırmanın” yasadışı sınır geçişlerini engellemenin etkili bir yolu olacağını savunmuştu. Temmuz ayında yaptığı açıklamada “Trump geri döndüğünde ben de yanında olacağım ve bu ülkenin şimdiye kadar gördüğü en büyük sınır dışı etme gücünü yöneteceğim" dedi.
Homan, dini pratikleri yerine getiren inançlı bir Katolik olarak tanınıyor.
GÖZLER KRİPTO PARA BORSALARINDA
Dünyanın en zengin adamı Elon Musk, Trump'ın bir zamanlar başkan adayı olan Vivek Ramaswamy ile birlikte Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) olarak adlandırılan departmanın başına getirildi.
Trump yaptığı açıklamada, Musk tarafından desteklenen bir kripto para birimine atfen “Doge” olarak adlandırılan departmanın “hükümet bürokrasisini ortadan kaldırmak, aşırı düzenlemeleri azaltmak, savurgan harcamaları kesmek ve federal kurumları yeniden yapılandırmak” için danışmanlık görevi yapacağını söyledi.
Seçim döneminde Trump'ın en büyük bağışçılarından biri olan Musk, ödülünü alırken, söz konusu atamanın, ‘kripto para piyasalarında önemli yansımaları olacağı’ düşünülüyor.
İÇERİDE NELER OLACAK?
Kabinenin pek çok üyesi Amerikan kamuoyunda muhafazakar görüşleriyle tanınıyor. Bu da kürtaj, LGBT hakları, hafif uyuşturucuların yasallaştırılması ve silah taşıma/bulundurma yasaları gibi konularda Demokratların aksi istikametinde politikalar izleyeceklerinin sinyallerini veriyor.
Bu alanda en önemli başlıklardan biri de “düzensiz göçle mücadele” olacaktır ve yeni dönemde sınır güvenliği, muhtemelen daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde artırılırken, milyonlarca göçmen de topluca sınır dışı edilecek, vize koşulları zorlaştırılacaktır.
Yeni kabine tarafından, suçla mücadelede sert önlemler alınması ve federal kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin genişletilmesi planlanmaktadır. Ayrıca, uyuşturucu satıcıları ve insan kaçakçıları için 'ölüm cezası' uygulanması gibi radikal adımlar atılması da gündemdedir.
DIŞ POLİTİKADAKİ YANSIMALAR VE TÜRKİYE
Trump'ın, önceki döneminde Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakması ve ABD askerlerini bölgeden çekmesi, Türkiye'nin operasyonlarını kolaylaştırmıştı. Yakın zamanda, Robert F. Kennedy Jr., Trump'ın Suriye'deki ABD askeri varlığına dair endişelerini paylaştığını ve askerleri çekmek istediğini belirtti. Trump'ın yeni dönem Suriye politikasında, Türkiye-ABD ilişkileri ve İran-İsrail çatışmasının gidişatı belirleyici olacaktır.
Bunlar dışında;